Getting your Trinity Audio player ready... |
Öncelikle bu teşkilat hakkında şunu söyleyebilirim.
İttihat ve Terakki Cemiyeti, bazı tarihini bilmeyen ve karnından konuşanlar tarafından anlatıldığı gibi, Siyonist bir teşkilat değildi.
Mustafa Kemal Atatürk’e de bir türlü saldırmak için fırsat kollayanlar, İttihat ve Terakki Teşkilatı üzerinden de bunu denemekteler.
O yurtsever millici subaylar için böyle bir şey mümkün olmazdı.
İttihat ve Terakki cemiyeti, Avrupa’da dalga dalga yayılan milliyetçi hareketlerle Osmanlı imparatorluğunun dağılmakta olduğunu gören yurtveser millici genç subaylar tarafından kurulmuş bir teşkilat idi.
Donanmasını, sarayını bombalarlar korkusu ile
Haliç’e zincirlemiş ve orada çürütmüş olan II. Abdülhamit, 1 milyon 500 bin kilometre kare vatan toprağının Osmanlı haritasından kopmasını da engelleyemedi.
Donanma Haliç’te çürütülmese idi, Çanakkale’de Zafer’e ulaşmak daha önce olur ve o İngiliz ve Fransızların o devasa gemileri de Çanakkale Boğazı’nın girişinde karşılanmış ve püskürtülmüş olup, belki de Çanakkale kara savaşlarının yaşanması da önlenmiş olunurdu.
Oysa o dönem tüm bu olumsuzluklara rağmen, saray ve saltanatının güvenliğini sağlamak İçin büyük bir hafiye ordusu oluşturan II. Abdülhamit, yurtseverlere, imparatorluğun en katı ve despot dönemini yaşatıyordu.
Ve bu nedenle, İttihat ve Terakki teşkilatına katılanların arasında muhbirlik yapacak kişilerin olmaması İçin, bu genç subaylar seçilerek teşkilata alınıyor, Kur’an ve silah üzerine yemin ediyorlardı.
Bu tedbirler öyle bir dönem için oldukça doğaldı.
Mustafa Kemal’in de bu teşkilata katıldığı doğrudur.
İlerleyen zaman içinde bu genç yurtsever subaylar heyecanlarına yeniliyor ve yanlış kararlar alıyorlardı.
Mustafa Kemal uyarıları ile etkili olamayacağını anladığında, İttiahat ve Terakki teşkilatından ayrılmıştır.
Ama şu hiç unutulmamalıdır ki; İstanbul’un işgalinden sonra İngilizler tarafından yakalanıp Malta adasına sürülmekten kurtulan İttihat ve Terakki üyesi subaylar, bir yolunu bulup Ankara’ya ulaşıp, Mustafa Kemal Paşa’ya katıldılar.
Milli Mücadelemiz’in Zafere ulaşmasında, tarihini bilmeyen bir gürüh tarafından ve kasıtlı olarak haklarında iftiralar uydurulan bu İttihat ve Terakki üyesi subayların, büyük katkısı olduğu gerçeği unutulmamalıdır.
Remzi Uysal
Lübeck, 17 Nisan 2022