Getting your Trinity Audio player ready... |
Oruç biz Müslümanlara farz kılınmıştır.
“Ey iman edenler! Sizden öncekilerin üzerine yazıldığı gibi sakınasınız diye sizin üzerinize de sayılı günlerde oruç yazıldı. İçinizden hasta veya yolcu olan, başka günlerden sayısınca tutar. Orucu tutmakta zorlananlar için bir yoksulun (günlük) yiyeceği kadar fidye yeterlidir.(Bakara Suresi 183.)
Hz. Fatıma (s.a.): “Allah, orucu ihlası sağlamlaştırmak için farz kılmıştır.”
Oruçlunun rahatlayacağı iki sevinç anı vardır: Birisi, iftar ettiği zaman, diğeri de orucunun sevabıyla Rabbine kavuştuğu andır.” (Buhârî, Savm 9; Müslim, Sıyâm 163)
“Allah rızâsı için bir gün oruç tutan kimseyi Allah Teâlâ, bu bir günlük oruç sebebiyle cehennem ateşinden yetmiş yıl uzak tutar.” (Buhârî, Cihâd 36; Müslim, Sıyâm167-168.)
Burada da belirtildiği üzere belirli durumlar hariç oruç, biz Müslümanların yerine getirmesi bir ibadettir.
“Oruç tutunuz ki, (madden ve mânen) sıhhat bulasınız!” (Heysemî, 203 III, 179)
Oruç tuttuğunuzda, vücuttaki hücreler otofaji adı verilen hücresel bir işlemi başlatır. Bu işlem, hücrelerin parçalanması ve zaman içerisinde hücrelerde oluşan ölü ya da işlevsiz proteinlerin atılmasını sağlar. Otofajioranının artması kanser ve alzheimer gibi hastalıklara yakalanma riskini azaltır.
Bu durum da bize orucun sağlık yönünden faydalarını gösterir.
Fakat ben burada oruçtan bahsetmeyeceğim. Oruçluya gösterilmesi gereken saygıdan bahsetmek isterim.
Çünkü ibadet insanların tercihleridir. Oruç tutup, tutmamak konusunda kimse kimseye müdahale edemez. Herkes tercihinde özgürdür.
Lakin, bir gerçek var ki bu ibadeti yerine getirenlere saygı göstermek, ahlak değerleri açısından etik bir durumdur. Diyelim ki ben, başka bir dine mensup olsaydım ve oruç tutmasaydım, yine de oruç tutanlara karşı saygı gösterir, bu kadar rahat davranmazdım.
Sağlık sorunlarımdan dolayı, oruç tutamasaydım ve su içseydim bunu bir oruçlunun karşısında değil de, kenara çekilerek içmeyi tercih ederdim.
Maalesef etrafımıza baktığımızda bu hassasiyeti gösteren insanlar azalmış durumda olduğunu görüyoruz.
Yargılama kimsenin haddi değildir ama saygı, insanlarahatta tüm evrene gösterilmesi gereken bir olgudur. İbadete saygı, hangi dilde yada dinde olursa olsun,hassasiyet göstermemiz gereken bir durumdur.
Oruç tutmayan ve oruçlular arasında yiyip içen kimseler nefislerine köle oldukları gibi, inanlara meydan okur edasıyla davranıyorlar. İnatlaşır gibi, “bakın ben oruç değilim” der gibi hareket ediyorlar. Ne diyelim Allah islahetsin. Ve saygıdeğer toplumları görmeyi bizlere nasip etsin.
Betül Demir