1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. 11 Eylül-12 Eylül Emperyalizmin Lanetli Günleri

11 Eylül-12 Eylül Emperyalizmin Lanetli Günleri

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Getting your Trinity Audio player ready...

9 Eylül 1922’de, destekledikleri işgalcilerle birlikte İzmir’den kovulanlardır onlar…

İnanmayın, “dünya küçük bir köy oldu” diyenlere… İnanmayın, “Globalizm, dünya bütünlüğüdür, çalışana ve teknolojiyi kullananlara yaşam hakkı verir” gibi teranelere…

Mıh gibi, sancı gibi, kan gibi, zulüm gibi, ölüm gibi acıdır ve gerçektir emperyalizm…

Bu dünyada bir emperyalizm, bir de onun ezdiği, soyduğu, yeraltı ve yerüstü zenginliklerini talan ettiği, insanlarını dil ve inanç farklılıklarını, hatta aynılıklarını kullanarak birbirine düşürüp hem de silah sattığı mazlum dünya halkları, ve özellikle de Müslüman coğrafyalar vardır. Çünkü emperyalizm, Napolyon’un 2 Temmuz 1798 günü Mısır’ı işgal için İskenderiye’ye çıktığı gün söylediği “Biz gerçek Müslümanlarız” yalanını çok iyi kullandı bugüne kadar… Ne din bezirgânları, ne çıkar ve iktidar düşkünü soysuzlar satın alıp aramızdan, bizi soymak, bize kıymak, bizi akıldan ve onurdan yoksun yaratıklar durumuna getirmek için kullandı.

Emperyalizm, ormanları kesilen, yıkılıp yok edilen insanlık armağanı Kaz Dağları’nın o acı halidir.

Emperyalizm, Fırat’ın sularına el koyan, onun içine zehir katan bir zulümdür…

Emperyalizm, aç, çıplak ve geleceğin suç gizilgücü olarak aramıza katılmak zorunda kalmış Suriyeli, Afganlı sığınmacılardır…

Emperyalizm, 11 Eylül 2001 günü, New York’ta bir bumerang olup ikiz kulelerini vuran, yüzlerce insanın canına kıyan ve dünyayı ayağa kaldıran bir caniliğe yol açmış kanlı bir tuzaktır…

Emperyalizm, Kuran yapraklarını askerlerinin mızraklarının ucuna geçirtmiş Muaviye’nin bin kere daha kötüsü, bin kere daha zâlimleşmiş halidir. “1980’lerin başlarında, Washington’da gerçekleşen Muhafazakâr Siyasal Eylem Konferansı’nın ‘Sovyet İmparatorluğu’nu Geri Püskürtmek’ konulu bir oturumuna katılmıştım. O günkü konuşmacılardan biri olan Jack Wheeler adında bir tür maceracı-ideolog, mücahitler denilen Afgan özgürlük savaşçılarının yanından yeni dönmüş olduğundan bahsedip duruyordu. ‘Bir İslami dirilişi başlatmak için’ Sovyetler Birliği’ne gizlice Kuran nüshalarının sokularak (Sovyetler’in) ‘bin yerinden kesilerek öldürülmesini önerince ayakta alkış aldığını anımsıyorum.” (Joan DIDION, “Sabit Fikirler ya da Tarihin Dönüm Noktası” başlıklı yazı, Varlık, Nisan 2003)

Emperyalizm, işçi sınıfı adına yola çıkıp, bir bürokratik despotizme dönüşmüş Sovyet sisteminin egemen olduğu ülkeleri kendi soygun alanına katabilmek için kurguladığı “İslâmi terör” ile tam kalbinden vurulmuştu 11 Eylül 2001’de; olan masum insanlarına oldu.

