Getting your Trinity Audio player ready... |
Kadına yönelik şiddet, ne yazık ki, dünyanın her yerinde yaygın bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Bu acı gerçek, hem istatistiksel verilere hem de yaşanan olaylara dayanıyor. İnsanlık adına utanç verici olan bu gerçeklik, her geçen gün daha da endişe verici boyutlara ulaşıyor. Kadınlarımız, güvende olmaları gereken yerlerde bile şiddetin pençesine düşüyor. İstatistikler, bize şiddetin korkunç gerçekliğini bir kez daha gösteriyor. Türkiye de bu sorundan nasibini alan ülkelerden biri olarak öne çıkıyor. İstatistiklere göre, kadına şiddetin yaygınlığı ve şiddetin sonuçları hakkında birkaç önemli noktayı ele almak gerekiyor.
KADINLAR VE ŞİDDET: KALPLERİMİZİ YAKAN GERÇEK
Dünya genelinde kadına yönelik şiddet, çarpıcı bir boyutta karşımıza çıkıyor. Birleşmiş Milletler’in raporlarına göre, dünya genelinde her üç kadından biri fiziksel veya cinsel şiddete maruz kalıyor. Bu da yaklaşık olarak 1.3 milyar kadına denk geliyor. Evet, yanlış duymadınız. 1.3 milyar kadın, şiddetin karanlık gölgesi altında yaşıyor. Ev içi şiddet ise bu kabusun en yaygın türlerinden biri. Kadınlarımız, evlerinde huzur ve sevgi beklerken, korku ve acıyla boğuşuyorlar. Özellikle ev içi şiddet, kadınlara yönelik şiddetin en yaygın türlerinden biri olarak öne çıkıyor. Türkiye’de ise kadına yönelik şiddetin boyutları oldukça endişe verici. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 2022 yılında Türkiye genelinde 334 kadın cinayete kurban gitmiştir. Bu rakam, kadına yönelik şiddetin acımasız bir şekilde devam ettiğini gösteriyor. Bunun yanı sıra, pek çok kadın cinsel saldırı, tecavüz ve aile içi şiddet gibi çeşitli şekillerde şiddete maruz kalıyor. Bu sayı, yüreklerimizi dağlayan bir gerçeği ortaya koyuyor. 334 kadın, hayalleri, umutları ve gelecekleri gasp edildi. Üstelik, bu rakamın sadece buzdağının görünen kısmı olduğunu biliyoruz. Birçoğu rapor edilmeyen, sessiz çığlıklar arasında kaybolan daha birçok vaka var.
Kadına yönelik şiddetin önlenmesi ve bu konuda korunma yöntemlerinin uygulanması hayati önem taşıyor. Bu konuda, hükümetler, sivil toplum kuruluşları ve toplumun her kesimi üzerine düşeni yapmalıdır. Öncelikle, kadına yönelik şiddetin ciddiyeti toplumda farkındalık yaratılmalı ve bu konuda kamuoyu bilgilendirilmelidir. Ayrıca, şiddet mağduru kadınların güvenli bir şekilde sığınabilecekleri yerlerin sayısı artırılmalı ve destek hizmetlerine kolay erişim sağlanmalıdır. Sessizliği bozmalı, şiddetin karanlık perdesini yırtmalıyız.
Şiddet mağduru kadınlar, cesaretlendirilmeli ve desteklenmelidir. Onlara sığınak olacak, umut aşılayacak bir el uzatmalıyız. Ayrıca, eğitim sistemi bu konuda büyük bir role sahiptir. Okullarda, şiddeti önleme ve cinsiyet eşitliği konularında programlar ve dersler düzenlenmelidir. Toplumun her kesimine, kadın hakları ve eşitlik konularında eğitim verilmelidir.
Kadına yönelik şiddet, insanlığımızı lekeleyen bir gözyaşıdır. Birlikte, bu korkunç gerçekle savaşmalı, sesimizi yükseltmeli ve değişimi sağlamalıyız. Kadınlarımıza güvenli bir dünya sunmak, insanlık görevimizdir. Onları korumak için hep birlikte el ele verelim ve şiddetin karanlık gölgesini sonsuza dek aydınlığa dönüştürelim.