1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Yalan dünyanın yalan insanları!

Yalan dünyanın yalan insanları!

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Getting your Trinity Audio player ready...
Bireyler yalana çok müsaittir.
Kolayca inanır her bir yalana.
Yalana;
Hazır oluşunun kökeninde aslında kendini aldatma olgusu yatar.
İnsan kendini aldatmada pek mahirdir.
Kendisi dışında gelişen yalanlara kolayca inanmasını sağlayan da bu durumdur.
İnsanlar sürekli kendini ve birilerini aldatır!
Kendini aldattığının farkında olmadan aldattığı gibi,
farkında olarak da aldatır kendini…
“Bireyler niye/neden kendini aldatır?
Hatta insan niye kendini aldatmaya mahkumdur?..”
Diye sorsam daha mı bir gerçekçi soru olacaktır pek çözemedim ama bireyler kendini aldatmayı varlığını sürdürmenin gereği olarak algılıyorlar.
Gereği olarak görürlar çünkü;
Bu görü,
bu algı sezgisel olarak o Anda ortaya çıkar.
Açıktan aldatışlarda,
aldanışlarda deneyimin katkısı varken,
farkında olmadan olan aldatma ve aldanışlarda sezgi tümüyle egemendir.
Birey;
Her canlı gibi varlığını sürdürmek için bir takım edimlerde bulunur ve bu edimlerden biri olarak da karşımıza yalan çıkıyor.
Öncelikle kendini aldatır birey.
Kendine yalan söyler.
Söylediği bu yalana önce kendisi inanır,
önce kendisini inandırır.
Sonra yakın çevresinden başlatarak başkalarına yönelir.
Kendi yalanını başkalarına satmak için uzunca bir uğraş verir.
Tıpkı sosyal medya da; Sabah/akşam,
“Günaydın/İyi akşamlar” live’ı peşinde koşanlar gibi.
Yalansı yaklaşım ve söylemlere inananların sayısınca gönenir,
sevinir,
mutlanırlar…
Aynı bireyler;
Yalanına karşı direnişle karşılaştığında sinirlenir,
öfkelenir,
kinlenir.
Çünkü;
varlığına,
varoluşuna bir saldırı belirmiştir.
Varlığının temeli sarsılmaktadır karşı çıkıldığında…
Başkalarında ki varlığından önce kendinde ki varlığının temellerinin sarsıldığını görür.
Ölümle,
yok oluşla karşı karşıya kaldığı için pençelerini uzatır,
tırnaklarını diriltir,
dişlerini gösterir.
Üstü örtük suçlamalar,
üstü örtük karalamalar,
üstü örtük tehditler başlar.
Sonrasın da açıktan açığa bir hal alır bu durum.
Doğrudan saldırı başlar.
Bu kere başka yalanlar uydurararak,
kurgulayarak varlığının temelini sarsan için;
Karşılaştırmalar yapar an’ı kurtarmaya çalışır.
Dünü aklamaya,
dününü aklatmaya,
bugünü karalamaya koşar.
Sarsılan varlığına yeni bir temel bulmanın coşkusuyla yapar bunu.
“Dün hiç bu kadar sıkılmadım!” der.
Dün onaylayanlar bugün onaylamıyorlardır. Sıkıntısının temelinde bu onamayış kendini aldattığının deşifre edilmesi varken muhataplarının zalimliğini vurgulayarak paçayı kurtarma ya çalışır.
Bu yeni yalana sığınır.
Varlığını temellendirme de yeni bir yalan bulmuştur.
Bu yalana abanır.
Varlığını sürdürmede,
varlığını korumada yeni bir zırh bulmuştur.
Bu yalan dünya hep böyle sürer gider…
Gider mi dersiniz?
Şiir Sevdanın Militanıdır!
Aşk Örgütlenmektir!
Şiir ve Yorum:
Atilla YÜCEAK
(Bitmeyen yalnızlık)
Görsel Sanatçı:
Feryal HİVRON
Bağlama Ustası:
Ufuk KARTAL
Dinleyelim mi!

Yalan dünyanın yalan insanları!

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Advert
Advert
Giriş Yap

Sol Medya ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin
Reklam Engelleyicisi Tespit Edildi

Sitemize katkıda bulunmak için lütfen reklam engelleyicinizi devredışı bırakın.