Getting your Trinity Audio player ready... |
Hayat ve yaşam arasında bağlantılar kurarken ,bağlandığımız her bir insanı sorgulamadan hayatımızın hediyesiymiş gibi kabullenip bir zaman ,kullanıp atmak belleğimizin çöp kovasına doğanın gereği gökyüzünün rengi değildir elbet… Muhteşem şeylerin sende bitmediğini yada başlamadığını görmen çok zor. Hayatın sana verdiği küçük hediyeleri değil yaşamak, burası da değil senin ana sınıfın…
Ne çok güç olan ,mücadele etmek zorunda kaldığımız yabancılarla birlikteyiz yüreğimizde aslında…Yabancılaştığımız kendimize duyguların esiri sözlerin iradesiz yokuşunda gevelerken birkaç sözcük düşer esprili ,doğrular kalleş ,kabullendirmek istemek…
Hüzün eski bir yoldaştır bu yolda…Hayat yaşam ve yabancılarla…Sana bağlandığın iplerin kimin elinde olduğunu sen de bilmezsin.
Hayat çokta zor bir yer değil;’ zor olan insanlardır. Bunu kim olsa bilir halbuki…
Aşk hüzün ve sen bir bütünü oluşturabilecek güçteyken hiçbir şeyi beceremeyen düştüğün kuyular soluksuz yalnızlığına tutunduğun duvarların sağlam olmayışını görmek istemeyişin işte hayat bu…
İçinden sökülür umudun yakarsın bir sigara, boş düşünceler çatışır beynin yangın yeri yürek hali bitik savaşımlar… Malum boşluklara düştüğün durumlara bir bak dönüp sonra silkelen sorguladığın kendin olduğu varsay…
Gücün cüretindedir. Bir örsele kendini, bir düşün, yol ver ,sus gül ya da ağla…Yüreğin varsa her şey de ve dahi yaşamın ucunda bucağında gönül koymadan üzerine git belki bütün kapılar açıktır sana…