Getting your Trinity Audio player ready... |
Ülke içerisinde emniyet güçleri tarafından terör örgütü IŞİD’e yönelik operasyonlar devam ediyor. Son olarak dün İstanbul merkezli 3 ilde terör örgütü IŞİD’e yönelik bir operasyon düzenlenmiş, 12 kişi gözaltına alınmıştı. Türkiye gündeminin en önemli gündem maddelerinden biri ise hala kontrolsüz göç olarak öne çıkıyor.
Geçen senelerde gazeteci İsmail Saymaz, IŞİD tarafından yakılarak katledilen TSK mensubu Fetih Şahin ve Sefter Taş’ın öldürülmesi için fetva verdiği iddia edilen IŞİD kadısı Jamal Abdul Tahman Alwi’nin Gaziantep’te yaşadığını ve ‘tesadüfen’ yakalandığını yazmıştı. Türkiye içerisinde daha önce pek çok kez yakalanan terör örgütü IŞİD yetkililerine bir isim daha eklendi.
BirGün’den Timur Soykan’ın haberine göre, terör örgütü IŞİD’in ‘Rakka Kadısı’ İstanbul’da yakalandı. Söz konusu kişinin yıllardır Türkiye’de yaşadığı hastanede tedavi gördüğü, ticaret yaptığı da ortaya çıktı.
Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT), 2014-2018 yılları arasında terör örgütü IŞİD’in Telabyad, Münbiç ve Rakka Kadısı olarak görev yapan Tunuslu terörist Mohamed Mrad Bedhiafi’nin Türkiye’de olduğunu tespit etti. MİT ve İstanbul Emniyet Müdürlüğü ortak operasyon başlattı.
Ekiplere ‘Abu Huzeyfe Tunusi’ kod adını kullanan Mohamed Mrad Bedhiafi olduğunu itiraf eden şahıs, etkin pişmanlıktan yararlanmak istediğini belirtti.
Bedhiafi’nin 2013 yazında IŞİD’e katılacak üç kişiyle birlikte Türkiye’ye geldiği, Antakya’dan Suriye’ye geçtiği ortaya çıktı. Mohamed Mrad Bedhiafi, ifadesinin devamında IŞİD’in kontrolündeki bölgelerde kadı olmak için eğitim aldığını ve Telabyad, Münbiç ve Rakka’da IŞİD’in kadısı olduğunu anlattı. İfadesinde aynı zamanda Rakka’da evlendiğini ve üç çocuğu olduğunu, örgütün üst düzey yöneticileriyle kurduğu temasları ve örgüt üyelerini anlattı. IŞİD içindeki ayrışmalar ve örgüt içi infazlardan da bahsetti.
İdlib’te 1,5 yıl yaşayan Bedhiafi 2019’un Aralık ayında eşi ve çocuklarını insan kaçakçıları Türkiye’ye soktuğunu, Malatya’ya yerleştiklerini ve Türkiye’ye kaçak girişini şu şekilde anlattı:
“Türkiye’ye geçmek için 600 dolar karşılığında bir kaçakçı ile anlaştım. Kaçakçı beni HTŞ ofisine götürdü. Burada fotoğrafım çekildi. Bir belge verdiler. Bu belge sınırda yakalanıp Suriye’ye gönderilmem halinde HTŞ mensuplarınca tanınmam için düzenlendi.”
