Getting your Trinity Audio player ready... |
AYSEL YENİDOĞANAY
Uyuduk uyandık hiçbir şey olmadı demeyi ne kadar çok isterdim.
“Uyudum, uyandım, uyudum, uyandım, kepaze bir yaşam.” Franz Kafka’nın da dediği gibi kepaze bir yaşam.
Kepaze bir yaşamın ötesinde kepazelikle yönetilen bir ülkede uyanıyoruz her gün. Nefret barındıran söylemler. Ayrıştırıcı, ötekileştirici, mezhep üzerinden prim yapmaya çalışan ve insanı insan olmaktan utandıran söylemler.
Türkiye’nin mozaikler ülkesi olduğunu unutuyorsunuz. Yüzyıllardır farklı kültürleri barındırıyor bağrında.
Azınlık gibi görünseler de onlar yaşamımızın her alanında bizimle beraberlerdi. Kimse kimsenin inancına, ibadetine, giyimine, diline, karışmadı. Birbirimizden kız alıp verdik. Sünni’si, Alevi’si, Kürt’ü, Süryani’si, Çerkez’i, Laz’ı, Zaza’sı, Mardin, Hatay ve Şanlıurfa Arap’ı hepsi ama hepsi komşumuzdu, kardeşimizdi, dostumuzdu. Ortak bir geçmişimiz var bu insanlarla.
Şimdi siz bu kardeşlerimizin mezhebini/meşrebini mi sorguluyorsunuz? Onları birbirine kırdırıp sonra onlardan destek alabileceğinizi mi düşünüyorsunuz?
Etnik kökenli biri olarak , -ki sizin de böyle bir kökenden geldiğinizi biliyorum- bu söylemleriniz sadece hayrete düşürüyor beni. Ben ve benim gibi farklı bir dünya görüşüne sahip, vizyonu geniş hiç kimse bu söylediklerinize inanmaz. Acıtır sadece.
Lider olarak seçilmiş olan kişi, Türkiye Cumhuriyeti çatısı altında yaşayan vatandaşların, sahip oldukları demokratik hak ve özgürlükleri korumakla yükümlü. Bunu sağlayamıyorsa, istifa etmesi gerekir.
Başa dönelim şimdi:
Uyuduk uyandık hiçbir şey olmadı, dedik ya. Aslında oluyor, her gün güncel Türkiye sabahına uyanıyoruz.
Uyanıyoruz; güncel zam haberleri.
Uyanıyoruz; güncel kadın cinayetler.
Uyanıyoruz; güncel kadına yönelik şiddet.
Uyanıyoruz; güncel çocuk taciz ve tecavüzleri.
Uyanıyoruz; güncel çiftçi eylemleri.
Uyanıyoruz; güncel gülmeyen seçilmiş politikacı yüzleri.
Uyanıyoruz; güncel mutsuzluk.
Bu haksızlık. Güzel ülkemin insanları refah düzeyi yüksek bir yaşamı hak ediyor.
Yoruldum, çok yoruldum.
Uyumak istiyorum, hep uyumak. Uyandığımda Alis’in Harikalar Diyarı’nda olmak istiyorum.
Yürekten kahkaha atamaz olduk. Mutsuz insanlar olup çıktık. Her gün ama her gün , “yarın ne olacak” “Allah beterinden saklasın” demekten usandık.
Yaşam koşulları ağırlaştıkça dişimizi sıkıyoruz. Sıktıkça kanıyor diş etlerimiz. Öfke patlaması yaşıyoruz. Öfkemiz yumruk olup kalkmıyorsa havaya, “yarın daha güzel olacak” umudunu içimizde yeşerttiğimiz içindir.
Biz direndikçe siz susmuyorsunuz. Sabrımızı sınıyorsunuz. Biz bu sabırla kurduk Türkiye Cumhuriyeti devletini. Yıkılmasına, bölünmesine asla izin vermeyiz.
Ne güzel demiş Hz. Ali: “Halka karşı daima içinizde sevgi ve nezaket besleyin. Onlara bir canavar gibi davranmayın ve onları azarlamayın.”
Ve artık kimseyi hedef göstermeyin.
Gerçek bir lider olmak istiyorsanız, ya söyleminizi değiştirin ya da istifa edin!