Getting your Trinity Audio player ready... |
Her geçen gün hızla artan dünya nüfusu, son verilere göre sekiz milyara yaklaştı. Artan nüfusla birlikte tetiklenen iklim krizi, dünyanın geleceğini etkiliyor. Öte yandan nüfus artışı, doğal kaynakların yenilenmesini etkilerken, çevre kirliliğini yükseltecek atık oluşumunu da ortaya çıkıyor.
Dünya Nüfus Günü, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Yönetim Kurulu tarafından her yıl 11 Temmuz’da küresel nüfus sorunları hakkında farkındalık yaratmak amacıyla kutlanıyor. Dünya nüfusu, son verilere göre sekiz milyara yaklaşmaya başladı. Öte yandan araştırmalara göre dünya nüfusunun yarısı sadece altı ülkede yaşıyor. Ayırca Türkiye, yaklaşık 85 milyon nüfusuyla Avrupa sıralamasında Rusya’dan sonra ikinci sırada.
Hızla artan nüfus, çevresel sorunları da beraberinde getiriyor. İklim değişikliğindeki en büyük etkenlerden olan karbon ayak izi, nüfus artışıyla birlikte tetikleniyor. Bir kişinin sera gazı miktarından çevreye bıraktığı hasarın izi olarak tanımlanan karbon ayak izi, küresel olarak kişi başı ortalama 4 tondur. Bu sonuçlar ve son verilere göre, İstanbul 13 milyon 587 bin karbon ayak iziyle dünya sıralamasında 26’ıncı sırada. Ankara ise, 4 milyon 269 binle 80’inci sırada yerini bahçelievler escort
aldı.
“GÖÇLER ARTABİLİR”
Artan nüfusla birlikte, ormanlık alanlar yok olmaya başlıyor ve toprak verimliliğinde de azalmalar meydana geliyor. Gıda tüketiminin artması ve tarım alanlarının verimsizleşmesiyle birlikte de gıda krizi yaşanıyor. BM Mülteciler Yüksek Komiseri Filippo Grandi, hızla artan gıda fiyatlarının da çok daha fazla insanın evlerini terk etmesine yol açabileceği konusunda uyarıda bulundu.
İMKÂNSIZLIK VE BİLİNÇSİZLİK
Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu’na (UNFPA) göre, artışın en büyük sebebi doğum kontrol yöntemlerine ulaşmaktaki imkânsızlıklar ve bilinçsizlikten kaynaklanıyor. UNFPA’nın 2022 raporuna göre, her yıl yaklaşık 121 milyon gebelik, gebelik veya anneliği seçmemiş, o dönemlerde o partnerinden ve o şartlar altında çocuk sahibi olmayı planlamamış kadınların vücudunda gerçekleşiyor. Öte yandan yine rapora göre, kadınların ve kız çocuklarının bilinçli olarak seçmedikleri gebeliklerin oranı neredeyse yüzde 50.