Getting your Trinity Audio player ready... |
Herkes de biliyor ki, bunun adı hukuk değil, herkes de biliyor ki, bunun adı demokrasi değil… Canan Kaftancıoğlu’na ceza verenler, o cezayı onaylayanlar da biliyor ki, böyle bir hüküm gerçekten de demokrasinin olduğu, gerçekten de hukuka saygı gösterilen bir ülkede asla olamazdı…
Bu ülke çok önemli badireler atlattı ve atlatıyor. Bu, bulanık suların her tarafı birbirine kattığı, hukuk adına cinayetlerin işlenip tetiklerin çekildiği, koca emniyet müdürlerini katledenlerin, onlarca insanı kurşuna dizen Hizbullah ve benzeri dinci terör örgütü mensuplarının arka kapılardan sessiz sedasız salıverildiği ortamda, hep barıştan, sevgiden, özgürlükten yana olmuş, yaşam tarzlarına ve parklarına, ağaçlarına saldırılmasına karşı çıkmış Gezi önderlerinin ağır hapis cezaları almış olması hukuk adına büyük bir ayıptı; Geziciler, çok anlamlı birer sembol olmuştu… Yıllar önce attığı bazı twitler nedeniyle onlara Canan Kaftancıoğlu da katıldı. Doğrusu çok da merak etmiyorum ne yazmış olduğunu, neyi paylaştığını; sonuçta yıllar öncesinden aranıp bulunmuş iki söz bu, ne terör, ne darp, ne cinayet, ne taciz…
Canan’a adaletin ayıbı olacak bir hüküm verilmekle kalınmadı, Canan yıllardır bu ülkenin en başındaki en yetkili ağızlar tarafından da hedef gösteriliyor. Dün Sivas’ta aydınları yakanlar, dün Maraş’ta ana karnındaki bebeleri baltayla parçalayanlar, dün Ümit Kaftancıoğlu’na kızının gözünün önünde kurşun sıkanlar, bugün sosyal medyada Canan’a küfrediyor… Ağzı salyalı, cehennem zebanileri gibi, zulmetmekten zevk alan bir güruh, işi gücü bırakmış Canan’a saldırıyor.
Canan “yiğittir”, Canan “bizimdir”, Canan bunlardan yılmaz ama, bu ülkede, ben adamım, ben kadınım diyenler, Canan’a sahip çıkabildikleri sürece, onun yanında yer alabildikleri sürece hukuku ve demokrasiyi hak edecekler…
Ümit Kaftancıoğlu ile Dursun Akçam, Baba Tonguç’un Cılavuz yavuzlar ocağında yetişmiş iki halk insanı, iki kültür insanı, yüzyıllardır adam yerine konmamışların hem öfkesini, hem neşesini, hem alınterini, hem türkülerini savunan, onları insanlık sayfalarının üstlerine taşımaya, kör gözlere batırırca varlıklarını kanıtlamaya çalışan ve bunu büyük ölçüde başarmış iki dost idi. Kaftancıoğlu, Dursun Akçam’a kitaplarını “ağabey” diyerek imzalamış… Onlar hem ağabey-kardeş, hem yoldaş oldular. Ben de Canan’ın hekim ve devrimci kültür abisiyim… Ümit Kaftancıoğlu’nu kızının gözü önünde kanlar içinde bırakanlar şimdi gelini Canan’a saldırıyorlar. Onun ve onun gibilerinin beyinsiz tetikçilerini, emir kullarını katillerini, abidik gubidik hukuk oyunlarıyla gerçek adaletin önünden kaçıranlar, arka kapılardan onları salıverenler, bugün Canan’ı zindana tıkacak hükümlerin altına imza atıyorlar…
Gün gelecek, devran dönece, bu şirazesinden çıkmış hukuk oyununu oynayan, bu hukuku ve demokrasiyi çıkarcı iktidarlara birer silah, emir kulu, birer kullanım nesnesi kılanlar da yargılanacak…
