ABD Emperyalizmine Dikkat!

Getting your Trinity Audio player ready...

ABD emperyalizmi son yirmi yılda epeyce kan kaybetti. Uzak Doğu’dan Orta Doğu’ya, Yakın Asya’ya birçok ülkede iktidarlar deneticisi olma rolünü ve doğal kaynaklar üzerindeki egemenliğini büyük ölçüde yitirdi. Buna karşın onun ne sinsi bir yılan olduğu asla unutulmamalı.

Afganistan’daki insanlık dışı rejim onun eseridir. Orta Doğu’da terör estiren IŞİD’den Nusra’ya birçok kadın ve çocuk düşmanı acımasız silahlı gücün gerçek kurucusu ve yaşatıcısı onlardır. Bir yandan da terörü kendisine çıkış yolu seçmiş Kürt gruplarını kullanarak bölge ülkelerinde oyunlar oynamakta, silah satışını sürdürmektedir…

Dün, Karadeniz üzerinde gezen bir ABD insansız hava aracı Rus uçaklarıyla çarpıştı… Emperyalizme karşı yeryüzünün ilk büyük Kurtuluş Savaşı’nı vermiş bu güzel ülkenin her bir bireyi sormalıdır kendisine. Bu “Çıfıt” uçağının binlerce kilometre uzakta, bizim bir kıyısını oluşturduğumuz denizde ne işi vardır?

Yirmi yılı aşkın bir süredir Türkiye’de demokrasinin, kadın haklarının, laik ve demokratik eğitimin, insan haklarının yok edildiği politikaları iktidara getiren de ABD ve Batı emperyalizmidir… Altı yaşındaki kız çocuklarına tecavüzü hak gören cemaat-tarikat ağlarının arkasındaki güç de onlardır. FETÖ olayında açıkça gördük, yaşadık.

Şimdi “Birleşe Birleşe Kazanacağız” diyerek umutlu bir yola giren Türkiye’nin sol sosyal demokratları ve diğer demokratik güçleri bu sinsi düşmanın iktidarı bırakmak istemeyeceği kesin olan birileriyle çevireceği oyunlara karşı çok uyanık olmalıdır. Cumhurbaşkanı Başdanışmanı İbrahim Kalın, gittiği ABD’de kimlerle, ne görüşmeler yapacaktır?

ABD emperyalizmi, ikiyüzlü bir kan, terör, kıyım ve sömürü sistemidir… Yüzlerce yıllık bir geçmişi olan sınıflar savaşının eseri olan kendi iç demokrasisi ile dışarıda, özellikle bilim ve teknolojide geç kalmış ülkelerde kurduğu, kurdurduğu rejimler, birbirinin karşıtı gibi işlev görürler.

İtalya’da komünistlerle tarihi bir ittifak kurma arayışındaki Aldo Moro’nun öldürülüşünden, Türkiye’de kitlesel katliamlara varmış, mezhepler çatışması süsü verilmiş iç karışıklıklardan sonra Baba Bush’un “Our Boys” diye adlandıracağı hain NATO generallerinin uyguladığı, yüzlerce ölüm, binlerce kişiye işkence ve milyonlarca gözaltı, tutuklamaya yol açmış 12 Eylül 1980 Türkiye darbesine kadar, ABD emperyalizminin parmağı vardır. Sovyetler’in Afganistan tuzağa düşürülmesinden Yakınasya’da kimi silahlı grupların oluşturulmasına kadar önemli planların uygulayıcısı Polonya asıllı başkan danışmanı Brzesinsky idi. Aralarında Suudi öğrenci Usame Bin Ladin’in de olduğu “Arap Afganlar”ın Suudi Arabistan’ın da desteğiyle Afganistan’da çarpışmaya başlaması onun planının bir parçasıdır. “1980’lerin başlarında, Washington’da gerçekleşen Muhafazakâr Siyasal Eylem Konferansı’nın ‘Sovyet İmparatorluğu’nu Geri Püskürtmek’ konulu bir oturumuna katılmıştım. O günkü konuşmacılardan biri olan Jack Wheeler adında bir tür maceracı-ideolog, mücahitler denilen Afgan özgürlük savaşçılarının yanından yeni dönmüş olduğundan bahsedip duruyordu. ‘Bir İslami dirilişi başlatmak için’ Sovyetler Birliği’ne gizlice Kuran nüshalarının sokularak (Sovyetler’in) ‘bin yerinden kesilerek öldürülmesini önerince ayakta alkış aldığını anımsıyorum.” (Joan DIDION, “Sabit Fikirler ya da Tarihin Dönüm Noktası” Varlık, Nisan 2003)

