Getting your Trinity Audio player ready... |
28 Mayıs’ta yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimi için kırana kırana olmaktan da öte, yurdun “gelecek sorunu” sayılarak yürütülen çalışmalar en çok yeni yetişen kuşağı, çocukları ilgilendirecektir! Çünkü onların yaşayacağı bir yurdun “geleceği” belirlenecek!
Katı/ gözleri kapalı mı düşünüyorum bilmiyorum, ancak Adana’da ne il örgütünün “içten” çalışmasını göremiyorum! Bazı yerlerde konuşlandırılan masalar var. Örneğin İnönü Parkı’nda “liseli gençler” vardı geçtiğimiz günlerde; önlerinde broşürler, dağınık, yelekleri olmasa birbirinden ayrı sanılacak bir kalabalık…
Gençliğin politikanın içinde olmasını istiyorum, “haklarını” savunmasının gerektiğine inanıyorum, onların birleşerek geleceklerini belirleme adına uğraş vermelerini gerekli buluyorum, 28 Mayıs seçiminin ne denli önemli olduğunu anlamalarının gerekli olduğunu düşünüyorum; ama böyle değil! “Liseli gençler” daha okullu, ders kitaplarından başlarını kaldırarak “politik” pişkinliğe gelmiş olmasalar bile, yaşadıklarını/ yaşananları/ nasıl bir yaşam istediklerin bildiklerini sanıyorum! Kentin belli bölgelerine konuşlandırılan “gençliğin” bildikleri ile yetinilmeyip, “örgüt çalışmasına” ilişkin bilgilendirme yapılmadan kürsü başlarında görevlendirilmesini doğru bulmuyorum! Bunu, örgütün yaptığı bir “yanlış” olarak değerlendiriyorum!
***
Kürsü başında olanlardan birkaçı ile söyleşme gereği duydum! Hepsi güzel yürekliler, hepsinin güzel gelecek hayalleri var! Bu yurdu seviyorlar, burada doymak/ iyi yaşamak istiyorlar! Onların hepsinden öyle “katma değer” üretebilmek olası ki… Bölgemizin tarımı gibi, bildikleriyle/ yaşadıklarıyla baş başa bırakılmış gibiydiler! Örgütlerin, yurttaşları/ özellikle de “görevlendirdiği” gençleri bilgilendirmek ödevi olmalıydı! O önlerine kürsü konulan gençler, o bölgeden geçen herkesin gözleri önünde… Yaptıkları her şey izleniyor! Broşür uzatırken kullandığı sözler, arkadaşlarıyla ilişkisi, herhangi bir bankta oturması bile değerlendiriliyor!
Bu ya da bunlara benzer konularda “gençlerin” bilgi eksikliğini giderecek olan, bulundukları yerlerde göze batacak “yanlışlardan” kaçınmalarını sağlayacak olan “unutmayalım” örgüttür!
***
28 Mayıs öncesinde, kapitalizmin kirli oyunlarından çoğuna tanık oluyoruz! Sözle, “doğrular/ gelecekte yaşanacaklar” dile getirilmiş olsa da, ortaya koydukları eylemde bunları görmek çoğu zaman olanaksız! Tüm politikacıları dinleyin; çocukları, gençleri, güzel geleceği konuşmayan yok! Bu nedenle de her ne denli yurdun “gelecek sorunu” olduğunu ileri süren olsa da, “sandığa gitmeyeceğim, bu denli kirlilikten bıktım” diyenlerin sayısı/ bunca gelişmelere karşın “az” değil!
Bakınız; il örgütleri, mecliste beş yıl boyunca görev yapacak milletvekilleri, ayrıca bu kentin yerel yönetimleri… Sosyal medyada sıkça karşıma çıkan “bir daha sandığa gitmeyeceğim demek haktır, ancak bir daha hakkının aramaya gidebileceğin bir sandık bile olmayacaktır” tümcesini yurttaşa sizler anlatmak, bunun için çaba harcamak, içten davranmak, inandırıcı olmak zorundasınız! Çünkü, gençlikte olmayan, sizde de olmayacaktır; biliniz!
240523