Getting your Trinity Audio player ready... |
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Türkiye’de ilk maymun çiçeği vakasının görüldüğünü açıkladı. Ankara Tabip Odası (ATO) Başkanı Muharrem Baytemür, “Görülen vakanın temaslılarına bakmak, kimden aldığını bulmak gerekir” derken Prof. Dr. Levent Doğancı, “Çiçek aşısı elde etmemiz lazım” çağrısını yaptı.
Bakan Koca, sosyal medyadan yaptığı açıklamada, “Bir hastamızda maymun çiçeği hastalığı tespit edildi. Hasta 37 yaşında, bağışıklık sistemi yetersizliği var. Kendisi tecrit edilmiş durumda. Temaslı takibi yapıldı, başka bir vakaya rastlanmadı. Bilindiği gibi bu hastalık solunum yoluyla değil, yakın fiziksel temasla bulaşıyor” dedi.
Cumhuriyet’e konuşan ATO Başkanı Baytemür, “Bu yakın temasla bulaşan bir hastalık. Çiçek virüsüne benzeyen bir virüs. Bir tane vaka varsa, başka vakalar da vardır çünkü bulaşıcı bir hastalık. Görülen vakanın temaslılarına bakmak kimden aldığını bulmak gerekir. Bu sadece başvuru yapan veya belirti veren vaka olabilir” uyarısını yaptı. Baytemür, “Bu hastalık bulaştıktan yaklaşık bir ila iki hafta sonra belirtiler başlıyor. Herkeste farklı seyredebilir ama genelde döküntü oluyor. Bunun kaynağının bulunması gerekiyor. Bu hastalığın yoğun geldiği ülkelere karşı da bir önlem alınması gerekiyor. Bakan, ‘Bulamadık’ diyor ama bu onun bulamadığı anlamına geliyor. Siz ‘Bulamadık’ deyince hastalık yok olmuyor. Var olanı bulunamamış oluyorsunuz” dedi.
“AŞI ÜRETEBİLİRİZ”
Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Doğancı ise, “Çok panik yapacak bir durum yok. Maymun çiçeği virüsü çiçek gibi yüzde 80 öldürücü bir virüs değil” yorumunu yaptı. “Ama bu bize bazı şeylere karşı hazırlıklı olmamız gerektiğini gösteriyor” diyen Doğancı, “Aşılar çok stratejik ürünlerdir. Bu hastalıktan kurtulabilmek için çiçek aşısı gerekiyor. Türkiye maalesef 1980’lerden sonra aşı teknolojisini boşladı ve tamamen dış alıma geçti. Şu an maalesef elimizde çiçek aşısı yok. Bunu elde etmemiz lazım. Aşının tüm topluma uygun hale getirilmesi diğer aşılar gibi değildir. Süratle imal edebilirsiniz. 1930’larda Hıfzıssıha bunu yapıyordu. Şimdi niye yapmayalım?” ifadelerini kullandı.