Getting your Trinity Audio player ready...
|
Sav “Değerli dostlar, toplumun ve seçmenin ağırlıklı bir bölümü, siyasal iktidarın yanlış ekonomik ve sosyal politikaları yüzünden tam bir çıkmaza itilmiştir. Ülkemiz, tarihimizin en sıkıntılı dönemlerinden birini yaşamaktadır.
Yoksulluk, yolsuzluk, yandaşları kayırma, asgari ücreti geride bırakan AÇLIK SINIRI, paramızın yabancı paralar karşısında aşırı derecede yıpranıp değer yitirmesi, üç haneli rakamlara doğru tırmanması önlenemeyen enflasyon ve pahalılık, üreticinin ve üretimin dar boğaza girmesi, önü ardı iyi düşünülmeden gelişen ve yürütülen GÖÇMEN Politikası, insanlarımızın üzerine bir karabasan gibi çökmüştür. Böyle bir zamanda özellikle muhalefet partilerine önemli ve büyük görevler düşmektedir. Siyasal iktidarın ülkenin geleceğini daha fazla karartmaması için ciddi önlemler düşünülmesi kaçınılmazdır.
Bir dönem yürütülen Erken Seçim ve hatta DERHAL SEÇİM istekleri unutulmuş, seçmenin istenci ve dikkati başka alanlara kaymış, Cumhur İttifakının belirlediği stratejilerle zaman kaybetme noktasına gelinmiştir. Cumhur İttifakının acele bir dayatması ile TBMM de kabul edilen “Milletvekili Seçimi Kanunu ve bazı Kanunlarda değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” 6 Nisan 2022 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Bu kanun ile TBMM ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yenilenmesinin yani ERKEN SEÇİM yapılmasının hukuken olanaksız bir duruma geldiğine dair yorum ve değerlendirmeler aldatıcıdır, seçim hukukuna göre de geçerli değildir.
Milletvekili Seçimlerinin yapılacağı son tarih, yasaya göre 18 Haziran 2023 günüdür. Yasalarda yapılan ve 6 Nisan 2022’de yürürlüğe giren son değişiklikler, Anayasanın 67. maddesinde yazılı “Seçim Kanunlarında yapılan değişiklikler, yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde yapılacak seçimlerde uygulanmaz” hükmüne göre 6 Nisan 2023 tarihine kadar yapılacak erken seçimde uygulanamayacaktır.
Uygulanabilmesi için 67. madde il ilgili olarak Anayasa değişikliği gerekir.
Tek başına siyasal iktidarın buna gücü yetmeyecek, muhalefet de buna olur vermeyecektir.
Bu durumda belki de siyasal iktidar kendince UYGUN BİR ZEMİN VE ZAMAN yakalarsa son seçim yasası değişikliğinin uygulanmamasını göze alarak 6 Nisan 2023’den önce de ERKEN ve hatta DERHAL SEÇİM kararı alacaktır.
Ayrıca yasalar uyarınca 6 Nisan 2023 ile 18 Haziran 2023 tarihleri arasında erken seçim yapılması her zaman mümkündür.
Cumhur İttifakının alelacele yasa değişikliği yapmasının temel nedeni, ihtiyaç olursa (ki olması kaçınılmazdır) bu yola başvurma olanağını elinde bulundurmaktır. Millet İttifakının bu kurnazlığı görmüş ve anlamış olduğuna bu olasılığa göre seçim hazırlıkları yapmakta olduğuna inanmak isterim.
Anayasa’nın 77. maddesi uyarınca TBMM ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri, beş yılda bir ve AYNİ GÜN’de yapılır.
116. maddeye göre de yenilenebilir bu durumda da Cumhurbaşkanlığı seçimi birlikte yapılır. Anayasa’nın 101. maddesine göre “Cumhurbaşkanlığı görev süresi beş yıldır. Bir kimse, en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir.” 101. maddenin bu hükmü 16 Nisan 2017’de HALKOYLAMASIna sunulan Anayasa ile değiştirilmemiştir.
Böylece Cumhurbaşkanının üçüncü defa seçilmesi sadece 116. maddedeki SEÇİMLERİN YENİLENMESİ durumunda mümkün hale getirilmiştir.
Başta TBMM Başkanı olmak üzere Cumhur İttifakı hukukçuları, ”Anayasa’nın 101. maddesi yeniden kaleme alındı; 2018’de birinci seçim yapıldı, ikinci seçim 2023’de yapılacak, Erdoğan’ın adaylığının önünde engel yok” deseler de bu yorum, kesin olan Anayasa hükmünün önüne geçemez.
