Getting your Trinity Audio player ready... |
Ankara- Türkiye’de her geçen gün ağırlaşan ekonomik krizden gençler de nasibini alıyor. Üniversite okuyan çok sayıda genç geçinebilmek için bir yandan da çalışmak zorunda. Geçim derdi nedeniyle hayallerini yarıda bırakan ya da mezun olduğu alanda iş bulamayınca kendini hizmet sektöründe bulan gençlerle yaşam koşullarını, gelecek kaygılarını, borçlarını, işsizliği, yurtdışına göçü ve siyaseti konuştuk.
‘BÜYÜK HAYALLERLE BAŞLADIĞIM ÜNİVERSİTE HAYATIM BORÇLA BİTTİ’
On altı yaşından beri ailesine yük olmamak için hizmet sektörünün pek çok alanında güvencesiz ve kayıt dışı çalışan Aydan Tekin, büyük hayallerle başladığı üniversite hayatını 24 bin lira kredi borcu nedeniyle bitirdiğini anlattı. Kendi alanında iş bulamadığı için giyim sektöründe haftada 6 gün, 9 saat çalışan Tekin şunları söyledi:
“Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi’nin Edebiyat Bölümü’nden mezun oldum. Garsonluk, satış danışmanlığı, anketörlük gibi alanlarda öncelikle ailemin maddi yükünü hafifletmek ve sosyal hayatta var olabilmek için çalıştım. Büyük ümitlerle başladığım üniversite hayatım hayal kırıklığıyla bitti. Mezun olduktan sonra KPSS’ye hazırlanmaya başladım. Milyonlarca kişinin girip, yeterli puan almasına rağmen mülakat engeline takılmaları gibi ben de atanamadım.”
‘HİZMET SEKTÖRÜNE DÖNMEK ZORUNDA KALDIM’
Hem geçimini sürdürebilmek hem de mesleğine ilişkin bir işte çalışmak için özel okullara başvurduğunu, orada 5-10 yıllık tecrübe ve formasyon engeliyle karşılaştığını anlatan Tekin, 800 liraya öğretmenlik yaptığı günlerden de söz etti.
“Kendi alanımda iş bulamadığım için hizmet sektörüne dönmek zorunda kaldım. Kendimi ait hissetmediğim bir yerde, beş senedir kullandığım bozuk telefonumu değiştirebilmek ve yüksek lisansı rahat yapabilmek için çalışıyorum” diyen Tekin, ülkenin içinde bulunduğu ekonomik koşulları da şu sözlerle eleştirdi: “Bu hükümetin yanlış politikaları bana, alanım dışında çalışmama rağmen ‘Neyse ki bir işim var, bu ay da maaş aldım’ cümlesini söyletiyor. Bu ülkenin yarınlarına yön verecek yaşlardayken ekonomi insan ilişkilerimi de etkiliyor. Arkadaşlarımla buluşmadan önce gidilecek mekân, yenecek yemekten ziyade ‘bunları yaparsam yarın işe gitmek için yol paramı nasıl karşılarım’ diye düşüyorum.”
‘DAYIM ZİYARETE GELMİŞTİ, LOKANTAYA GİTTİK’
Ankara Üniversitesi’nde okuyan Hasan Çetin ise geçimini sürdürebilmek için devamlı olarak ek iş yapıyor. Çeşitli kurumlara giderek yemek ihtiyacını karşıladığını söyleyen Çetin, KYK borcunun 27 bin 500 lira olduğunu ifade etti. Öğrencilik hayatını “Part-time öğrenci, full-time işçiyim” sözleriyle tanımlayan Çetin şunları kaydetti:
“Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Maliye Bölümü’nde okuyorum. KYK yurdunda kalıyorum, yurdum okula ters, günde dört defa araç kullanıyorum. Yurt yemekleri de zamlandı. Doymak için her gün 10 lira fazladan veriyorum. Ek işlerde çalışıyorum. Geçen yaz kâtiplik yaptım, inşaatlarda çalıştım, özel ders verdim. Bu yaz da çalışacağım, bir çorbacı var günlük 125 lira, orada başlamayı düşünüyorum. Telefonum kaçak, 800 liraya almıştım, vergiden arındırılmış. En büyük lüksümüz Kurtuluş’a gidip oturmak. Bir de dayım ziyaretime gelmişti bir lokantaya gitmiştik…”
‘GEÇİNEMİYORUZ EYLEMİNE KATILDIĞIM İÇİN KREDİM KESİLDİ’
Geçiminin pandemi ile birlikte daha da zorlaştığını söyleyen Çetin, bilgisayarı olmadığı için bu yıl dört dersten kaldığını anlattı. “Geçinemiyoruz” eylemine katılması nedeniyle öğrenim kredisinin üç ay kesildiğini söyleyen Çetin şöyle devam etti: “İnsanların fikirlerini özgürce ifade edemediği, sorunların çözülemeyeceğine inanan bizler Avrupa’ya kaçmayı hayal ediyoruz. Eylül ayında Almanya’ya gideceğim.
