Getting your Trinity Audio player ready...
|
TOBB Konfeksiyon ve Hazır Giyim Sanayi Meclis Başkanı Şeref Fayat, döviz kuru üzerindeki baskı ve enflasyondaki artış devam ettiği için sadece genel giderler için çalışır duruma geldiklerini ifade ederek, “Bizim 15 lira dediğimiz ürünü Avrupalı gidip Bangladeş’ten 10 liraya alabiliyor. Avrupa’nın en büyük üçüncü tedarikçisi olma konumumuzu iki üç yıl içinde kaybedebiliriz. Artık Türk şirketleri de gidip Uzakdoğu ülkelerinde ürün alıyorlar” dedi.
Şu anda sektörün üç ana gündeminin “İş yok, finansmana ulaşamıyoruz ve belirsizlik” olduğunu kapasite kullanımının yüzde 85’ten yüzde 75’e düştüğünü, ihracatta geçen yıla göre minimum yüzde 15 azalma beklediklerini vurgulayan Şeref Fayat ile hazır giyim sektörünü konuştuk.
“SİPARİŞLERİ HIZLA KAYBEDİYORUZ”
- İlk çeyreği bitirdik nasıl gidiyor işler?
Çok parlak değil. Geçen yılın ilk yarısında kurların stabil olması nedeniyle rekabet edemediğimizi dillendirmeye başlamıştık. Resesyon nedeniyle Avrupa’dan siparişler de yavaşlamıştı. Enerjiye gelen zamlar, yüksek enflasyon ve kurun sabit kalması nedeniyle artık kâr etmemeye başlamıştık. Şu anda kurdaki baskı ve enflasyondaki artış devam ettiği için artık bırakın para kazanmayı neredeyse genel giderler için çalışıyoruz. Siparişler hızlı şekilde elimizden gidiyor. Siparişler Bangladeş, Tayvan Uzakdoğu ülkelerine gidiyor. Kendi şirketimden örnek vereyim çok büyük çaplı ve yıl boyunca yaptığım işleri Çin’e Bangladeş’e kaptırdım.
2019’da bizim fiyatlarımız Çin ve Bangladeş’ten yüzde 15-20 daha yüksekti. Avrupalı alıcılar bunu tolere ediyordu. Ama şimdi kura baskı nedeniyle aramızdaki fiyat farkı yüzde 45-50’ye çıktı. Bizim 15 lira dediğimiz ürünü Avrupalı gidip Bangladeş’ten 10 liraya alabiliyor. Çok kırıcı bir rekabetle karşı karşıyayız. Vietnam, Pakistan fiyat avantajı nedeniyle yüzde 40-50 büyüyerek geliyorlar. Avrupa’nın en büyük üçüncü tedarikçisi olma konumumuzu iki üç yıl içinde kaybedebiliriz. Bu fiyat makası böyle olduğu sürece bu işler daha fazla elimizden gidecek. Türkiye belki biraz daha niş alanlara üretim yapmaya devam edecek ama orada da büyük işler yok.
- Ne kadarlık bir pazar orası?
Hazır giyim ihracatının yüzde 20’si bile değil. Bizim normal işleri devam ettirmemiz lazım. Avrupa’ya ihracat yapıyoruz diye Anadolu’da çok fazla yatırımlar yapıldı. Şu anda devam eden, ruhsatı alınmış inşaatı belli noktaya gelmiş yatırımlar var. Ama kurdaki baskı böyle devam ederse o yatırımların da bir anlamı olmayacak.
“YERLİ YATIRIMCI DA GİDİYOR”
- Durur mu o yatırımlar?
Hiç başlamayanlar askıya alabilir. Seçimi bekliyorlar. Türkiye ile Uzakdoğu arasındaki fiyat makasının kapanması şart. Reel efektif kur da enflasyonla artmalı. Yoksa herkesin hesap kitabı şaşıyor. Kademeli olarak kurun serbest bırakılması gerekiyor. Son bir aydır biraz serbest bırakıldı gibi, bu da ödemeler dengesindeki sıkıntıdan kaynaklandı. Kurda birden bire bir patlama olsa onu yönetmek de kolay değil.
