|
Getting your Trinity Audio player ready...
|
Solun yükselişinin tepe yaptığı yıllarda bile dünyanın neresinde olursa olsun partiler, hareketler hatta egemen iktidarı yenmiş olanlar bile daha sonra ne yapılacağı konusunda duvara toslamışlar.
Tüm mücadeleyi egemeni yıkma, devleti ele geçirme romantizmi ile sürdüren sol, egemenin sarayına girdiğinde yaptığı şey diktatörün banyosunu, kullanmak olmuştur. Son günlerde Singapur’da ülkeden kaçan diktatörün sarayının banyosunda, havuzunda verilen pozlar bu yıkma sonrası kafa karışıklığının resimleri de olmuştur.
Solun 21. YY da çökmesinin ana nedeni tam da budur, iktidarı yıktığında yerine ne koyacağı konusunda halka bir öneri götürmekten uzak oluşudur. Komünist partiler, sosyal demokratlar ve hatta CHP nin halka güven verememesinin ana nedeni bu “iktidar olma” “olduktan sonraki süreç” belirsizliği, korkusudur.
İktidar olan hızla sisteme, egemen olmaya evrilmekte, sistem iktidar olanı kendisine çekmektedir. Madem iktidar olundu, biraz da nimetlerinden yararlanma fikri bugün CHP li belediyelerdeki yolsuzlukları, mecliste iktidar partisi ile gece işbirlikleri ile maaş zamlarını yada rant paylaşımını açıklamaktadır.
Ana konuya dönersek CHE nin Küba devrimi sonrasındaki süreçte, yıktıkları iktidarı (devleti değil) yerine ne konacağının belirsizliği, yeni bir müesses nizama dönüşerek, yıktıkları şeye benzeme korkusu olabilir. Sonuçta CHE de zor olan iktidar olma mücadelesinde yoldaşlarıyla arasını bozmak yerine daha romantik olan egemeni yıkmaki, gerilla olmak mücadelesine dönmeyi seçmiştir.
Devrim sonrası dönemde CHE nin devletin, ekonominin yeniden organize edilmesindeki çalışmalarında halkın arasındadır. Onlarla beraber çalışır, taş taşır, çuval taşır yani onların yanında ve onlarladır. Bu bir yönüyle Atatürk’ün Türk halkıyla kurduğu yakın ilişkisinin de duygusunu taşır.
Fidel Castro ise yeni iktidarın egemeni olarak hemen bürokrasi alanına kaymış, dönmüş halktan bir nevi uzaklaşmıştır. Bu da CHE nin aklını kurcalayan şeye, biz bu devrimi neden yaptık sorusuna yol açmıştır. Sol harikadır, romantiktir, adildir savaş sırasında ama iktidar olmayı, devleti kurmayı bilmez.
Bu Atatürk’ün onca komünistin ısrarına karşın neden sosyalist bir iktidar kurmamasının da nedenidir. Atatürk sosyalist görüşlerden devletin sosyal yanlarını, kapitalist görüşlerden de üreten devlet yanlarını birleştirerek dünyada başka örneği olmayan bir modele dönüştürmüştür.
Türk devrimini eşsiz kılan, emperyalizmin bütün silahlarını kullanarak yok etmeye çalışmasının nedeni tam da bu eşsiz karışım devlet modelidir. Bugün CHP nin çoğunluğu sağlasa bile iktidar olamayacağı gerçeğinin, halkta güven veremeyecek oluşunu da anlamalıyız. İktidar olduğu belediyelerde halktan kopup egemen bir sömürücü, rantçı gruba dönüşmelerini de iyi analiz etmeleri gerekiyor.
78 Kuşağı ile başlayan toplumsal mücadeleye bakış açımda bu yazdıklarımı henüz o ilk gençlik yıllarında da gördüğümü hatırlıyorum. Mücadelenin romantikliği verilen emekler ama sonuçları açısından yeni tip baskıcı yönetim modellerini henüz daha örgütken ulaşmak benim kabul edebileceğim şeyler değildi.
80 yılının mayısında üzerinde durmayacağım nedenlerle de sol siyasi mücadeleden yollarımı ayırdım, Atatürk’ün 1923 devrimleri ile oluşturduğu karma, değerlerin ortaklaştırıldığı bir modelin düşüncelerini, smilasyonlarının hayalleri içinde oldum hep.
Bugün de yürütmüş olduğum siyasi danışmanlık perspektifim, sol iktidar kavramının tarihsel imkansızlığını anlayarak, ülkemiz için en kıymetli değerleri bir devrimcinin, belki bir kadının öncülüğünde hayata geçirmek fikridir. Yeni bir parti, yeni bir lider, yeni bir yola ihtiyacımız var, bu yolun ışığı da 1923 devrimleri ve kurucu değerler olacaktır.
Devrimler de devrimlerin egemenlere dönüşme süreçleri de kesintisizdir, egemene dönüşmeden halkçı kalabilmek için fedakarlık gösteren tüm dostlara, 68, 78 kuşağına selam olsun.
Ayrıca halk için yaşamlarını feda eden başta Atatürk olmak üzere tüm devrimcileri de saygı ve rahmetle anıyorum.
23.07.2022
