Getting your Trinity Audio player ready... |
Kemalizm, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk′ün söz ve eylemlerinin bütünüdür. Tam bağımsızlık ve emperyalizme karşı olmayı getirir. Din adına yapıldığı söylenen hurafelere ve vurgunculara karşı olmaktır. Anahtar kelimeleri akıl bilim insan sevgisidir. 6 ilkeyi savunabilmektir.
Cumhuriyetçilik: özgürlükten yana olan ,halkçı ve katılımcı anlayışı kapsar. Egemenliğin ulusta olmasının ilkesidir. Halkçılık: Sınıfsal ayrıcalıkları kabul etmez. Gelir dağılımında devlet ve ulus imkanlarının kullanılmasında halk yararının gözetilmesini hedefler. Hükümetlerin halkın iradesinde oluşunun ilkesidir.
Devletçilik: Ekonomi alanında özel teşebbüse karşı olmayarak toplum yararını gözetmektir. Laiklik: Dinin siyasetten ayrılmasını aklın ve bilimin ışığında eğitim yapılmasını öngörür. Devletin inançlara eşit mesafede olmasını savunur.
Atatürk Milliyetçiliği: Ulusları eşit olarak kabul eder. Irkçı ve dini açıdan bakmaz. Ortak geçmiş, ortak dil, ortak kültüre dayalı bir olgu olarak tanımlar. Birleştiricidir.
Kemalist Devrimcilik: Eskiyen kurumları değiştirerek çağa uygun yeni kurumlar oluşturma amacını taşır. Koşullar değiştikçe aklın ve bilimin ışığında sürekli yenilenmeyi ve çözümler bularak uygulamayı ön gören sürekli yenilenme anlayışıdır.
Ne yazık ki uygulanmamaktadır Kemalizm. Bağımsızlık yönü unutturuldu. Ekonomik alanda IMF’ e ve onun gibi kurumlara bağlanıldı. O “Bağımsızlık benim karakterimdir” demişti. Gerçek niteliklerinin dışında anma törenlerle kalıplarla sunuldu. Okullarda ise anlatılmak yerine ezberletildi. Ordu mensuplarının verdiği milli güvenlik dersleri ve inkılâp tarihi dersleri de bu kapsamdadır.
Onun resimleri her devlet dairesinde her resmi kurumda okullarda büstüyle yer almaktadır. Bazı kesimlerce de Kemalizm iki günde bir Anıtkabir’e gitmek olarak algılanıyor. Oysa Atatürk şöyle demişti: “Benim naçiz bedenim toprak olacaktır.”
Diğer bir hususta ezanın Türkçe ’den Arapça ya dönüşüdür. Laiklik dışı dayatmanın yapılması da Kemalizm’in uygulanmamasını gösterir. Gelinen noktaya baktığımızda Kemalizm ordu ile özdeşleşmiştir. Bu da daha çok orduda içselleştirilerek salt askeri otoriter bir kavram olarak düşünülmesini beraberinde getirmiştir…
Özgür Karakaya