Kurdaki baskı nedeniyle bizim yüzde 90 Türkiye’de üreten uygun markalı firmalarımız bile bu sebeple Uzak Doğuya gitmeye başladılar. Alımlarının yüzde 10 yerine artık yüzde 40’ını Uzak doğudan yapmaya başladılar.
“HER ŞEYİ KAYBEDİYORUZ”
- Nasıl yerli yatırımcı da mı Uzakdoğu’dan alıyor?
Tabi ki. Marka sahibi diyor ki ben Türkiye’de üreterek yurtdışındaki mağazalarımda rakiplerimle rekabet edemiyorum. Kur riski almamak için bizim yerli markalarımız da yurtdışı operasyonları için artık Uzakdoğu’da üretim yaptırıyor. Her şeyi kaybediyoruz. Hem ihracatı kaybediyoruz, hem de kendi markalarımıza yaptığımız üretimi dışarıya kaptırıyoruz.
“İHRACAT EN AZ YÜZDE 15 DÜŞER”
- Bu durum kapasite kullanımlarını da etkiliyordur, şu anda ne seviyede?
Kapasite kullanımları yüzde 85’lerden şu anda yüzde 75’lere düştü. En büyük problem geleceğe dönük siparişlerin çok düşük olması. Martta hazır giyim ihracatında yüzde 4.4 düşüş var. Kurda baskı ve stabilite devam ederse ihracat kaybında çok daha dramatik yerlere gidebiliriz. Bir önceki yıldan minimum yüzde 15 daha az ihracat yapabiliriz. Biz de maalesef çok yoğun küçülmeler ve ciddi istihdam kayıplarıyla karşı karşıya kalabiliriz.
“FİRMALAR KAPANIR”
- Sektörde kaç kişi işsiz kalır?
Yılbaşından bu yana tekstil ve hazır giyimde istihdam kaybı 100 bini bulmuştur. Kur baskısı devam ederse istihdamda küçülme daha da hızlanır. Şu anda herkes seçim sonrasına kadar bekliyor ve nasıl politikalar uygulanacağını görmek istiyor. Döviz, faiz nerede olacak ekonomide nasıl bir model uygulanacak. O güne kadar herkes sabrediyor. Ama seçim sonrası da bu politika devam eder kur baskılanırsa çok dramatik istihdam kayıpları yaşanabilir. Çünkü enflasyon artıyor maliyetler artıyor. Kur baskılanırsa bizim iş yapamaz duruma getirir ve firmalar devre dışı kalır.
- Şu anda üretimini durduran var mı?
Deprem döneminde kapasite kullanımı yüzde 40-50 civarındaydı. Şu anda hazır giyimde kapasite düşmesi ve istihdam azalması var. Şu anda çok bilinmez var. herkes seçim geçsin de görelim diyor.
“BİZE PARDON DİYOR GİDİYOR”
- Yabancı alıcılarla yaşadığınız tek sorun fiyat tutturmama mı?
Türkiye’de her gün birçok tekstil ve hazır giyim firması milyonlarca ürünü siparişini fiyat tutturamadığı için alamıyor. Bize geliyor ben 15 Avro diyorum Bangladeş’e gidiyor 10 Avro diyor. Bana pardon diyor. Şu an Fas, Tunus ve Mısır da Türkiye’den ucuz hale geldi.
- O ülkeler Avrupa’ya da yakın. Türkiye’den Mısır ya da başka ülkelere yatırım kayar mı?
Tabi ki artar. Ben de gidip baktım. Türkiye’de fiyat tutturamayıp kafası karışan çok kişi var. işi bırakıp çekilme yerine başka alternatifler bakıyor. Şu anda sadece Türkiye’de üretim yapanlar için durum çok kötü.
“TEKSTİL SEKTÖRÜ NET İTHALATÇI OLDU”
- Deprem bölgesi tekstil ve hazır giyim üretiminde de ön plandaydı, orada işler nasıl?
