Getting your Trinity Audio player ready... |
AYSEL YENİDOĞANAY
“Bize türkülerimizi söyletmiyorlar Robeson
İnci dişli, zenci kardeşim
Kartal kanatlı kanaryam
Türkülerimizi söyletmiyorlar bize
Korkuyorlar Robeson, şafaktan korkuyorlar,
Görmekten, duymaktan, dokunmaktan korkuyorlar
Yağmurda çırılçıplak yıkanır gibi ağlamaktan
Sımsıkı bir ayvayı dişler gibi gülmekten korkuyorlar
Sevmekten korkuyorlar, bizim Ferhat gibi sevmekten
Sizin de bir Ferhatınız vardır elbet Robeson, adı ne
Tohumdan ve topraktan korkuyorlar
Akan sudan ve hatırlamaktan korkuyorlar
Ne iskonto, ne komisyon, ne veda isteyen bir dost eli
Sıcak bir kuş gibi, gelip konmamış ki avuçlarının içine
Ümitten korkuyorlar Robeson, ümitten korkuyorlar Ümitten
Korkuyorlar kartal kanatlı kanaryam
Türkülerimizden korkuyorlar.”
Nâzım Hikmet, 1949 yılında faşistlerin saldırısına uğrayan Robeson için Bursa Cezaevi’nde yazmıştır bu şiiri.
Yıl 2022; o günden bugüne değişen bir şey yok, hala korkuyorlar.
Osman Kavala’ya “Türkiye Cumhuriyet’ini yıkmak” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi.
5 yıldır hiç bir delil bulunmamasına rağmen , “kökü dışarıda” bahanesi ile “ağaçları” savunanları mahkûm ettiler.
28 Mayıs 2013’te insanlar Gezi Parkı’nda ağaçların etrafında toplanmıştı. Kapitalizm gölgesini satamadığı ağacı kesecekti. “Kestirmem” dediler. Mesele sadece “üç beş ağaç” meselesi değildi. Mesele korkuydu. O kadar korkuyorlar ki aydınlıktan, aydın yürekli insanlara tahammülleri yok, çünkü; “bir dost eli
Sıcak bir kuş gibi, gelip konmamış ki avuçlarının içine.” İşte bu yüzden karanlığa mahkum ettiler ülkeyi.
Mücella Yapıcı: 72 yaşında bir mimar. Kirada oturuyor, gezi direnişinin finansörü olmaktan tutuklandı. Kargalar bile güler buna…
“8 çocuğun yanında benim 18 yıl yatmamın ne anlamı var. Vız gelir tırıs gider. Son sözüm olduğunu düşünmüyorum. Hırsızlık, uğursuzluk, yolsuzluk yapmadım. Yaşamımdan onur duydum. Aynı onuru benim yaşıma gelince sizin de yaşamanızı umuyorum. Başım yukarda, onur duyarak Gezi’yi savunuyorum.”
İşte bu dik duruştan korkuyorlar. Biliyorlar ama bilmezlikten geliyorlar;
gezi umudun direnişidir, hakkın haklının direnişidir ! Mahkeme kararlarına rağmen, yaşam alanlarına müdahaleye karşı “DUR!” diyen halkın sesidir Gezi Direnişi.
“Bu ülkede adaletin olmadığını çocuklarımızın canını alarak gösterdiler” diyor Ali İsmail Korkmaz’ın annesi .
Deniz Gezmiş’in tarihe yazılmış sözleri geliyor aklıma:
Hakim soruyor Deniz Gezmiş’e: “Neye gülüyorsun?”
Deniz Gezmiş: “Duvarda “Adalet” yazıyor, ona gülüyorum…
Deniz’lerden bugüne ülkede değişen hiçbir şey yok. Ve biz güleriz, hep güleriz; çünkü gülmek devrimci bir eylemdir. Ve her gülüşümüz zafer şarkılarıyla şenlenir.
Ülke son yirmi yıldır ekonomik ve siyasal alanda diplere doğru çekiliyor. Ülkenin ‘tek adam’ın isteklerine göre yönetildiğini bilip ses çıkarmıyorsanız, monarşiyi kabullenmiş oluyorsunuz. “Faşizme karşı birleşmeyenler faşizmin zindanlarında buluşurlar” diyor Bertolt Brecht.
Korkunun ecele faydası yok. Hasan Hüseyin Korkmazgil’in dediği gibi; “bir gider, bin geliriz…”
“kanadık toprak olduk
çekildik bayrak olduk
döküldük yaprak olduk
geldik bugüne
ekmeği bol eyledik
acıyı bal eyledik
sıratı yol eyledik
geldik bugüne
ekilir ekin geliriz
ezilir un geliriz
bir gider bin geliriz
beni vurmak kurtuluş mu”