Getting your Trinity Audio player ready... |
AYSEL YENİDOĞANAY
Öykü özgürdür. Yaratıcısının kollarına bırakır kendini. Yazar ve öykü ruh ikizidir aynı zamanda. Birbirlerinden kopmaları imkansız. Yazar sayfalar dolusu betimlemeler yerine tek sayfada dünyayı gözlerinizin önüne serebilir.
Ne yazık ki son bir haftadır sözcükler suskun. Kanamalı bir yüreğin sancısı vuruyor dile.
Ölüm hiç bu kadar acıtıcı gelmemişti. Ve insan yaşamı bu kadar ucuz olmamalıydı.
Issız bir ormanda kaybolmuş gibiyim. Her ağacın gölgesi var ama ağaca dokunamıyorum. Çığlık atıyorum, çığlığım bana geri dönüyor. Sonra yıkılıyor ağaçlar tek tek. Kağıt kuleleri oluşuyor önümde. Her bir kağıtta, yaşama veda eden canların adı yazılı. Sevdiklerimin adını okuyorum, tanıdıklarımın, tanıdıklarımın tanıdıklarını. Ve en çokta tanımadıklarım yakıyor canımı; geriye kalan ömrünü annesiz babasız geçirecek olan gün yüzlü çocuklar…
Yok, bu gerçek olamaz. Rüya görüyor olmalıyım. Bir kabusun kollarındayım. Sıktıkça sıkıyor boğazımı, nefes alamıyorum. Uyanacağım az sonra, göğsümün sıkışması geçecek.
Geçmiyor. Rüya sandığım gerçeğim oluyor. Film izler gibi izlediğim görüntülerin mutlu sonla bitmesini istiyorum.
Nefeslerimizi tutmuş halde ekrana kilitleniyoruz.
Mutluluk 180 saat sonra, bir bebek ve annesi için istenen sessizliktir.
Mutluluk, beklenen mucizedir.
Mutluluk, çocuklara pamuk şekeri yapıp dağıtan, pamuk kalpli amcadır.
Mutluluk, yıkıntılar üzerine sacayağı kurup ekmek pişiren analardır.
Mutluluk, bu coğrafyada yaşayan halkların tek yürek kardeşliğidir.
Mutluluk dili, dini, ırkı farklı bildiğimiz ulusların acıya ortak oluşlarıdır.
Mutluluk, paticanların yıkıntılar arasında can arayışlarıdır.
Öykü mü dediniz?
Bu halk kendi öyküsünü yeniden yazacaktır, buna inanıyorum. Her biri kendi öyküsünün kahramanı olacaktır. Ve bizler bu kahramanları yüreğimize nakışlayacağız.
Yeni öyküler yazabilmek için, yıkılan her ağacın anısını yaşatmak adına yeni bir fidan dikeceğiz. Fidanlarımız kurumasın diye, mutlu sonla biten öyküler yazmaya devam edeceğiz…
Şimdi yaralarımızı sarma zamanı. Ve bir gün hep birlikte kutlayacağız öykü günümüzü, öykü kardeşliğimizi…