Getting your Trinity Audio player ready... |
AYSEL YENİDOĞANAY
Gündeme bomba gibi düşen haberler vardır. Ne olduğunu anlamadan ağzınız açık kalakalırsınız. O kısa süreli yürek boşluğunun ardından, canınızın yandığının farkına varırsınız.
Canınızı yakan hemcinsiniz olunca daha da çok acı çekiyorsunuz.
Tam da şimdi; yüz bine yakın insanın can verdiği, yüzbinlerce yaralının yaşamak için direndiği, hayatta kalanların açlık ve susuzlukla, soğukla ve salgın hastalıkla boğuştuğu, barınma koşullarının sağlanamadığı, enkaz altında binlerce canın kaldığı, kayıp çocukların binlerle ifade edildiği depremin, siyasetin gölgesinde kalmasını hazmedemiyorum.
Zamanlama müthiş!
On bir ilin yardım çığlığı dinmemişken, on beş milyon insanın sorunu “şak!” diye çözülüverdi.
Bedri Rahmi Eyüboğlu diyor ya;
“Türküler bitti
Halaylar durdu
Horonlar durdu
Al damar, mor damar, şah damar sustu
Bahçeler put kesildi birer birer
Meyveler salkım saçak taş
Bir bulut uçardı
Başıboş bedava
Yandı kül oldu
Hüzün geldi başköşeye kuruldu
Yoruldu yüreğim yoruldu.”
Yoruldum/yorulduk, hem de çok çok yorulduk.
Kirli siyasetten yorulduk.
Yalandan, dolandan, talandan, ikiyüzlülükten yorulduk.
Algılarla yönetilmekten yorulduk.
Eğitimin, bilimin yok sayılmasından yorulduk.
Ötekileştirilmekten yorulduk.
İnançların sömürülmesinden yorulduk.
Her olayın kadere/kısmete bağlanmasından yorulduk.
Ve iki yakamızı bir araya getirememekten yorulduk.
Evet, yüreğim yoruldu. Kaldıramıyor artık bunca ihaneti.
Hüzün değil bu; bıçaktan keskin bir acı. Siyasetin kirli yüzünü görme acısı.
Kimsenin milleti düşündüğü yok. Kişisel hırslar millet menfaatinin önünde yer alıyor.
İstedikçe istiyor, istedikçe istiyor. Olmayınca da çamura yatan mızıkçı çocuklar gibi tepiniyor.
Bu kez çamura yatmadan, doğrudan yıkılan evlerin molozları üzerinde tepiniyor: İsterim de isterim! İstediği olmayınca da minnet duygusunu çöpe atıp gidiyor.
Oysa “Muaviye’nin karşısında Kerbela’da Hüseyin olurum” demişti.
Demek ki neymiş, insanın özü neyse sözü de odur. Zorlamayla olmuyor.
Hz Ali bir sözünde şöyle der: “Yalancıların başlıca sıfatları şunlardır: Önce sana diller döker, birçok şeyler vaat eder, sonra senden vazgeçer, daha sonra da arkandan senin aleyhine birçok şey söyler.”
Ve bir başka sözü de şöyle: “İnsanlara faydası olmayanları, ölülerden
sayın gitsin.”
Biliyorum, hiçbir şey eskisi gibi olmayacak ama bu halk, depremin yaralarını kendi kendine saracak, yıkılan şehirler yeniden inşa edecek buna inanıyorum.
İnandığım en önemli şey de bu halk kendine ihanet edeni asla affetmez. Seni de ölü saydıkları için, çıkarlarına hizmet ettiklerinle birlikte sandığa gömeceklerdir, bilgin olsun…