11 Eylül 2001 İkiz Kuleler olayının ve Afganistan’daki Taliban iktidarının arka planında böylesi gelişmelerin yattığını söylemek hiç yanlış değildir. Pakistan’ın eski başkanı Zülfikar Ali Butto’nun katı bir şeriat isteyen darbeci askerler tarafından sosyalizm ve laikliği savunmakla eleştirilerek asılması da o plan çerçevesinde anlaşılabilir olur. İran petrolleri üzerindeki Batı emperyalizmine ait hakları kamulaştırmak istenen Doktor Musaddık’ın 1953 yılında darbeyle devrilmesinin ABD tarafından yapılmış olduğu ABD Dışişleri Bakanı Albright ve Başkan Obama tarafından sonradan itiraf edilmiştir. Endonezya’da, Hollanda’ya karşı verilmiş kurtuluş savaşını yönetenlerin öncülüğünü yaptığı, seçim yoluyla işbaşına gelmiş Komünist Parti iktidarının kanlı bir darbeyle devrilmesi, aralarında memurlar, üniversite öğrencileri, sanatçılar, sendikacılar ve ailelerinin de bulunduğu bir milyona yakın insanın topluca katledilmesine yol açan darbede de ABD ve CİA parmağı olduğu 2017’de Obama döneminde yapılan itiraflar arasındadır. Endonezya’da ölüm mangalarına katledilecek kişilerin adlarını verenler doğrudan ABDli ajanlardır. Şili’de barışçı yollarla ve seçimle işbaşına gelmiş sosyalist lider Allende’nin 1973 yılında askeri darbeyle devrilerek öldürülmesi olayının arkasındaki asıl güç de ABD’dir. “Uygarlıkların Batışı” adlı yapıtında tüm bu gerçekleri bir araya toplamayı başarmış Amin Maalouf’un Orta Doğu’da bir zamanlar yaşanmış cennet ortamının cehenneme dönüşmesinin sorumlusu olarak Sovyetler’i göstermesi çok ilginçtir (Yana yakıla “Amin Maalouf ile Geçmişten Günümüze / Edward Said’e Selam İle” dosyasını basabilecek babayiğit bir yayınevi arıyorum)…

Marks’ın kuramsal temellerini kurduğu sosyalist gelecekle hiçbir ilgisi kalmamış Stalin gaddarlığı ve o işin kitabında yer almayan “parti diktatoryası”nın, bürokratik zorbalığın sonu, barışçı ve kendini sorgulayan bir sosyalizm kurmak isteyen Gorbaçov’un Batı dünyası tarafından oyuna getirilmesi ile geldi. Sovyetler, Batı emperyalizmine kendiliğinden teslim olup gitti.

Bizim hâlâ Attila İlhan’ın deyimiyle “1930lu yılların mantığıyla” olaylara bakan ve amipler gibi eşeysiz çoğalmayla her gün yeni bir parçaya bölünen sosyalist solumuzun da Sovyet geçmişinden alacak çok dersi olmalıdır…

Emperyalizmin dini de imanı da, demokrasisi de, insan hakları da yalnızca kendi çıkar dünyasıdır. Yalnızca ABD değil, uluslararası Finans Kapital’in bir parçası olmuş bütün Batı emperyalizminin karakteri bir ve aynıdır. Kendi ülkesinde ağaçtan bir tek yaprak koparana “doğaya zarar vermekten” para cezası veren Kanada’nın bir şirketinin Türkiye’deki vicdansız, vatan haini yerli ortaklarıyla bir olup Kaz Dağları’nda güzelim ormanları tıraşlattırdığını hiç unutmayalım…                               

Emperyalist saldırganlık, Ukrayna’da oyuna getirdiği yönetimi Rusya’ya karşı savaşa sürerek Slav halkını bir kardeş kavgasına sürükledi. ABD’den çok Avrupa’nın zarar gördüğü bu savaşın farklı yönleri, dünyada yaşanan bu gelişmeler, Gürcistan’da yabancı sermayeye karşı alınan önlemleri protesto eden gösterilere ABD bayraklı mini eteklerle katılan kızlara keşke anlatabilsek…

“Millet Masası” ve onun adayına destek verecek Türkiye’nin tüm demokrasi güçleri, ABD emperyalizminin olası oyunlarına karşı çok dikkatli olmalı… Sakın ola ki onu bir “stratejik ortak” sanmasınlar; sakın ola ki aldanmasınlar…

Türkiye’nin gerçek kurtuluşu ancak Kuvayı Milliye devrimci ruhuyla mümkün olabilecektir…

Gününüz aydın olsun değerli dostlar…

 

15 Mayıs 2023, Alper Akçam

 

Exit mobile version