Getting your Trinity Audio player ready... |
Tam da düğümün koptuğu, kopacağı yerdeyiz…
Ya kendimize ve çocuklarımızın geleceğine kendi aklımızın, kendi özgür bilincimizin seçtiği bir yoldan giderek yön vereceğiz, hayatın her adımını kendimiz ve sevdiklerimiz için değerlendireceğiz, ufkumuzu çoğaltacağız; gönül dolusu güleceğiz; insanca ve kardeşçe paylaşmaya çalışacağız doğanın ve yaşamın olanaklarını; ya da kendisine tabi olup arkasında bir şeyler nasipleneceğimiz birilerinin himmetine sığınacağız; kasvete ve karanlığa sürüklendiğimiz bir yolda önümüze ne atarlarsa ona şükredeceğiz…
Dursun Akçam, birilerinin babası, kocası, atası, birilerinin köylüsü, birilerinin kitaplarını okuyup beğendiği bir yazar olmanın çok ötesinde, sembol bir isim… Karanlık dağları aşmaya, kendini ve hayatını çoğaltmaya azmetmiş, kendisi gibi olanlara ömrünü adamış ve koca bir yaşamı her gün yeniden okunası bir maceraya dönüştürmüş bir yol, bir ışıklı iz…
On bir doğum yapıp ancak altısını yaşatabilmiş, 20, yüzyılın başında Kuzeydoğu Anadolu’da emperyalizmin çıkardığı savaşlar ve halklar kör dövüşü karmaşasında bir çift kara lastik, yırtık yün çoraplarla Kür vadisinin karında buzunda bir bebeği kucağında, bir çocuğu önündeki öküzün hurcunda yol alarak, düşmandan kaçarak hayattan kalmaya çalışmış bir anayla, değirmeni hortlak bastı diye dağılan köylülerine inat olsun diye gece boyu değirmeni beklemiş, duvardaki büyük taşa bacadan düşen gagaç gölgesine tokat atıp elini parçalamış, yaylaya bela olmuş Kafttârküski’yi çeperden kaptığı bir taşla yaralayıp kovalamış, köyü işgal etmiş düşmanın levazım deposu olan mağaraya nöbetçiyi bağlayarak girip Hopal’a sığınmış köylüleri için un çuvallarını taşımış, Pikalluğ’tan köyü basmaya gelen Ermeni çetelerine kurşun sıkmış, adı deliye çıkmış bir babanın oğlu… Diğerleri gibi ölmesin diye, adı da Dursun konmuş. Dursun ise bir kere aklına koymuş okuyacağım, bu etrafımı çeviren dağları aşacağım, bu kendimi içinde bulduğum yoksulluğun, kötü yazgının fetvasını yırtacağım diye… Bir ilkokul diploması alıp Cılavuz Köy Enstitüsü’ne kaydolabilmek için Ölçek köyü ile Ardahan arasındaki 14 km’lik stabilize yolu çarıklı ayaklarıyla yürüyüp gittiği 23 Şubat ilkokulu bahçesinden yırtık, yamalıklı üstüne başına bakılıp dilenci diye kovalanmış, mücadelesinden yılmamış, ancak dördüncü gidişinde öğretmenlerin dikkatini çekip sınava girmeyi ve köyde millet mektebi kursunda öğrendiği okuryazarlıkla o okula on bir yaşında, dördüncü sınıftan kayıt yaptırmayı başarmış, sonrasında Cılavuz Köy Enstitüsü’nden Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü’ne hep o aydınlık yollarda çoğalarak yürümüş… Öğretmen olmuş, öğretmen mücadelesi önderi olmuş, Kırıkkale’de görevliyken öğretmen arkadaşlarıyla birlikte Anıt Kabre, Gâzi Mustafa Kemal’in huzuruna iktidar uygulamalarını protesto etmek için varmış, TÖDMF, TÖS gibi örgütlerin yöneticisi olmuş, yazarlığa girişmiş, arka arkaya ödüller almış, gazetecilik yapmış, 12 Mart faşizminde bir yıldan çok cezaevinde kalmış, 12 Eylül’den önce yok edilecekler listesinde olduğunu bilerek Almanya’ya sığınmacı olarak gitmiş; on bir yıl orada kalıp azınlık halkların çocukları için Hamburg Kütüphanesi’nde çalışmış, bu emeği ve çabası nedeniyle ölümünden sonra Hamburg’da bir kıyıya adı verilmiş bir unutulmaması gereken ad…
Onun sonsuzluğa uğurlanmasından sonra kuruldu Dursun Akçam Ormanı, Dursun Akçam Kültürevi, Dursun Akçam Kültür ve Sanat Vakfı… 20 yıla yakın bir süredir onun adını ve anısını taşıyan yerlerde, mekânlarda kültürün, sanatın bayrağı gönderde tutulmaya çalışılıyor, Cılavuz Köy Enstitüsü’nde yakılmış ateş canlı tutuluyor, öğrenciler kitap okuyor, ders çalışıyor, gençler tiyatro oynuyor, film izliyor, herkes özgürce düşüncelerini açıklıyor…
Dursun Akçam Kültür ve Sanat Vakfı, Dursun Akçam’ın dört çocuğundan oluşmuş kurucu “Mütevelli Heyet” sınırlarını aşıp Ardahan ve Türkiye halkıyla, halklarıyla kucaklaşma, yönetimi paylaşma, mücadeleyi sürekli kılmaya çalışma kararı aldı…
Vakıf Senedinde yapılan yasal değişiklikle yeni üyeler alacağız; nöbeti yeni insanlara, gençlere devredeceğiz…
14 Ocak Cumartesi günü, özgürlük, emeğe saygı, barış ve kardeşlikten yana olan herkesi Kartal Yakacık’ta yapılacak toplantıya bekliyoruz…
Onurla, inançla, azimle ve hep umutla…
Gününüz aydın olsun değerli dostlar…
07 Ocak 2023, Alper Akçam