TÜİK yalanlarıyla beraber yüzde 70’i bulan bir enflasyon var. Yoksulluk sınırı 16 bin lira, açlık sınırı 6 bin lira. Pandemi, ekonomik kriz, siyasi ve mülteci krizi gibi çoklu bir krizin içindeyiz. Oy kullanmayacağım. Herhangi bir partiyi başarılı bulmuyorum. Muhalifler kazansa bile kısa vadede hiçbir sorunun çözüleceğine inanmıyorum. Biz ancak sokaklardan sesimizi duyurabiliriz.”
‘KENDİMİ MESLEĞİMİ YAPARKEN HAYAL BİLE EDEMİYORUM’
Ankara’da Hemşirelik okuyan Nilüfer Sezer de part-time olarak 600 liraya bir kafede çalışıyor. Ailesinin gelirinin düzenli olmaması nedeniyle çeşitli güçlüklerle ayakta durmaya çalıştığını ifade eden Sezer, okuduğu alanı işsiz kalmayacağını düşünerek tercih ettiğini fakat son dönemde ülkede sağlık çalışanlarının göçüne tanık olması sebebiyle kaygılandığını anlattı. Staj deneyiminde dahi şiddete maruz kaldığı için denkliğinin geçerli sayıldığı bir ülkeye gitmek isteyen Sezer şöyle devam etti: “Gülhane Sağlık Bilimleri Üniversitesi’nde Hemşirelik Bölümü’nde okuyorum. Aileme ekonomik olarak bağlıyım ama uzun süredir onlardan ekstra para isteyemiyorum, durumları yok. Sağlık bölümünde okumama rağmen geleceğe dair kaygılarım var. Stajdayken bile şiddete maruz kaldım. Tedirginim. Bizlerin ne kadar geleceksizleştirildiğinin farkında değiller. Kendi alanımızı bir kenara bırakarak ‘iş bulalım yeter’ noktasındayız. Kendimi mesleğimi yaparken hayal bile edemiyorum…”
‘KİTAP ALIP DERSHANEYE GİTMEK BİLE SINIFSAL’
“Gençler ekonomiden etkilenmiyor sanıyorlar” diyen Sezer, yeni bir kitap alırken özel bütçe ayırmak zorunda kaldığını, yemeği sadece yaşamsal ihtiyacını karşılamak için yediğini anlattı: “Kitap alıp dershaneye gitmek bile sınıfsal bir hal aldı. KPSS’ye hazırlanıyorum, yeni bir kitap alsam mı yoksa PDF mi alsam diye düşünüyorum. Ekonomi bizi doğrudan etkiliyor. Sürekli simit yiyoruz. Bugün birileri çıkıp ‘Telefonunu çıkar’ diyor o olmadan hayatımızı devam edemeyeceğimizin farkında değil. Pahalı bir telefona sahip arkadaşım bile yok. Z kuşağından bunlara oy çıkmaz, gidecekler.”
‘MARKETTE ÜRÜNLERİ RAFA KALDIRDIĞIM GİBİ HAYALLERİMİ DE RAFA KALDIRDIM’
Ankara Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra alanında iş bulamadığı için ailesinin evine dönmek zorunda kalan Zeynep Doğan, bir markette asgari ücretle haftada 6 gün 9 saat çalışıyor. 1+1 evde beş kişi yaşadıklarını ifade eden Doğan, Antalya’da çıkan yangınlar esnasında ailesinin hem işini hem de evini kaybettiğini anlattı, “Marketteki ürünleri rafa kaldırdığım gibi hayallerimi de rafa kaldırdım” dedi.
‘Z KUŞAĞINI KARŞILARINA ALARAK SONLARINI GETİRDİLER’
Ankara Üniversitesi’nin Kimya bölümünden mezun olan Canan Kılıç, bir giyim mağazasında çalıştığını, alanında iş ararken türlü zorluklarla karşılaşması dolayısıyla dört yıldır çalıştığı işi geleceği için bir alternatif olarak gördüğünü ifade etti. Kılıç, “Ailemin geçim sıkıntısını hafifletmek için 2. sınıfta bir mağazada işe başladım. Dört yıldır burada çalışıyorum. Doğduğumdan bu yana değişmeyen bu hükümet, bizi geleceksizleştirmekle kalmadı, bir çıkmazın içinde bıraktı. Z kuşağını karşılarına alarak sonlarını getirdiler” diye konuştu.
*Yaşam zorluklarını anlatan gençlerin isimleri kendi istekleri üzerine değiştirilmiştir.