Getting your Trinity Audio player ready... |
Kaç yaşında olursan ol, daima bir anneye ihtiyacımız vardır. Anne yüreğinin özelliklerini saymayacağım burada.
İlkokul çocukları gibi…
Şahsen ben kendimden vereceğim örneklendirmelerle o merhum ve şefkat ağacı olan dallarıyla, kollarıyla beni sarmalasın isterim, daima.
*
Öyle anlar geliyor ki; Anne yürekli birine ağlayarak sarılasım onunla konuşasım, dertleşesim geliyor, zamansız…
-Yok ki
Anne mi kaybettiğimde Üniversiteyi yeni bitirdiğim yıllardı… Zaten 5 yılım Üniversitede öğrencilik, 1 yılımda çalışma olarak geçmişti…
Bir çocuğun annesini anlamlandırarak sevmesi ancak kendini bildiğinde oluyor, Diğer çocukluk sevmeleri bağımlılıktan, ayrılmaktan korkmaktan, annenin koruyucu şemsiyesinin altına saklanmaktan geliyor.
*
Annemle fazla birlikte zaman geçiremedim… Zaten evimden uzakta okumuştum 6 yıl, sonrada onu kaybettim!
*
İnanın o zamana kadar, annem benim dağımdı, asıldığım bağımdı… Daha ninem ve dedem hayatta iken ölüm hiç anneme gelir miydi? O zaman anne ölümü aklımdan geçmeyen, geçse de sıfır olasılıklı bilinmeyen bir denklemdi.
-Ama oldu işte!
-Ama öldü İşte!
-Ama onsuzdum ve o benim sonsuzumdu…
Aradan yıllar geçti, Annemin fotosuna o günden sonra hiç bakamadım. Hâlâ da bakamıyorum,
Anne ölür müydü hiç?
Sonra ben Anne oldum.
Onu çok istedim o anlar da; kitaplarda okunulan teorik bilgiler hiç umurumda değildi? Annem olsaydı ona sorardım, dediğim anlarım çok oldu.
Yıllar içersinde arkadaşlarımın anneleriyle olan muhabbetlerine denk geldiğimde hep sessizce içime akıtıp geceleri ağlıyordum.
Bir gece onu rüyamda gördüm, boş bir şehirde evlerin arasından beni gözlüyordu; onu gördüğümü, bulduğumu sandığım an, annem yeniden kayboluyordu ve sokakta hiç kimseler yoktu.
*
Sonraları bir babayı ikiye bölüp, bir de anne yarattım ondan. Babamın eline iğne batsa canım yanıyordu… Kim bilir, annemin hatırası olarak görüyordum belki de.
Bundan 4 yıl önce onu da uğurladık sonsuzluğa…
Anladım ki bu vuku bulanların hepsi bir yaşamın trajedisiydi.
*
Bir arkadaşım var… Sohbet esnasında sonsuzluğa uğurlanan annesinden bahsederken, annem çok geçimsiz bir kadındı, bize çok çektiriyordu derken,
Şaşırdım birden İçim acıdı.
İnsan nasıl söyler bu sözleri annesinin ardından diye düşünürken,biraz yaşam öyküsünden de bahsetti ; babasını çok erken yaşta kaybettiğini ,dört kardeş olduklarını sadece bir ablası hariç diğerlerinin de eğitim yaptığını anlattı…Bir de babasının hayatını kaybetmesiyle büyük bir ekonomik zorluk yaşadıklarından bahsetmişti…
Şaşkınlığım daha da arttı… Kadıncağız o günün şartlarında bir başına 4 çocuğuna bakmış, okutmuş evlendirmiş ve tam zamanını bilmiyorum ama birkaç zaman önce annesini kaybettiğini söyleyince içim tuhaflaştı… Bırak anneyi insan ölen birinin ardından geçimsiz, bize çok çektirdi diye bahsetmesi sineme vefa oklarını batırdı… Çok üzülmüştüm.
Üstelik arkadaşım sağlıkla ilgili bir mesleği ifa ediyordu, eczacıydı…
İlk defa böyle birşey duymuştum, anneyle ilgili
*
NEYSE; düşündüm sonra, belki aile içi meseleler olmuştur, anneye olmaması gerektiği halde öfke biriktirmişti…
Bu yalnızca salt bir öfkeden ibaret değildi. Ebeveynlerin çektiği çileleri göz ardı yaparak, onlarla ilgili yakınma, söylenme içime işledi…
Bununla ilgili arkadaşıma yardım almasını söyledim… Yoksa hayatı boyunca karışılacağı tüm kadınları annesine duyduğu negatif duygularla ilişkilendirip, belki de kötü davranacaktı.
*
Genel de son zamanlarda yaşama dair olgulardan dilim döndüğünce hayat değirmeninde öğütüp bir nebze katkım olsun sizlere, annemizin değerini bilip, asla unutmayalım diye, bir farkındalık oluşsun diye yazıyorum… Ve kendisine de mutlak destek alması zihnini negatif duygulardan arındırmasını öneriyorum.
*
Anne seninle bir gün bir yerde yaşamın içinde veyahut dışında karşılaşacağımı düşünüyorum ve o anın hiç bitmemesini diliyorum.
Herkesin anneler gününü kutluyor, annesi sağ olanların ellerinden öpüyor, rahmetli olanları da saygıyla yad ediyorum.
Ayla Gürel