MALATYA’DA İŞE GİRDİ, TİCARET YAPTI, HASTANEYE YATTI
Rakka Kadısı Bedhiafi, Ocak 2020’de Hatay’a geçti ve ailesinin yerleştiği Malatya’ya ulaştı. Türkiye’deki hayatını ise şöyle anlattı:
“Birkaç farklı firmada tekstil işlerinde çalıştım. Ancak hiç Türkçe bilmediğim ve tekstil işinde becerikli olmadığım için işten çıkartıldım. Daha sonra sebze halinde çalıştım. Bir miktar para kazanınca başka eve taşındık. Covid-19 salgını nedeniyle tekrar işten çıkartıldım. Rakka’dan tanıdığım Suriye uyruklu ‘Ebu Mazin’den 18 bin TL’ye market devraldım. Kısa süre sonra Covid-19’a yakalandım. Hastanede 10 gün kaldıktan sonra 1 ay da evden çıkamadım. Bu nedenle marketi devrettim ve yeniden işsiz kaldım. Facebook’tan Arapça öğrenmek isteyen Avrupalılara Arapça dersleri vermeye başladım. Türkiye’de doğan Suriyeli çocuklara da Arapça dersleri verdim. Maddi durumum düzelince Suriye’den bal getirip satarak ilave gelir elde etmeye başladım. Birkaç farklı şehre kargo yoluyla bal, elbise, kitap göndererek kazanç elde ettim.”
Malatya’da dördüncü çocuğu doğan Bedhiafi, telefonundaki şifreli programlar üzerinden terör örgütü IŞİD mensuplarıyla görüşmeye devam da ediyordu. Malatya’da yakalanma korkusu yaşayan Bedhiafi, Şanlıurfa’ya akrabasının yanına gitti, burada çalıştı.
YAKALANDI AMA BIRAKILDI
Bedhiafi, Aralık 2022 son günlerinde Şanlıurfa’dan otobüs ile İstanbul’a doğru hareket etmişti. Otobüs Adana’da mola verdi ve buradaki polisler ondan şüphelendi. Kimliği ve ikametgâhı olmadığı için karakola götürüldü. Ancak gerçek kimliği belirlenmemişti ve Adana’daki Göç İdaresi’nin Suriyeliler kampına götürüldü. Burada Suriye uyruklu ve adının Ali Elahmed olduğunu söylemesi yetti. Parmak izleri alınarak yabancı kimlik numarasıyla kimlik çıkarıldı. Daha sonra salıverildi.
“TÜRKİYE’DE KALMAK İSTİYORUM”
İstanbul Başakşehir’e gelen Rakka Kadısı, burada yeni hayat kurmak için çalışmaya başlamıştı. Ancak MİT ve emniyetin ortak operasyonuyla yakalandı. İfadesinde IŞİD’ciler ile temas kurduğu telefonundaki şifreli programları 2022’de sildiğini savundu. Terör örgütünden ayrıldığını söyledi. Ancak bir soru üzerine şöyle konuştu:
“İlerleyen süreçte IŞİD’in politikalarının değişmesi halinde tekrar IŞİD’e katılabilirim ancak bu durumun gerçekleşeceğini düşünmüyorum… Ülkeme veya başka bir ülkeye gönderilirsem benim ve ailem için sıkıntılar olacağından Türkiye’de kalmak istiyorum.”
Kendisine ait dijital materyallerde IŞİD’in propaganda görüntüleri çıkan Mohamed Mrad Bedhiafi hakkındaki istihbarat raporunda Rakka Kadısı olduğu, kararlar ve fetvalar verdiği belirtilmişti.
“DEPREMZEDE, TAHLİYE EDİLSİN”
Bedhiafi silahlı örgüt kurmak ve yönetmek suçlamasıyla tutuklandı, dava açıldı. İlk duruşmada ifadesinin işkence altında alındığını ve çeviri hataları olduğunu savundu. Savcılık ve sulh ceza hâkimliğindeki ifadelerini de kabul etmedi. Sadece ‘kadı stajyeri’ olarak çalıştığını öne sürdü. İstanbul 28. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 11 Mayıs’ta yapılan duruşmada avukatı şöyle dedi:
“Ülkemizde gerçekleşen depremde ailesinin evi yıkılmıştır, ailesi çadırda yaşamaktadır. Ailesine bakacak kimse yoktur. Etkin pişmanlıktan faydalandırılması ve tahliye edilmesini talep ediyoruz.”