Emperyalizm, Sivas’ta, Çorum’da, Maraş’ta, Alevi-Sünni ayrımını kullandı, “Milliyetçi” geçinen ,”Müslüman” geçinen gözü dönmüş katiller de buldu kendine, yüzlerce insanımızı katlettirdi; Anadolu’da büyük göçlere neden olduktan sonra da kendi çıkardığı, kışkırttığı olayları bahane ederek, 12 Eylül 1980’de Amerikancı paşaları kullanarak yüzbinlerce insanı işkenceden geçirtti bu ülkede, onlarcasını işkencede ve darağaçlarında öldürttü, yüzlercesini sakat bıraktı, binlercesini yıllarca cezaevlerinde çürüttü, hasta etti…

Şimdi kimse demesin bana, 100 yıl önce İzmir’den işgalcileriyle birlikte kovduğumuz o emperyalizme işbirlikçi olmuş, İngiliz Muhipleri Cemiyeti üyeliğine soyunmuş, Kurtuluş Savaşı önderlerine karşı idam hükümleri ve “Katli vacip” fetvaları çıkartmış o Osmanlı hanedanı ve İslâm’ı bir çıkar ve iktidar aracı olarak kullanmış din adamları da “bizdendir” diye…

Hayır, ben onlardan değilim, onlar da bizden değildir…

Dört yüz atlıyla Anadolu’ya girip Tuna boylarına kadar adalet dağıtmış, toprağı kullanana hak görüp “Beytülmâli Müslümin” kılarken Müslüman-Hıristiyan ayrımı gözetmemiş Ertuğrulgâzi bizdendir… Askeriyle birlikte çadırda yatıp kalkan, sömürücü ve zulümkâr Bizans’ın saraylarına, tekfurlarına kök söktüren tüm Selçuklu ve Osmanlı beyleri bizdendir. Padişahını ve Sait Molla gibi hain din bezirgânlarını dinlemeyip Anadolu’ya, Mustafa Kemal’in yanına koşan Miralay Bekir Sami’den bütün mülazımevvellere kadar, şerefli Osmanlı subayları da bizdendir.

İşbirlikçi padişah Vahdetin bizden değildir; İngilizlere uşaklık etmiş Ali Kemaller, onları halılarla karşılamış saray erkânı bizden değildir. İngiliz istihbarat binbaşısı Rahip Frew’a da takma sakal ve cüppe taktırarak onunla birlikte Anadolu’yu dolaşan, halkı Kuvayımilliyecilere karşı kışkırtan Sait Molla ve diğer hacı hoca katımı bizden değildir… Yozgat’ta, Konya’da, Düzce’de, Gerede’de çıkan ayaklanmalarda halkı kurtuluş savaşçılarına karşı kışkırtanlar bizden değildir.

Yurt savunmasında kahramanca yer almış, İslam dinini anasının ak sütü gibi severek benimsemiş Denizli müftüsü Ahmet Hulusi, hain Anzavur Ahmet tarafından idam ettirilmiş Gönen Müftüsü, Eşme Müftüsü, Alaşehir Müftüsü, Alaşehirli Karahafız, Devrek Müftüsü Abdullah Sabri Efendi (Bolu milletvekili olarak ilk TBMM’ne katılmış) ve adları sayılamayacak kadar çok gerçek din adamları da bizdendir…

Kimse kalkıp da 11 Eylüllerin, 12 Eylüllerin, kanın, zulmün, beyinsiz şiddetin oyuncağı olmuş, emperyalizmin şirketlerine ülke topraklarını açmış ormanlarını kestirtmiş, akarsularını zehirletmiş birilerini, tetikçisinden paşasına, padişahına, Şeyhülislâmına, kucaklamamızı kardeş bilmemizi beklemesin…

Tarihten ders alamayanlar bugün hayata sakat bakanlardır; yarın ülkemizin ve insanlığımızın geleceğine karanlık tuzaklar kurmakta olanlardır…

Biz, ülkesini sevenleri, insanını sevenleri bizden sayarız… İşbirlikçileri, hainleri aramızdan temizlemedikçe, kendi geleceğimize emperyalistler, onların ortağı şirketler ve işbirlikçisi politikacılar yerine kendimiz kendi geleceğimizi belirleme hakkını elde edemedikçe de yanılgılarımız ve yangınlarımız sürecek, üzülecek, gözyaşı dökeceğiz…

Aydınlık güzel günler, emperyalizme karşı verilecek yeniden Kuvayımilliye’nin eseri olacaktır… Bu kez, halkın örgütlü gücüyle yükselmiş aydınlık taçlar takacağız başlarımıza…

Geleceğin aydınlık, mutlu, umutlu günlerine selam olsun…

Gününüz aydın olsun…

12 Eylül 2022, Alper Akçam

11 Eylül-12 Eylül Emperyalizmin Lanetli Günleri
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Advert
Advert
Giriş Yap

Sol Medya ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin