|
Getting your Trinity Audio player ready... |
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Van’da başlayan belediyle başkanları toplantısına gitmeden önce Sözcü’ye açıklamalarda bulundu.
İşte o konuşmadan satır başları…
“İnsanlar gerçekten perişan. Toplumun hangi kesimiyle karşılaşırsanız, apartman görevlisinden tutun, sanayicisine, esnafından, tüccarına, taksicisinden TIR şoförüne varıncaya kadar hiçbirisi önünü göremiyor. Toplumun her kesimiyle görüşüyoruz, konuşuyoruz. Örneğin Düzce’de kamyon, TIR şoförleriyle beraberdik. Onların kooperatifini ziyaret ettik. Söyledikleri şu: ‘Önümüzü göremiyoruz. Mazot yarın kaç lira olacak onu da bilemiyoruz.’ Daha bunu söylerken mazota zam geldi. Dolayısıyla o kadar çok sorun var ki, insanlar artık sorunlarını konuşmaktan, geleceği konuşamaz noktaya geldiler.
“KİMİN NE YAPTIĞI BELLİ DEĞİL”
Devleti bir kişiye teslim edemezsiniz. Devletin politikasını şahsileştiremezsiniz. Şahsileştirdiler. Ekonomi politikası öyle, dış politika öyle. Kimin ne yaptığı belli değil. Sarayla bakanlar arasında ciddi bir kopukluk var. Sarayla halk arasında ciddi bir kopukluk var. Yönetemiyorlar Türkiye’yi. Yönetme güçleri yok, kapasiteleri yok, bilgileri yok, birikimleri yok. En azından danışacakları insanlar olmalı etrafında. O insanları da tutmuyorlar. Çünkü eleştiriye tahammül edemiyorlar.
“ÇÖZÜLMEYECEK SORUN YOK”
Oysa gerek medya yazarları gerekse televizyonda yorumcuların, muhalefetin en azından eleştirilerinin daha dikkatli bir şekilde izleyebilseler çok daha farklı bir şey çıkar ortaya. En azından yol yordam öğrenebilirler. Şunu gerçekten herkesin bilmesini isterim. Türkiye’de çözülemeyecek hiçbir sorun yoktur. Bütün sorunlar çözülür. İktidar olursak en geç altı ay içinde bu topluma nefes aldıracağız. Altı ay içinde toplum şunu görecek: Gerçekten de yeni gelen iktidar, sorunları çözmek için en azından sorunu yaşayanları dinliyor. En azından çözümlerini kamuoyuyla paylaşıyor. En azından devlette liyakat sistemini getiriyor. En azından adalete vurgu yapıyor. En azından mutfaklardaki yangın nasıl söndürürüm diye bir çaba harcıyor. Bunu toplum altı ay içinde görecek.”
“İL ZİYARETLERİ SON DERECE FAYDALI OLUYOR”
Kılıçdaroğlu, toplu gidişlerin bundan sonra da devam edeceğini belirti ve toplantı amaçlarını şöyle anlattı:
“İl başkanları toplantısını, belediye başkanları toplantısını değişik illerde yapmaya karar verdik. Şimdi Van’a gidiyoruz. Gittiğimizde Van’ın merkezi ve bütün ilçelerine belediye başkanlarımız gidecek. Bu anlamda insanlar CHP’li bir belediye başkanıyla tanışacaklar. İllere gittiğimiz zaman milletvekilleri ile yine o ilin bütün ilçelerine gidiliyor. Van’dan önce Kayseri’de, Gaziantep’te belediye başkanları toplantısını yaptık. Kayseri’de bir belediye başkanımız bile yok. Ama Kayserili bizim bütün belediye başkanlarımızı kucakladı. Yani sevindiler, mutlu oldular, geldikleri için. Daha fazla gelmemizi de istediler. Van’da da yok, Van’da da aynısını yapıyoruz.
Tanışıklık, dostluk oluşuyor. CHP’li İstanbul, Ankara, İzmir, Aydın gibi Büyükşehir Belediye başkanlarımız bu illeri görecek, hem de vatandaşlarımız televizyonlarda izledikleri başkanlarımızı şimdi doğrudan doğruya görecekler. Kardeş belediyeler oluyor, talepler oluyor, o talepler bir şekilde belediye başkanları tarafından karşılanıyor, düzenleniyor.
“SANDIKTA ELİNİZİ VİCDANINIZA KOYUN”
Ne kadar erken sandığı getirirlerse millet bu kaostan, ekonomi buhrandan kurtulur. Gecikilen her günün topluma maliyeti daha da ağır. İşte, Türk Lirası’nın değerini görüyorsunuz. Hayat pahalılığını, mutfaklardaki yangını görüyorsunuz. Hani bunları önlemek için alınan hiçbir önlem de yok. Bugüne kadar yüzlerce paketler açtılar, açıkladılar. Nerede bu paketler? Hiçbirisi işe yaramadı, işsizlik derseniz kol geziyor. Halka şunu söylüyoruz: Meraklanmayın. Türkiye güçlü bir ülkedir. Bütün bu sorunları aşacak bilgisi de, birikimi de vardır. Siyaset bu sorunları aşabilir. Sandığa giderken elinizi vicdanınıza koyarak oy kullanın. O kadar. Yani futbol takımı tutar gibi bir partiyi tutmayın.
“MİLLET İTTİFAKI SİYASİ AHLAK KANUNU ÇIKARACAK”
Millet İttifakı olarak geçen toplantıdan sonra üç komisyon kurduk. Uzun vadeli strateji oluşturacak bir planlama kurulu. Buna stratejik planlama kurulu da denebilir. Devletin planlanması Lazım. Seçim güvenliğiyle ilgili bir çalışma. Bununla ilgili de komisyon oluşturduk. Onlar da çalışmalarını yapıyorlar. Siyasi Ahlak Yasa tasarısı. O konuda taslak da hazırlandı. Bu komisyonda yapılan çalışmaların alt grubunda genel başkan yardımcıları, akademisyenler de katıldı. Yaptıkları çalışmaları masaya getireceğiz. Bu masada mutlaka önümüzdeki süreç için ortaya yeni hedefler konacak. Oturup karar vereceğiz ve kamuoyuyla paylaşacağız.”
