Getting your Trinity Audio player ready... |
—— “ŞAŞMAMAK mümkün değil” diye bir deyim vardır ama AKP’nin iktidara geldiğinden beri artık hiçbir şeye şaşırmamaya alıştık…
Her şey bu adamların iktidara gelir gelmez ilk iş olarak soygun düzenine ortam hazırlamak için “Nereden Buldun Yasası”nı kaldırmalarıyla başladı.
Bu nedenle daha önce yediği ekmeği bile mahalle bakkalından veresiye alan RTE’nin kısa bir süre içinde dünyanın en zengin adamlarından birisi haline gelmesine hiç şaşırmadık.
Mahdumların “gemicik” filolarına şaşırmadık.
Birden bire saray müteahhitleri türemesine şaşırmadık.
RTE İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı iken hakkında açılmış 12 yolsuzluk davasında “yolsuzluk yapmak için çete oluşturmak” suçlamasını unutmuş olabiliriz.
O dosyalarda adı geçen ve başta daha sonraki İBB başkanı Ali Müfit Gürtuna’nın, yakınlarına haksız çıkar sağladığı gerekçesiyle kovduğu Binalı Yıldırım olmak üzere o günlerdeki çete mensuplarının neredeyse hepsinin bugün de kadroya yeni katılanlarla birlikte devlet yapısı içinde aynı harekâtı sürdürmelerine şaşırmıyoruz.
Diyanetin dinle, ahlakla, hukukla insan hakları ile hiçbir ilgisi olmayan fetvalarına şaşırmıyoruz.
Sahte diploma sahibi olmanın olağanlaşmasına şaşırmıyoruz.
RTE’nin iktidarı elinden kaçırmamak için domuz bağı işkencecileriyle, canilerle ortak masaya oturmasını yadırgamıyoruz.
Üniversite eğitimli işsizler inşaat işçiliği bulmaya çalışırken çifter çifter maaş alan saray yakınlarına alıştık
Pakistan depremzedeler için gönderdiği çadırlara “para ile satılmaz” damgası vurur ve Almanya çadırlara ÇİP takarken Suriye’ye hibe çadır gönderip gönüllü yardımseverlere çadır satan Kızılay’a hiç şaşırmıyoruz.
İrtica, çocuk tecavüzleri yuvaları tarikatları da yadırgamıyoruz.
*
GERİSİNİ sıralamaya gerek yok, her şey ortada.
Gören, görmek isteyen gözler her şeyi görebiliyor.
AKP 20 yıldır ne yaptıysa ulusa hizmet için değil servetlere servet katmak için yapıyor.
Ülkeye, devlete yandaşlar dışında ulusa verdiği maddi, manevi zararlar, büyük kitlelere yaşattığı acılardan başka hiçbir katkısı olmadı.
*
KISMET olup Millet İttifakı iktidar olur ve eğer 20 yıllık tahribatı onarmayı içtenlikle isterse devleti yönetenler enkazı temizlemek için deyim yerindeyse başlarını kaşımaya bile zaman ayıramayacaklar nerdeyse.
Kısmet olursa diyorum;
Çünkü trafolara giren kedilere, ölülerin oy atmasına, sahte seçmen oylarına, çöp konteynırlarından çıkan oylara, kaybolan oy sandıklarına çoktandır alıştık, devamı bu seçimde de gelirse şaşırmayız artık.
**
YAPILACAK onca iş arasında en başta gelen konulardan biri insanlarımızın yaşadığı sağlık sorunlarına, hastalık sorunlarına uygar ülkelerde nasıl çözüm bulunmuşsa o şekilde çözümler üretmek olmalı.
Bugün asgari ücretlilerin, emeklilerin, dar gelirlerin aile içindeki bir hastalık halinde çaresizlikleri ayyuka çıkmış durumda.
Devlet hastahaneleri var, sayıları giderek artan özel hastahaneler var.
Var da…
Özel hastahanelere gidebilirler mi?
O sadece varlıklı kesime özgü bir imtiyaz..
Başvuru yaptıkları andan itibaren tedavilerine başlanır.
Ya aylık gelirleri ile ayın sonunu zor getirenler…
Tek olanakları Devlet Hastahanelerine başvurmak…
Bunun için önce randevu almak gerekiyor.
O da kolay iş değil .
Randevu almak için sürekli olarak ne zaman randevu alınabilir onu kollamak lazım.
Zira hastahane koridorları bile randevu alabilmiş hastalarla tıklım tıklım dolu.
Çok zaman randevu tarihi hastanın durumu ne olursa olsun aylar sonrasına kalıyor
Doktor ve hasta sayısı son derece dengesiz.
Kimi Devlet Hastahanelerinde bazı klinikler doktor olmadığı için kapalı.
Kimi doktorlar çeşitli baskıların verdiği tedirginlikle yurtdışına gidiyorlar
Ya da sağladığı maddi olanaklar daha yüksek olduğu için özel hastahanelere transfer oluyorlar.
*
YILLARDIR süregelen bu tablo AKP iktidarın insanlık anlayışının, ulusa hizmet anlayışının açık seçik bir göstergesi…
Devletin temel görevi ulusun huzurunu, mutluluğunu mal can güvenliğini sağlamaktır.
Bunlar AKP’yi bağlamıyor ve -maazallah diyelim- bundan sonra da iktidar olmaya devam etse yine bağlamaz…
Oysa yapılması gereken, yapılabilir ve herkesin düşünebileceği almaşıklar var.
Ya özel hastahaneleri kamulaştırıp devlet hastahanesi statüsüne döndürmek veya SSK’lı hastaları devlet hastahanelerinde ne destek veriliyorsa aözel hastahanelerde de ynı haklardan yararlandırmak…
Ya da devlet hastanelerindeki hekimlerin ve tüm sağlık çalışanlarının huzurlu ve maddi bakımdan özel hastahane kriterlerine adaptasyonunu sağlamak.