Devlet Bahçeli’den ezber bozan sığınmacılar çıkışı! “Dönmelerine hiç gerek yok”

Getting your Trinity Audio player ready...

MHP lideri Bahçeli partisinin grup toplantısında konuştu. Konuşmasında Türkiye’deki sığınmacı meselesine geniş yer ayıran Bahçeli, “Düzensiz göç ve sığınmacı sorununu sağduyulu şekilde kavramanın ötesinde stratejik akılla ve milli çıkarlarımızla muvafık halde analiz etmek, tedbir geliştirmek mecburiyetindeyiz” dedi. Bahçeli ayrıca bayramda ülkelerine gidebilen Suriyeli sığınmacılar için “Dönmelerine hiç gerek yok” ifadesini kullandı.

SIĞINMACI SORUNU: “İSTİSMARA ÇANAK TUTMADAN ÇÖZÜLMELİ”

Bahçeli’nin açıklamalarından öne çıkan satır başları şöyle:

Küresel enflasyonun artışı her ülkenin ortak sancısıdır. Enflasyon canavarının başının ezileceği günleri görmemiz çok yakın olacaktır. Türkiye’yi taşa tutmaya, atılan her adımı sekteye uğratmaya çabalayan karanlık muhalefet anlayışının kaybetmesi ve kaynattığı dedikodu kazanında haşlanması mukadderdir.

Ülkelerindeki savaş, açlık, istikrarsızlıktan dolayı yerinden olan binlerce göçmen medeni dünyanın gözü önünde boğularak balıklara yem olmaktadır.Dünyada göçmen sayısı 300 milyona yaklaşmıştır. Dünya çapında mülteci sayısı da 80 milyonu aşmıştır. Bu sorun ya eş güdüm halinde ve külfetin ortak paylaşımı yoluyla çözüme kavuşturulacak ya da gelecekte önü alınamayan ölümcül gelişmeler meydan olacaktır. Bu sorun elbirliğiyle, istismara çanak tutmadan çözülmeli.

Suriyeli sığınmacılara Türkiye kapısını açmıştır. Türk milleti her zaman mazlumların yanındadır.

“ANADOLU’NUN 100, 500 YIL SONRAKİ NÜFUS YAPISINI HESABA KATMAK DURUMUNDAYIZ”

Düzensiz göç ve sığınmacı sorununu sağduyulu şekilde kavramanın ötesinde stratejik akılla ve milli çıkarlarımızla muvafık halde analiz etmek, tedbir geliştirmek mecburiyetindeyiz. Anadolu coğrafyasının en az 100, hatta 500 yıl sonraki nüfus yapısının nasıl olacağını bütün yönleriyle hesaba katmak durumundayız. Gecikemeyiz, geride kalamayız, atalete düşemeyiz, ağırdan alamayız.

Konuyu duygusallıktan arınarak, gerçekçi bir temele oturtmakla ortak bir iradeyle Türkiye’nin ve Türk milletinin gündeminden kademeli şekilde çıkarmakla mesulüz. Son günlerde ülkemizde geçici koruma statüsüyle bulunan Suriyeli sığınmacıları bahane ederek toplumsal infialin ateşini tutuşturmakla görevli bazılarının devrede olduğu net olarak görülmektedir.

“BAYRAMDA ÜLKELERİNE GİDEBİLEN SURİYELİ SIĞINMACILARIN DÖNMESİNE HİÇ GEREK YOKTUR”

İstanbul Bağcılar’da bir serserinin sokak ortasına sandalye koyarak oturması dahi günlerce ülke gündemini meşgul etmiştir. Ankara Altındağ’da yaşananların toz bulutu dahi henüz dağılmış değildir. Türkiye’de geçici koruma statüsüyle asayiş ve toplumsal huzuru kim ya da kimler bozuyorsa derhal gözünün yaşına bakılmadan sınır dışı edilmelidir.

Suriyeli sığınmacıları sabahtan akşama ülkelerine göndermek hem doğru hem de mümkün değildir. Uluslararası hukuktan doğan sorumluluklarımız vardır. Fakat Suriyeli sığınmacıların ülkelerinden ayrılışlarına neden olan ağır şartlar ortadan kalkar kalkmaz güvenli bir şekilde geldikleri gibi uğurlamak bizim asıl önerimiz, asıl önceliğimiz, şaşmayacağımız hedefimizdir. Misafirliğin süresi sınırlıdır. Önümüzdeki bayramda ülkelerine gidebilen Suriyeli sığınmacıların geri dönmelerine hiç gerek yoktur.

ABD’NİN İNSAN HAKLARI RAPORU: “YIRTIP ATILACAK KAĞIT PARÇASIDIR”

ABD Dışişleri Bakanlığı’nın yayınladığı insan hakları raporu bir FETÖ komplosudur. Raporun ön taslağı sanırım Pensilvanya’da hazırlanmıştır. ABD’nin yayınladığı 2021 İnsan Hakları Raporu bizim nezdimizde yok hükmündedir. Yırtıp atılacak kağıt parçasıdır. Bu raporu kınıyorum. Tavsiyemiz ABD’nin kendi geçmişine odaklanmasıdır.

“6’LI MASA ÇATLAMIŞTIR”

6+1 şeklinde kurulan şaibeli masa çatlamıştır. Gerçekten de 7 partinin yalnızca Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem için bir araya geldikleri, mevsimlik siyaset yaptıkları anlaşılmaktadır. Ne yaptıkları belirsiz, ne yapacakları bilinmezdir. Bu ittifakın medyaya yuvarlanmış ayakları da gün aşırı muhtemel adaylar hakkında spekülasyonlar yapmaktadır. Zillet ittifakına sesleniyorum: Kimi çıkarırsanız çıkarın, isterseniz İnan Kıraç’ı, isterseniz terörist Demirtaş’ı, isterseniz Osman Kavala’yı aday gösterin; mutlak son değişmeyecektir.

 

 

Exit mobile version