1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. 14 Mayıs Seçimleri ve Halk Üzeri ine …

14 Mayıs Seçimleri ve Halk Üzeri ine …

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Getting your Trinity Audio player ready...

14 Mayıs seçim sonuçları toplumun bir kesiminin üzerine bir kâbus gibi çöktü… Seçim öncesi yapılan kamuoyu araştırmaları, sokaklarda, pazarlarda, meydanlarda konuşulanlar, televizyonlarda halktan insanlarla yapılan röportajların oluşturduğu genel hava ile seçim sonuçları birbirini tutmayan, birbiriyle çok farklı iki gerçek olarak yaşamımızın ortasına oturdu…

Kendi adıma da çok şaşırdığımı söylemeliyim. Sanki birileri seçim sandıklarının içine dışarıdan getirip oy pusulaları attılar, ya da oyların listelere geçirilmesi sırasında yapılan bir bilişim hilesi ile sandıklarda olandan çok farklı bir sonuç çıkıverdi karşımıza gibi geliyor. Hâlâ inanmakta zorlanıyorum.

Böyle bir tablonun oluşmasında, halkın iktidardaki Cumhur İttifakı’na parlamentoda çoğunluğu sağlayacak bir destek vermesinde rol oynayan faktörlerin iyi değerlendirilmesi gerek… Bu sonuç, aynı zamanda belli bir aydın kesimde halk karşıtı bir söylemin yayılmasına, halkı suçlayan, halkı aşağılayan bir tarzın epeyce taraftar bulmasına da yol açtı. Tıp fakültesinden bir sınıf arkadaşımın seçim sonuçları üzerine, “Halk Sağlığı ihtisası yaptığım için çok pişmanım” gibi bir paylaşım yapması, bu tarzı en açık bir biçimde somutlaştırdı…

Durum gerçekten de can sıkıcı… Bu tablonun gerçek sorumlusu halk mıdır acaba, halkla çok ayrı kastlarda ve yüksek duvarlar arkasında yaşayan aydınlarımız mı?

Ben şimdi sormak istiyorum, seçim sonuçlarının açıklanmasından sonra geleceğe yönelik bütün umutları kırılan, ağır bir karamsarlık içine bürünen bir kısım okuruma, ya da tabloyu halkın cehaleti ile açıklayan, kendilerini zeki ve bilinçli sayan kimi aydınlara…

Evinizi temizlemeye gelen başı kapalı kadınla günlük siyaset üzerine konuştuğunuz olur mu? Nasıl geçindiğini, evindeki mutfağında hangi yemekleri yaptığını, çocuklarının eğitim durumunu sorar mısınız? Ülkenin daha iyi koşullara, insanların daha mutlu bir yaşama kavuşabilmesi için neler yapılması gerektiğine ilişkin düşüncelerini merak eder misiniz? Aynı soruları gittiğiniz lokantada önünüzdeki masadan bulaşık tabakları toplayan bir komiye de yöneltir misiniz? Evinizin musluğunu onaran tamirciyi, bahçenizin toprağını belleyen işçiyi çay içmeye davet edip günlük yaşam üzerine sohbet eder misiniz?

En solundan sosyal demokratına, siyasi partilerin çalışan halk yığınları ve üretici köylüler ile ilişkisi de içler acısı… Üreticilerimiz kanının son damlasına kadar insafsızca sömürülüyor, ürettikleri ya tarlada kalıyor ya tüccar tarafından üç beş kuruşa toplanıp götürülüyor, pazarda ateş pahası olarak tüketicinin karşısına çıkıyor. Siyasi partilerimiz, üreticilerin kooperatiflerde, üretici birliklerinde örgütlenmesi konusunda hemen hiçbir şey yapmıyorlar. Halkın yalnızca yapılan konuşmaları dinleyerek iyiyi, güzeli, doğruyu seçmesini beklemek epeyce bir safdillilik olur… O halk yığınları ki, iktidar tarafından kamu olanakları kullanılarak ele geçirilmiş, olayları hep çarpıtarak aktaran televizyon kanallarını izlemektedir. Emperyalistlerin güdülediği, yerli bezirgânların ekonomik ve siyasal olarak nasiplendikleri cemaat-tarikat ağları içinden bakmaktadır dünyaya…

