Getting your Trinity Audio player ready... |
3 Kasım 2002’den bu yana iktidarda olan AKP birçok siyasal badire atlattı. Kendi becerisi ile atlattığı da oldu 7 Haziran 2015’te MHP’nin can simidi attığı gibi dış etkenler sayesinde atlattığı da. Türkiye de AKP ile beraber birçok siyasi ve ekonomik badireyi geride bıraktı.
Bu kez AKP’nin sıkışmışlığı bugüne kadar olanlardan daha fazla. 2018 yılında ilk emareleri görülen ekonomik kriz bitmiyor. Krizin yarattığı yoksullaşmanın siyasi faturası ise her kamuoyu yoklamasında AKP’nin önüne düşüyor.
Tüm bu yaşananlar karşısında AKP’nin ezberleri çalışmıyor. Örneğin geçmiş yıllarda seçimden önce piyasaya KGF üzerinden para basarak oyunu artıran AKP bu kez bunu yapamıyor. Hazine’de rahatlıkla kullanabileceği 600 milyar TL varken bunu kullanamıyor.
Çünkü yarattığı ekonomik girdap nedeniyle piyasaya sürdüğü her TL’nin dövize gitme olasılığı yüksek. Böyle bir durumda talebi karşılayacak kadar döviz yok. Bu nedenle seçim öncesi iktisattaki deyimiyle “helikopter para”ya geçmesi beklenen AKP tam tersini yapmak zorunda kalacak kadar sıkıştı.
Başka bir ezberi olan seçim öncesi imar affı getirme de deprem engeli ile karşılaştı. Geçmiş yıllarda yapılan imar aflarının çok sayıda insanın yaşamına mal olduğu deprem sayesinde anlaşıldı. Bu nedenle “ver imar affını al oyu” seçeneği de ortadan kalkmış durumda.
Daha çok örnek verebileceğimiz, “AKP ve seçim öncesi yanılsama stratejileri” bu kez çalışmıyor. Her ne kadar iyi gittiklerini, seçim kazanma sorunları olmadığını sıklıkla ifade etseler de işin öyle olmadığını en iyi kendileri biliyor. Başta kendi tabanları ve teşkilatları olmak üzere tüm paydaşlarına hissettirmemeye çalışsalar da kaybetme korkuları çok büyük. Hüda Par ortaklığı ile bu korkuya dair en somut göstergeyi kendi elleri ile ortaya koydular.
Cumhuriyete, özgürlüklere, kadına, çocuğa, iyiye ve güzele dair ne varsa her şeye düşman olan HÜDA PAR ile ittifak kurmak, AKP’nin içinde bulunduğu siyasal iflasın en büyük kabulünü oluşturdu.
Nitelikli kadrolarını tüketip art arda siyasal ve ekonomik hatalar yapan AKP bu kez seçmenini de karşısına almış durumda. Gelin AKP-HÜDA PAR ortaklığına kendi seçmeni nasıl bakıyor birlikte inceleyelim.
HÜDA PAR’ın Cumhur İttifakı’na katılmasına olumlu bakanların oranı Türkiye genelinde yalnızca yüzde 22,5. Bu oran AKP seçmeninde yüzde 38,6, MHP seçmeninde yüzde 34,3. Üstelik henüz HÜDA PAR’ın parti programı yeterince tartışılmış değil. Tartışıldığında bu son derece limitli olan destek bile büyük oranda ortadan kalkacaktır.
AKP seçmeni muhafazakar kodları taşımakla birlikte muhaliflerin sandığı kadar gericilik yanlısı veya aşırı sağa eğilimli değil.
Eğer öyle olsaydı, AKP’nin seçmenin yarısının oyunu aldığı dönemlerde yapılan araştırmalar laiklik karşıtlarının yalnızca yüzde 10 seviyesinde kaldığını göstermezdi. Ya da AKP seçmeni AKP’ye oy vermek yerine en ufak bir kadın hakkına tahammülü olmayan Yeniden Refah Partisi’ne oy verirdi.
Keza MHP seçmeni Cumhuriyete, laikliğe, Atatürk’e büyük bir bağlılığı bulunan seçmen grubu. Mesleğinde 17. yılı geride bırakan bir araştırmacı olarak söylüyorum ki, HÜDA PAR’ın Türkiye’ye dair hayalleri AKP ve MHP seçmeninin kabuslarıdır. Özetle; seçmeni AKP ve MHP’ye yeni bir siyasal fatura çıkarmak üzere.