Hazır giyimde üretimin yüzde 15’i, tekstil ve hammadde üretiminin yüzde 35’i deprem bölgesindeydi. Şu anda K.Maraş’ta kapasite kullanımı yüzde 30’lar civarına çıktı. Malatya, Antep’te ise işlere dönmek yüzde 60’ı geçti. OSB’lerin yanında konteyner kentler kuruldu. Bir şekilde dayanışma ile bu süreci atlatmaya çalışıyoruz. Hazır giyimde depremden sonra işlerimizi toparlayabildik ama tekstilde sıkıntı biraz daha uzun sürdü. Depreme yüzde 40-50 kapasite kullanımıyla yakalandık. Toparlanmanın sebebi de bu düşük kapasite kullanımlarından kaynaklanıyor. Maliyet artışları ve kurdaki rekabetçiliğimizi kaybettiğimiz ve fiyat tutturamadığı için tekstil sektörü net ithalatçı konuma geldi.
- Ne kadarlık ithalat var?
Tekstilciler geçen yılın ikinci yarısından bu yana fiyat tutturamıyoruz diye feryat ediyorlar. Önce tekstil durur sonra hazır giyimciler durur. Yüzde 40-50 kapasite ile depreme yakalanmış olduk dolayısıyla tedarik sıkıntısını toparlamış olduk.
- İç piyasada da sıkıntı var mı?
Mart ayında bir daralma gördük. Ama özellikle nisan ayında EYT ile birlikte ikramiyeler bayram olunca iç piyasada bir canlılık bekliyorum. Ama genele bakınca ciddi sıkıntı var.
“KUR EN AZ 24-25 LİRA OLMALI”
- Kurun olması gereken seviye nedir?
En az olması gereken seviye 24-25 TL. Bu olursa sektör tekrar iş almaya başlar. Kurun enflasyonla beraber yürümesi gerekiyor. Baskılanan kur da artan maliyetler oranında artması gerekiyor. Aksi takdirde bu yönetilemiyor, iş kaçıyor elimizden. İş yapmayarak ne kadar cebinizden ödeyebilirsiniz!
“YURTDIŞINDA DİKKATLİ OLUN”
- Yurtdışında tahsilat yapabilir musunuz?
1 ay ile 3 aya kadar da maalesef uzuyor. Burada ihracatçıların mutlaka sigorta yapması gerekiyor. 2019’da Avrupalı şirketler neredeyse sıfır faizli krediler kullandı. Şimdi onların ödeme dönemi geldi. Şimdi o kredileri ödeyemeyen bazı firmalara kayyımlar atandığını, kapandığını, zora girdiğini duyuyoruz. İhracatçıların daha da temkinli daha da dikkatli olması gereken bir süreç yaşıyoruz.
“BU YIL YENİ YATIRIM OLMAZ”
- Kaç kişi çalışıyor sektörde?
Mağazalarla birlikte 2.5 milyon kişilik direkt istihdam var. Ama bu yıl önemli yara alabilir. Bu yıl için yeni yatırım konuşmak mümkün değil.
- Kredi ile ilgili sorunlar ne durumda?
Çok fazla. Bankalar kredi vermemeye odaklanmışlar. Piyasalar kitlenmiş vaziyette. Piyasa hem TL hem dövize sıkışmış durumda. Nakit akışını yönetemiyorlar.
İhracatçı firmalar da günü kurtarmaya çalışıyorlar. Net döviz geliriniz de yoksa yüzde 40’larda TL ve yüzde 15’lerde döviz faizlerine maalesef muhatap olmak zorundasınız. Her firma büyük sıkıntı yaşıyor.
“ANA GÜNDEMİMİZ: İŞ YOK”
- Ana gündeminiz ne, sektör temsilcileriyle bir araya gelince?
Daha geçen hafta TOBB Hazır giyim meclisini topladık. Ana gündem işin olmaması. Kurlar nedeniyle işlerimizin avucumuzdan kayıp gitmesi. En büyük sıkıntı iş yok. İkinci büyük sıkıntı finansmana ulaşılamıyor. Nakit akışını yönetmek büyük sıkıntı. Üçüncü sıkıntı belirsizlik önünü görememek.
Kur baskısı bu belirsizlikten işin açıkçası endişeliyiz. Bu kur baskısı devam ederse ihracatta 2017-2018 rakamlarına dönebiliriz. Kontrollü faiz artışı kontrollü kur artışı ile belli bir dengeye oturtmak gerekiyor. Seçim sonrası kur daha dengeli seviyede olmazsa bu dış ticaret açığını hem ülke yönetemez.