Getting your Trinity Audio player ready... |
Cumhuriyet Gazetesi yazarı Emre Kongar, “İktidar umudunu Kılıçdaroğlu’nun yıpratılmasına bağlamış görünüyor” başlığıyla bugün kaleme aldığı köşe yazısında, sıkışan AKP’nin seçim hesaplarını değerlendirdi.
AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın adaylığını halen açıklamadığına ve bunun üzerine çeşitli iddialar ortaya atıldığını belirten Kongar, konuyla ilgili kendi düşüncesini “Ben şahsen, Erdoğan’ın bütün yasal ve anayasal engellere karşın aday olacağını, üstelik, haksız ve hukuksuz bir biçimde de olsa, tarafsızlığını filan hiç düşünmeden, Cumhurbaşkanlığı yetkilerinin tümünü, bu seçimlerde de sonuçların meşruiyetini sakatlamak pahasına, çatır çatır kullanacağını düşünüyorum” diyerek dile getirdi.
Muhalefetin şimdiden Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı yetkilerini kötüye kullanmasına karşı önlemlerini almaya başlaması gerektiğini vurgulayan Kongar, iktidarın Millet İttifakı’nı, Demokrasi Cephesi’ni ve Kılıçdaroğlu’nu yıpratmak için kullandığı yöntemleri şöyle sıraladı:
“1) Aşırı dinci ve aşırı milliyetçi eylem ve söylemlerle, ırk, milliyet, din ve mezhep kimliklerini, nefret söylemlerini pompalıyor.
2) Pompaladığı kimlik siyasetleri üzerinden sürekli olarak Atatürk’e ve Laikliğe saldırarak CHP’yi yeterince Atatürkçü ve laik olmamakla ya da tam tersine, “Jokoben” gibi, “Laikçi” gibi abuk sabuk sıfatlarla suçlayabileceği bir mindere çekmeye çalışıyor.
3) Altılı İttifak’ın bence fazla bile ayrıntılı olan bildirisini yok sayıyor. İttifak’ı sanki hiçbir şey yapmayacaklarmış, hiçbir hazırlıkları yokmuş gibi suçluyor.
4) Kılıçdaroğlu’nu yıpratmak için,
a) Yeterince sert ve kararlı olmadığını, beceriksiz olduğunu vurguluyor.
b) Sürekli olarak, başka isimleri gündeme getirerek Kılıçdaroğlu’nun adaylığını zayıflatmaya çalışıyor.
c) CHP ile öteki beş sağ kökenli parti arasındaki farklılıkları kaşıyor.”
İktidarın bu çabalarının boşa çıkacağını belirten Kongar, yazısına şöyle devam etti:
“1) Çünkü “Altılı Millet İttifakı” bir gecede oluşmamış, Kılıçdaroğlu’nun yıllarca süren çabaları ile inşa edilmiştir.
2) Bu İttifak’ın ve Demokrasi Cephesi’nin başarısı 2019 yerel seçimlerinde, özellikle de İstanbul ve Ankara’da kanıtlanmıştır.
3) Bu seçim ve seçimden sonra yapılacaklar programı, Demokrasi üzerine dayalıdır.
Kılıçdaroğlu’na yöneltilen bütün uzlaşmacılık ve yumuşaklık eleştirileri, bu yeni dönemde yeniden kurulacak olan “Güçlendirilmiş Parlamenter Rejim”de, icrai yetkileri sınırlandırılmış olan Cumhurbaşkanlığı makamına uygun bir politikacı olduğuna işaret etmektedir.
Bir başka deyişle, bugüne kadar Kılıçdaroğlu’na yöneltilen “uzlaşmacılık”, “yumuşaklık” gibi eleştiriler, bugünden sonra onun avantajları haline gelmiştir.”
Kongar yazısını şu değerlendirmeyi yaparak tamamladı:
“Kılıçdaroğlu ve Erdoğan konusunda son bir not, partilerin ve liderlerin yükseliş ya da düşüş trendlerinde olmaları açısından belirtilmelidir:
Kılıçdaroğlu yükselen trendin lideridir. Ne saldırı yapılırsa yapılsın, hepsi, kazanç hanesine kaydedilecektir.
Erdoğan düşüş trendindeki liderdir. Ne yaparsa yapsın, hepsi zarar hanesine yazılacaktır.”