Getting your Trinity Audio player ready... |
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) komuta kademesinin dönemin Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay’a muhtıra vererek 32. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ni istifaya zorladığı “12 Mart Muhtırası” üzerinden 52 yıl geçti. Sonrasında gazetemizin kapatıldığı ve yazarımız İlhan Selçuk’un da sorguda işkence gördüğü 12 Mart Muhtırası’nı Cumhuriyet’e değerlendiren uzmanlar, “Bu muhtıra 12 Eylül’ün öncüsüydü” dedi.
52 yıl önce bugün TSK, siyasi iktidarın “tutum, görüş ve icraatı ile yurdumuzu anarşi, kardeş kavgası, sosyal ve ekonomik huzursuzluklar içine soktuğu” gerekçesiyle muhtıra verdi. Sonrasında CHP Milletvekili Nihat Erim’in başbakanlığında “partiler üstü reform hükümeti” iddiasında bir hükümet kuruldu. Hem orduda birçok komutan emekli edildi hem de aralarında İlhan Selçuk ve Doğan Avcıoğlu’nun da bulunduğu birçok yazar işkenceden geçirildi.
(Ömer Atagenç)
‘İNTİKAM OPERASYONU’
“12 Mart askeri darbesi 9 Mart ile birlikte değerlendirilmelidir” diyen Doç. Dr. Ömer Atagenç, “Zira 12 Mart, 9 Mart’taki sol darbe girişiminin başarısızlığı sonrasında bu darbe girişimi ile ilişkisi olduğu düşünülen çevrelerin tahkikata uğraması ile sonuçlanacaktır” ifadelerini kullandı.
‘Balyoz Hareketi’ olarak bilinen ve 28 Nisan 1971’de başlayan sistematik şiddet bu girişimle ilişkisi olduğu düşünülen kişilerin Ziverbey Köşkü’nde uğradığı işkencelerle birlikte artarak devam etmesinin intikam operasyonu olduğunu belirten Atagenç, “Bu dönemde Cumhuriyet gazetesi ve Doğan Avcıoğlu önderliğindeki Yön-Devrim çevresinin maruz kaldığı baskı oldukça şiddetlidir. Avcıoğlu ve çevresinin de benzer bir akıbete uğradığı görülmüştür. Ayrıca 12 Mart darbesi kendi muhaliflerini ‘darbecilik’ suçlaması ile baskı altına almıştır. 12 Eylül’ün öncülü bir süreç yaşanmıştır” ifadelerini kullandı.
(Çiğdem Bayraktar)
Dönemin Adalet Partisi iktidarının zihniyet olarak Demokrat Parti iktidarının devamı olduğuna dikkat çeken Dr. Çiğdem Bayraktar, “Ekonomik sorunlar, ABD’nin 6. Filo savaş gemisinin gelmesi ve birçok çeşitli nedenle yükselen toplumsal tepki karşısında Demirel hükümeti yetersiz ve işlevsiz kaldı” dedi.