Getting your Trinity Audio player ready... |
Ne zamandan beri bakmıyorum haberlere çünkü olan yaşama sevincimi de kaybediyorum ,bir bakıyorsun sokak ortasında öldürülen kadınlar ,bir bakıyorsun istek parçası söylenmedi diye öldürülesiye dövülen babalar,bir bakıyorsun evine iki lokma götürmek için ağır şartlarda çalışıp hayatı sonlanan insanlar…
Tutunmak istiyorsun bir şeylere bir bakıyorsun duymayan, görmeyen ,hissizleşen insanlar .
Bu cağın vebası galiba hissizlik ,tüketmek ,yok etmek, görmezden gelmek, anlayışdan uzak hoyratça yaşamak.
Insan kendi kendisiyle konuşmaya başladı mı bir kere artik önemi kalmıyor dinleyenin olup olmaması çünkü yarası olan yarasi olana denk gelmiyor bu devirde, herkes çare değil yara açmak derdinde ,kimse kimseyi gerçekten dinlemiyor çünkü herkes o kadar yorgun öyle bıkın ki herkes anlatmanın derdinde.
Sevgi mi yoksa Anlaşılmak mı derseler anlaşılmak derim çünkü anlaşılınca yumuşuyor kalpler, anlaşılınca yıkılıyor duvarlar, anlaşılınca kuruluyor o güçlü bağlar.
Uzun zamandır dinliyorum kendimi en son ne zaman ya da kim gerçekten anladı diye beni sonra büyük bir kırgınlık yaşıyorum derinlerde bir yerde çünkü kimseye gerçekten içimizi açacak kadar güvenemiyoruz ve güvenemedikçe de eksiliyoruz.
Kitaplara sığınmak, şarkılara sığınmak da bazen yeterli gelmiyor çünkü insan sesi duyulsun, varlığı bilinsin istiyor ve bu yüzden de bazen sokak ,şehir değiştirmek istiyor.
İççimizden sürekli bir göç oluyor farkında olarak yada olmayarak ama sürekli bir uğurlama hali yaşıyoruz, bu yeri geliyor çok sevdiğimiz birini toprağa vererek ,yeri geliyor hiç beklemediğimiz birinden darbe yiyerek ya da sorumluluklarımız karşısın da diz çökmek zorunda kalıp şehir değiştirerek.
içsel yolculuğunu tamamlayıp hayati okuyanlar bir şekilde mutluluğun formülünü bulup yaşarken, hayati okumayı başaramayan insanlar ise ego savaşlarıyla yaşadıklarını zannedip, her gün biraz daha mutsuz ,biraz daha eksik olarak nefes almaya devam ediyorlar .
İçimizden kuşlar geçiyor
İçimizden çıkmaz sokaklar inşa ediliyor
İçimizden birileri yas tutuyor
Bir ağaç kuruyor
bir yaprak savruluyor
İçimizden ağlayan bir çocuk var
susmak bilmiyor
İçimizden konuşan birileri var
kimse duymuyor
İçimizde ki binalar devriliyor
kimse görmüyor
içimiz de denizler taşıyor
köprüler yıkılıyor
her yeri sel götürüyor
En yakınım dediğin bile
Sağır sultan oluyor
içimiz de bir orman yanıyor
ve
Hayat
Keşkelere ,acılarla , pişmanlıklarla kayıplarla sana devam et diyor.
Bu cağın vebası bu hissizlik
İçimizde bir ben ölüyor
Hayat sana yaşa diyor.