Recep Tayyip Erdoğan üçüncü kez aday olmak isterse seçimlerin geç 6 Nisan 2023 ile 18 Haziran 2023 tarihleri arasında yenilenmesi yani ERKEN SEÇİM yapılması kaçınılmazdır, çünkü 2010 ve 2017 yıllarında yapılan Anayasa değişikliklerinde 2 defadan fazla aday olamama koşulu muhafaza edilmiştir.
2017 yılında Recep Tayyip Erdoğan tarafından “SİVİL ANAYASA” hazırlanması için oluşturulan Akademisyenler Heyetinde bulunan Prof. Ergun Özbudun “Üçüncü defa seçilmesinin tek yolu, ERKEN SEÇİM KARARI’nın Meclis tarafından alınmasıdır” demekte konuyu bizim yorumumuz ve anlayışımız gibi değerlendirmektedir.
Sayın Kılıçdaroğlu “Erdoğan’ın üçüncü kez adaylığına itiraz yapacak mısınız” sorusuna 4 Şubat 2022 tarihinde, ”Yok hayır net. Aday olmak istiyorsa buyursun gelsin, millet herkesin boyunun ölçüsünü verecektir.
Özel bir tartışma yapmayacağız. Bu tartışmalar artık GERİDE kalmalı” yanıtını vermiştir. Bu değerlendirme, ÜÇÜNCÜ KEZ ADAYLIK konulması halinde CHP’nin İTİRAZ etmeyeceği şeklinde yorumlanmıştır.
Yüksek Seçim Kurulu’nun bu konuda itiraz halinde nasıl bir karar vereceği beklenmeden belirtilen bu görüş, doğrusu ciddi hukukçuları şaşırtmış ve üzmüştür. Bu açıklama maalesef Cumhur İttifakının eline güçlü bir koz vermiştir.
Aynı tarihlerde bir sade vatandaşın başvurusu üzerine Yüksek Seçim Kurulu, oldukça ihtiyatlı ve kendisini bağlamayan bir yanıt vermiştir.
YSK şöyle diyor: “6271 sayılı Cumhurbaşkanlığı Seçim Kanununu’nun Seçim Dönemi, seçim döneminin başlangıcı ve seçimlerin tamamlanması başlıklı 3. maddesinde bir kimse iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir.
Ancak Cumhurbaşkanının ikinci döneminde Meclis tarafından seçimlerin yenilenmesine karar verilmesi halinde Cumhurbaşkanı bir defa daha aday olabilir ifadeleri yer alıyor.” Bu değerlendirmeye rağmen Yüksek Seçim Kurulu, adaylığa itiraz edilmesi halinde geçmişte İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimindeki gibi hukuka aykırı karar da verebilir. Yeni bir hukuk ayıbına bizim zemin hazırlamamız gerekir.
Bu değerlendirmemiz doğrultusunda Erdoğan’ın 6 Nisan 2023 ile 18 Haziran arasında uygun bir tarihte TBMM’de ERKEN SEÇİM kararı aldırması hukuken kaçınılmazdır.
Aksi takdirde Yüksek Seçim Kurulu’nun zorlanarak yeni bir hukuka aykırı karar alması toplumda ciddi sıkıntı yaratacaktır.
Ülkede böylesi bir GERGİNLİK yaratmaya kimsenin hakkı yoktur.
Başta CHP olmak üzere Millet İttifakının, karşılaşılabilecek her türlü olumsuzluklara ve seçim tuzaklarına karşı hazırlıklı olmaları gerekmektedir. Yoksa ATI alan Üsküdar’ı geçerse hepimiz çok üzülürüz.
Seçmenden Erdoğan karşısında en fazla oyu alabilecek Cumhurbaşkanı adayını belirlemek ciddi bir siyaset mühendisliği işidir.
Elbette siyasi partilerin Genel Başkanları doğal olarak Cumhurbaşkanı adayıdır. CHP’nin Genel Başkanının da aday olması ilk akla gelen husustur.
Recep Tayyip Erdoğan karşısında en çok oy hangi aday ile alınacaksa onu belirlemek gerekir.
Bu değerlendirmemiz ile sayın Kılıçdaroğlu’nun adaylığına sıcak bakmadığımız anlamı çıkartılmamalıdır.
Amacımız ülkemizin önüne gelen Erdoğan karşısında Cumhurbaşkanlığını kazanma şansının ve fırsatının en iyi şekilde kullanılmasının sağlanmasıdır. Kim aday olarak belirlenirse belirlensin yeter ki geçmişte olduğu gibi seçmen, kerhen sandığa tıpış-tıpış gitmek zorunda bırakılmamalıdır.
Aksine ADAY, seçmende heyecan uyandıracak seçmeni en yüksek katılım isteği ve şevki ile sandığa götürecek bir nitelikte olmalıdır. Çok geniş bir değerlendirme ile umarım sizleri yormadım. Bu vesile ile başarılar ve sağlıklı günler diler sevgiler saygılar sunarım.” yazısını yazdı.