Bu ülkede emperyalizmin FETÖ kumpaslarıyla, onlara yar ve yardımcı olan bugünkü kimi iktidar temsilcilerinin oyunlarıyla üniversite sınav soruları yandaşlara dağıtıldı. Hak etmeyenler hak etmedikleri yerlerde okudular. Konuşmacı olarak çağrıldığım üniversite sınıflarında boş gözlerle bakan, ilkokul diplomasını bile hak edememiş nice eğitim fakültesi, hukuk fakültesi öğrencisi gördüm. Onlar mezun oldular, liyakatın değil, yandaşlığın ve yalakalığın, çıkar ortaklığının kapıları açtığı bir düzen içinde savcılık, yargıçlık, komutanlık, denetmenlik makamlarına ulaştılar. Hukukun, eğitimin, güvenlik birimlerinin en kritik yerlerine geçtiler…
Şimdi ceremesini çekiyor bu ülke, bu gidişe son verilmez ise de daha çok çekecek…
Dursun Akçam’ın adına kurulmuş vakfa başkanlık eden oğul olarak Ümit Kaftancıoğlu’nun oğlu, meslektaşım Ali Nâki ile birkaç kere karşılaştım (ilk kez Ankara’da bir Ümit Kaftancıoğlu etkinliği idi); daha çok mesleki gereklilikle ve babasının yapıtlarının basımı için telefonlaştım; iki kültür ve mücadele insanı olarak onun eşi Canan’la daha yakın olduk. Canan, Kaftancıoğlu soyadına çok yakışır bir gelin oldu…
CHP İstanbul İl Başkanı olmadan önce de birlikte etkinliklerde konuşmacı olurduk. 2017 yılında yaptığımız 13. Dursun Akçam Kültür ve Sanat Günleri’ne de konuğum olarak katılmıştı. Canan, İstanbul’a İl Başkanı olduktan sonra hızla yol aldı siyaset alanında, Ekrem İmamoğlu’nun seçilmesinde onun ve onunla birlikte canla başla çalışan benim güzel hemşerilerimin, hele de yiğit kadınların çok etkisi oldu. Canan’la dostluğumuzu bilenler çocuklarına iş için, başka bazı sorunlar için yıllardır arayıp durur beni. Sevmem o tür işlerde araya girmeyi; kendi çocuklarım için de asla yapmadım. Ama Dursun Akçam Günleri için Canan’dan destek istedim. Beni Serhan Asker’le ve Görkemli Hatıralar ile tanıştıran odur. Ondan sonradır ki, Köy Enstitüleri konusu çok daha iyi işlenir oldu basında, Dursun Akçam adı daha çok duyulur oldu…
Gün gelecek, Canan Kaftancıoğlu’nu yargılayanlar, iktidar adına hüküm verenler de yargılanacak. Mustafa Kemal’in Bursa Nutku ve öncesindeki olayları kimse unutturamaz bu ülkenin genç kuşaklarına… Kurtuluş Savaşı’nda ve sonrasında emperyalizmle işbirliği yapan kimi çıkar çevreleri, inançları istismar ederek Kuvayı Milliye’ye, Cumhuriyet’e karşı kafa tutanlar bugün ne yazıktır ki kimi demagojilerle suyun başına geçmiş durumdalar. Bu ülkenin din işlerinde en yetkili kişisi, lüks makam otomobilleriyle gezip birçok bakanlığın bütçesinden daha çok parayı din adına iktidar propagandası için kullanırken, Mustafa Kemal’in kurduğu Cumhuriyet’in en yetkili yerinde oturan kişinin gözünün içine baka baka Mustafa Kemal’e ve arkadaşlarına hakaret etmekten çekinmiyor… Cumhuriyet’in kurucusuna hakaret serbest!
Canan bu ülkenin onurudur… Canan’a sahip çıkabildiğimiz ölçüde hak edeceğiz demokrasiyi, Canan’a sahip çıkabildiğimiz ölçüde adaletli bir toplumda yaşayacağız, Canan’a sahip çıkabildiğimiz ölçüde Ortadoğu batağının çamurundan, emperyalizm ve onursuz ortakları tarafından itelendiğimiz bu soygun, çapul, yoksullaşma, beyinden arındırılıp uşaklaştırılma oyunundan kurtulmayı başaracağız.
Canan doğan gün kadar umudu, iyiliği ve güzelliği temsil ediyor…
Bu ülke Canan’a sahip çıkabildiği kadar canlanacak…
Sıkma canını Canan; günün aydın olsun… Bu ülkenin namuslu aydınları, işçileri, köylüleri, emekçileri, gençleri hep seninle olacak…
13 Mayıs 2022, Alper Akçam