Getting your Trinity Audio player ready... |
“Delilik hassas insanların protestosudur “
Victor Hugo
Mülteci ruhumla geziniyorum boş boş… Hangi ara ayrıldı ruhum bu bedenden? Hangi yazgı değiştirdi benliğimi?
Hangi kayıp beni eyvallahız yaptı? Yoksa ait olmamak mıydı benim bütün hikâyem?
Bir yere ait olmak mıydı sorun, yoksa bir yere ait olmamak mıydı bunca arayışlara cevap olan?
Şimdi ben, içimdeki benlerle kavga ederken hangisinin haklı hangisinin haksız olduğunu bilmeden yol alıyorum, oysa tartışan da, bağıran da, o yanlış bu doğru diyen de benim, o zaman ben deli miyim?
Delilik…
Deli olmak aslında en gürültülü isyan biçimi, ama kimsenin haberi yok, çünkü seni kendi haline bırakıyorlar, çünkü kıyameti koparacakları davranışlara, sözlere, isyanlara gülüp geçiyorlar.
Deli olmak demek içinde ki benlerle barışıp, dış seslere kulaklarını tıkamak değil mi biraz?
Şu anlayışsız, kendine benzemedikçe dışlayan, yaralayan, yok sayan insanlara benzememek için giyilmiş en etkili kıyafet, takılan en gülünç maske değil mi?
Normal olmayan, ama normalmiş gibi davranan bunca sahtekâr insan arasında deliliğini kabul edip ben sizden değilim diyebilenler ne güçlü aslında, düşünsenize kişi bütün tabuları yıkmış, bütün kuralların canı cehenneme demiş, ama için de ki o sahipsiz, o masum çocuğun elini her şeye inat, herkese inat tutmuş, sahiplenmiş. Boşuna dememiş Victor Hugo “Delilik hassas insanların protestosudur “diye o yüzden uyum sağlamakta zorlanmış, kalbi hassas atanlar, kendinden vazgeçip başkasının yarasına ağlayanlar, maddi kaygılar taşımak yerine, maneviyata bel bağlayıp hayal kırıklığı yaşayanlar ve uyum sorunu yaşayıp uyumsuzlukla suçlananlar.
Şimdi kendi içinde yol alanlar, bir şarkının nakaratın da kendini bulup defalarca ağlayanlar, içindeki sesi susturmaya kalkmayıp dansa kalkanlar, yarım kalmış birisine bakarken kendi hikayesine benzeten yanlarına bakıp empati kuranlar, saranlar, sarmalayanlar, geceleri kuru kalabalığı bir kenara bırakıp sokak lambasının yansıttığı ışığa bakıp kendi karanlığını unutanlar yalnız değilsiniz, ben de sizlerden biriyim, ben de içimde ki benleri özlüyor onlarla olur olmaz konuşuyorum.
Sana bir sır vereyim mi biz varız, biz herkesten fazlayız, sadece bizi bizden almasınlar, bu gizli protestomuzu anlamasınlar diye bir sarmaşık gibi kendi içimiz de çoğalıyoruz.
Boş ver hepsinden özgürüz çünkü ayağımız da pranga, düşüncelerimiz de kilit yok ve sen içinde ki senelerle güzelsin boş ver sana, bana deli desinler ama şunu bil bizim gibi asla dans edemezler.
Şimdi ben yalın ayak gezeceğim bu sokakları
Dilim de bir ısĺık, serseri gibi vuracağım kendimi sokaklara
Pranga yok, kilit yok, ezberlenmiş kölelik yok
Özgürlüğümü ilan edeceğim uçan kuşlarla, esaretini ilan etmiş kredili mahkûmlardan ayrı, kanat çırpacağım gökkuşağına.
Benden bir tutam delilik alır mısınız bayım?
İçinizdeki yarım kalmış, tamamlanmamış hikâyeler hatırına.