Günlük yaşamı içinde kendi emek sürecine, kendi yaşam serüvenine eşlik etmemiş, onun sorunlarıyla yüzleşmesini sağlayamamış ve ona bir çıkış yolu gösterememiş aydınlarımızın halk suçlamaya ne kadar hakkı vardır, bilemiyorum…

Halkla zaman zaman yan yana olduğum, doğup büyüdüğüm Ardahan’da dünyanın en değerli sütünün, peynirinin, etinin üreticiye değil de aracıya, tüccara kazanç kaynağı olduğunu gördükçe yüreğim sızlıyor. Halktan yana olduğu iddiasındaki aydınların büyük kısmı da halkın yaşamının dışında, kimi orman sefalarında, kimi içki masalarında memleket meseleleri üzerine konuşarak görevini yaptığını sanıyor…

Köyümde, köylü yakınlarım, akrabalarım arasında yaşadığım, onlarla birlikte tırpan çektiğim, öküz arabasıyla ot ve sap çektiğim, sofralarına seve seve oturarak sohbet ettiğim dönemlerde de, hekim olarak başka yörelerde çalıştığım zamanlarda da halktan yana hiçbir yakınmam olmadı… Ardahan Ölçek Köyü’nde köylülerimin kesim sırasında çalışıp para kazanmak istedikleri bir orman kesimine karşı çıkmış ve köylülerimi de kesime karşı olmak konusunda uyarmış ve örgütlemiştim. Kaymakamından jandarmasına, devlet güçlerinin kesimden çıkar sağlamayı düşünen aracılardan yana tavır almalarına karşın o kesime engel olmayı başarmıştık. Komşu Beyrehatun köylüleri de bizimle birlik olarak aynı safta yer almıştı…

Yaşamım boyunca daha birçok örneğini yaşadım… Halkın içinde olduğunuzda, halkın yaşamını ve sorunlarını paylaştığınızda halkın davranışlarında da bir farklılaşma olduğunu göreceksiniz… İnsana güvenmeyen, insanı dışlayan hiçbir bakış açısı insanı kazanmayı da başaramaz…

Aydınlarla halk arasındaki ilişkiler üzerine konuşulduğunda Fin toplumunun önemli önderlerinden olan Snellman gelir aklıma. Beyaz Zambaklar Ülkesi adlı kitapta halkı suçlayan aydınlara verip veriştirir Snellman… “Ülke halkının büyük kısmının cahil ve kaba olmasına sabretmek ayıptır. Bu kendi kendine eğitim almış, kendi kendine kültür güneşiyle aydınlanmış olan herkesin suçudur. (Beyaz Zambaklar Ülkesi, s 132)

Cumhuriyet tarihinin onur kuruluşu olan Köy Enstitüleri’nin kurucusu İsmail Hakkı Tonguç’un da benzer konuşmaları ve yazmaları vardır…

Halkı suçlamadan önce kendimizi sorgulamak çok daha yerinde olacak sevgili dostlar. Bire bir toplumun tüm bireylerine ulaşıp onun günlük yaşamının bir parçası olamadıkça, yanlı ve yandaş basın yayın organlarının sarmalında yaşayan, günlük yaşamın birçok cephesinden haberdar olmayan halkın doğru kararlar vermesini beklemek de tatlı bir hayalden öteye geçemez.

Gününüz aydın olsun sevgili dostlar…

 

16 Mayıs 2023, Alper Akçam

14 Mayıs Seçimleri ve Halk Üzeri ine …
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Advert
Advert
Giriş Yap

Sol Medya ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin