|
Getting your Trinity Audio player ready... |
Biz, Mart ayının başından beri iğneyle kuyu kazar gibi 17. Dursun Akçam Kültür Sanat Günleri’ne hazırlanıyorduk. Birçok kişiyle görüşmeler, toplantılar, tiyatro provaları, üç kuruşu, beş kuruşu üst üste koyup konutlara bilet alma derken on gün kala, hazırlıkları tamamlamak üzere Ardahan’a gelmiştik.
16 Haziran 2022 günü Ardahan Valiliği’nden yapılan bir açıklama ile, 22 Haziran’dan başlayarak 15 gün süre ile “Mülki alan” içerisinde çadır kurmaktan açık oturuma, kitap sergisinden konferansa “halk hareketine yol açacak” her türlü etkinliğe yönelik bir yasak geldi. Yasak henüz tüm güvenlik birimlerine ulaşmış olmasa da, büyük olasılıkla “24 – 25 – 26 Haziran, Dursun Akçam Kültür ve Sanat Günleri” yanında, “1 – 2 – 3 Temmuz, Hoçvan Yayla Şenlikleri”, “1 – 2 Temmuz, Hanak Ümit Kaftancıoğlu ve Aşık Mazlumi 3.Anma Etkinlikleri” “3 Temmuz, Atatürk’ün izinde ve Gölgesinde Damal Şenlikleri”ni de kapsıyor.
Böyle bir olasılık, son bir ayda tanığı olduğumuz yasakları ilk duyduğum andan başlayarak, hep aklımdaydı ama yine de çök büyük bir üzüntü yaşadım… Emekli aylıklarıyla ayakta durmaya çalışan Dursun Akçam Kültür ve Sanat Vakfı için büyük bir darbe oldu bu karar. Ayrıca, dün Ardahan’da 1 Mart 2022 tarihinde açtığımız dava ile değiştirmek istediğimiz vakıf senedi duruşmasında da karar verilmedi. Zaten gereği yokken aylar sonrasına böyle bir duruşma tarihi belirlenmişti. Tayini çıkacağı söylenen asıl yargıç yerine duruşmaya çıkan yedek yargıç da basit bir senet değişikliği için karar vermeyi kabul etmedi ve duruşmayı 27 Ekim 2022 tarihine erteledi… Benim aklıma da baba dostu Davut Aksu’nun Tutaklı Halis Öztürk Ağa’nın ağzından sorduğu o soru geldi: “Lo, bu nasıl adalet?”
“Demokrasi” dendikçe demokrasi, “hukuk” dendikçe hukuk yok ediliyor… Kulakları çınlasın “Yetmez ama evet!” diyenlerin, zurnanın zırt dediği yerde, yasama, yürütme ve yargı erki tek kişinin dudakları arasına verilirken referandumları “boykot” edenlerin…
Keyfilik, yasakçılık, aşmış başını gidiyor…
Ardahan’da 17. Dursun Akçam Kültür ve Sanat Günleri için Valilik başvuru dosyamızı hazırlamış, bu sabah için de işleme koymayı düşünmüştük…
Açıkçası, Vakıf Başkanı olarak büyük bir sorumluluk duygusu altında olduğumun bilincinde, epeyce üzgün durumdayım… Ancak, yasaklar bizi yıldırmamalı diye düşünüyorum.
Bu karar sonrası yaşadığım kısa bir kararsızlıktan sonra ilk iş olarak vakfımızın gönüllüsü, “Fırfır oğlu Fırfır” Tarık’ın “okuryazarlık” sorununa el attım. Tarık’a aldırdığım defter ile, ilk günümüzü çok başarılı bir biçimde tamamladık. Çok zeki bir genç Tarık, yazısı da çok güzel… Birkaç gün içinde “okuryazar” olacağını sanıyorum. “Ayfer abla bana kızma”, “Özkan abi muruzun tökme”, “Servet süt topla,” tümcelerini başarıyla yazarak ilgili sayfaları doldurdu.
Daha sonra Suat Işıklı kardeşimin ikramı olan lahmacun ve pideler için Kültürevi’nde bir masa başında toplandık.
Son derece masumane bir biçimde, hiçbir “hukuki karmaşaya ve güvenlik sorununa yol açmadan” gülüp sohbet ederek karnımızı doyurduk.
Bugün 17.00 de önceden yaptığımız çağrı gereği yeniden toplanacağız… Bu saate kadar uyumayıp düşündüm (Saat 02.30). Etkinlik gruplarına ve konuklarımıza aşağıdaki duyuruyu attım:
“Günaydın değerli dostlar; tablo kesin aydınlanmadı ve henüz emniyet birimlerine yasak ulaşmamış ama büyük olasılıkla bizim etkinlik de diğer etkinliklerle birlikte (Hoçvan Yayla Şenliği, Hanak Ümit Kaftancıoğlu Şenliği, Damal Şenliği ile birlikte yasaklama kapsamına giriyor. Ayrıca 1 Temmuz’da Ardahan’da Ekrem İmamoğlu’nun da katılımıyla İBB tarafından yapımı sağlanan Otogar açılışı da olacaktı. Hanak’a Canan Kaftancıoğlu da gelecekti. Anlaşılan, yasak kararı çok geniş bir etkinlikler yelpazesini kapsıyor. Ardahan’daki Dursun Akçam Vakfı gönüllüleri arasında, 17. Dursun Akçam Kültür ve Sanat Günleri’ni Kurban Bayramı’nın 2., 3., ve 4. günleri, 10/11/12 Temmuz’da yapma önerisi var. Tüm katılımcı ve konuklarımız bu konuda görüş bildirirse sevinirim. Özellikle Suavi katılımı ve Ardahan Belediyesi’nin bu değişikliğe uygun olanakları sağlayıp sağlayamayacağı önemli. Bugün Valilik ile doğrudan görüşeceğim. Bu arada herkes kendi durumunu ve kararını bildirirse, akşam 17.00’de Ardahan’da yapacağımız toplantıda yol haritamızı belirleme olanağı çıkacaktır. Yol ücretlerini vakıf olarak karşıladığımız konukların bilet değişikliği farkını da üstlenmeyi düşünüyoruz Benim önerim, 10/11/12 Temmuz tarihlerinin uygun olacağı doğrultusundadır. Lütfen bu iletiye yanıt verelim… Sevgi ve selamlarımla. Alper Akçam…”
Durum bu… Benim bu toplumun geleceğine ilişkin umutlarımda en küçük bir sarsılma olmadı, olmayacak… Sonuna kadar kültür için, sanat için, özgürlük için direneceğiz. Eğer etkinliği yeni tarihte yaparsak. “Bayro’nun Listesi” adlı tiyatro oyunumuzda rol almış olan iki Ardahan Üniversitesi öğrencisi genç kızımız aramızda olamayacak; ivedilikle provalara katılacak iki genç kadına ihtiyaç var!
On yedi yıldır yaktığımız çoban ateşini söndürmeyeceğiz. Asla karanlığa teslim olmayacağız… Özgürlük, barış ve kardeşlik içerisinde yaşamak, yöremizin hoşgörülü, çoksesli kültürünü genç kuşaklara da bir bayrak olarak teslim etmek, ülkemizin yağmalanmakta olan doğasını korumak, geleceğe yönelik yeni ve aydınlık ufuklar açmak kararlılığımız sürüyor, sürecek…
Özgürlüklerden, üretenlerden, iyilikten, güzellikten ve adaletten yana olan düşünce ve davranış ilkelerimiz biz var oldukça da yaşayacak…
Gününüz aydın olsun…
