|
Getting your Trinity Audio player ready... |
Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Adayları Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ve DEVA Partisi Genel Başkan Ali Babacan Bursa Millet Buluşması’nda yurttaşlarla bir araya geldi.
“OTORİTER BİR YÖNETİMİ DEMOKRATİK YÖNTEMLERLE DEĞİŞTİRECEĞİZ!”
Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarının satır başları şöyle:
*”Beraber ve birlikte Türkiye’yi aydınlığa çıkaracağız. Ben size söz veriyorum. Sandığa bir bayram havası içinde gideceğiz.
*Otoriter bir yönetimi demokratik yöntemlerle değiştireceğiz. Benim size bir sözüm var 85 milyonun Cumhurbaşkanı olacağım. Herkesin Cumhurbaşkanı olacağım, ayırt etmeyeceğim.
*Bu seçimin kaderini gençler ve kadınlar belirleyecek. Gençler ilk sözüm size. Size söz veriyorum istediğiniz gibi Tweet atacaksınız. Kimse kapınıza dayanmayacak. Özgürce yaşacaksınız bu ülkede, özgürce!
*Bir söz daha istiyorum sizden; sandığa giderken geçen seçimlerde AKP’ye veya MHP’ye oy veren bir kardeşimizi de ikna edeceksiniz. ‘Mutfaklarda yangın var gel kardeşim Kılıçdaroğlu diye bir adam var, gel birlikte deneyelim ve cumhurbaşkanlığı koltuğuna hep beraber oturtalım’ diyeceksiniz. Bu zor bir görev. İkna edeceksiniz.
*Neredeyse komşu komşuyu sorgulamaya başladı; kimliği ne, inancı ne diye. Herkesin kimliği başımın üstüne, herkesin inancı başımın üstüne.
“HUDUTLARIMIZ YOL GEÇEN HANINA DÖNDÜ”
*Bayrak ve vatan bizim iki kırmızı çizgimizdir. Bugün geldiğimiz noktada her evde sıkıntı varsa bir sorunumuz var demektir. Bu ülkenin gençleri bu ülkenin tarihine önemli bir miras bırakmış olacak.
*Askere gidenler bilirler; hudut namustur diye yazar. Ama hudutlarımız yol geçen hanına döndü. Afganistan’dan Suriye’den gelen geliyor. Söz, en geç 2 yıl içinde bütün Suriyeli kardeşlerimizi ülkelerine yollayacağız. Şimdi onların oylarına talip oluyorlar.
*Türkiye’de hiç kimse kendini yalnız hissetmeyecek. Benim saraylar oturmak gibi bir niyetim yok. Sizler gibi yaşıyorum, evimdeyim, huzur içindeyim. Saraylarda değil Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Çankaya köşkünde olacağım.
CUMHURİYETİN 100. YILINDA 100 BİN ÖĞRETMEN ATAMASI
*Bir tarafa yazın! Bay Kemal Türkiye’yi adaletle yönetecek!
*Bütün köylerde okulları açacağız, öğrenciler, öğretmenler köylere gidecek. Cumhuriyet’in 100. yılında 100 bin öğretmen atama yapacağım. Köyde çalışan kadının güvencesi sosyal devlet olacak. Onlara her türlü güvenceyi sağlayacağız. Aile Desteği Sigortası ile Bay Kemal’in Cumhurbaşkanlığı’nda hiçbir çocuk aç yatağa girmeyecek, hiçbir ailenin suyu, elektriği kesilmeyecek!
*Diyorlar ki parayo nerden bulacaksın? Sen 5’li çeteye baronlara bulacakta ben vatandaşıma mı bulamayacağım? Onlar yandaşa ben vatandaşa! Kul hakkı yemedim, kul hakkı yedirmeyeceğim!
*Ye, ye doyamadılar! Hepsini götürdüler yurtdışına… Hepsini getireceğim! Sinan Ateş’in mezarına uğradık. Bir hocamız Fatiha’yı okudu. Benim adım Kemalse Sinan Ateş’in katillerini bulup kulaklarından tutup adalete teslim edeceğiz! Hiç kimse endişelenmesin. Aynı şekilde Gaffar Okkan’ın katillerini bulup kulaklarından tutup adalete teslim edeceğiz!”
Ahmet Davutoğlu’nun açıklamasının satır başları şöyle:
*14 Mayıs günü seçimi kaybedeceğini gören iktidar milli manevi değerlerimizi de istismar ederek bizi tehdit ediyor.
*Bugün iktidarda bulunanlar bize dönüp ‘Devlet bizim mülkümüz’ diyorlar. Erdoğan, Bahçeli dönüp bize parmak sallıyor. Biz de onlara diyoruz ki devlet bizim için ulu sultan Osman Gazi Han’dan emanettir. Kimseye çiğnetmeyiz, kimseye böldürtmeyiz.
*Ülkede kendinden farklı düşünenlere küffar diyen bir yönetim varsa hesap sormak dinen de bizim borcumuzdur. 13. Cumhurbaşkanımız Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte din ve vicdan özgürlüğü teminat altına alınacak. Hiç kimse inancından, fikrinden dolayı mahkum edilemeyecek.
*O Binali Yıldırım’a soruyorum buradan: Senin yabancı bankalardaki hesapların ne zaman Türkiye’ye gelecek?
*14 Mayıs günü mutlaka bunlar gidecek! Gideceklerini anladıkları için bizi tehdit ediyorlar. Sayın Bahçeli Bursalı Sinan Ateş’in hesabını ver! Sen vermezsen Allah şahit olsun biz mutlaka o hesabı soracağız! Ateş çemberinden kaç kere geçmiş bizlere mermi gösteriyor. Ne senin merminden ne öfkenden ne hizmet ettiğin Erdoğan’ın yolsuz düzeninden korkarız. Değiştireceğiz, değiştireceğiz, değiştireceğiz!
“TEK BİR KİŞİNİN KEYFİNE TESLİM EDEMEZSİNİZ”
Ali Babacan’ın açıklamalarının satır başları şöyle:
* Nasıl evinizin, hayatınızın kaderini tek bir kişiye bağlamazsanız ülkenin kaderini de tek bir kişinin keyfine teslim edemezsiniz. Bu ülkenin kaderini tek kişiye, Erdoğan’a teslim edemezsiniz. Bir kişinin hatası yüzünden 86 milyonun yoksullaşmasına müsaade etmeyin. Gelin hep beraber tek kişilik sistemi değiştirelim. Bu seçim sistem değişikliği seçimi.
* Birleşe birleşe, ilk turda kazanacağız. Ülkemizin yarınlarını hep beraber inşa edeceğimizi biliyoruz. Omuz omuza çalışacağız. Türkiye kimsenin gelişigüzel deney yapacağı bir laboratuvar değil, 86 milyon da kobay değil. Türkiye birden büyüktür!
Temel Karamollaoğlu’nun açıklamasının satır başları şöyle:
* Cumhurbaşkanlığı sistemi adeta diktatörlüğe döndü. Bir kişi konuşuyor, karar veriyor. Meclis dahi herkes onun peşinden gidiyor. Atacağımız ilk adım bu sistemi değiştirmek olacak. Arkasından da mutlaka adaleti tesis edeceğiz.
“DÜNYAYI BİLE GÖRMEKTEN ACİZLER”
* Saraylarda oturanlar milletin derdinden anlamaz. Anlarım zannederler ama anlamazlar. Dünyayı bile görmekten acizler. Gözlerini dünyanın güçlü kabul edilen ülkelerine çevirsinler, ABD Başkanının ‘beyaz ev’de oturduğunu görürler Saray değil. İngiliz Başbakanı Downing Street denilen bir caddede 10 numaralı evde oturur. Ama biz öyle şeylere rıza gösteremeyiz. İlle de saray olacak. Saray yetmiyor, yazlığı ayrı kışlığı ayrı mevsimlik saraylarımız var. Biz bu sistemi değiştirelim bakın problemler nasıl çözülüyor.
* Sistem değişmeden rakamların manası olmaz. Sistemi değiştireceğiz ve adil bir düzen kuracağız. Bütün vatandaşlarımızın milli gelirden adil bir pay almasını sağlayacağız. Açlık, yoksulluk sınırı değil; bunların üstündeki rakamı her çalışana, herkese verebilmeliyiz. Bu sistemi değiştirmeden insanımızın yüzünün gülmesi mümkün değil.
* Bütün komşularımızla dost olacağız ama sınırlarımızı kimseye değiştirtmeyeceğiz.”
