Getting your Trinity Audio player ready...
|
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) mülkiyetinde yer alan tarihi Yerebatan Sarnıcı giriş yapısı ve Talat Paşa Konağı’na herhangi bir mahkeme kararı olmadan Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından el konulduğu duyuruldu.
İBB hem konak için hem de sarnıç için hukuki süreç başlattı. Son Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile önü açılan müzelerin Milli Saraylar İdaresi Başkanlığı’na devir ihtimalini değerlendiren İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat “Sarnıçla, Saray’ı karıştırmasınlar. Bunun gerçek adı Yerebatan Sarnıcı’dır. Bizanslılar devrinde yapılmıştır. Dolayısıyla Milli Sarayların kapsamına alınacak bir statüde değildir. Umarım böyle bir tasarruf ve böyle bir uygulama olmayacaktır” dedi.
Polat, İBB’nin elindeki müzelerin tamamına el konulma ihtimali olduğunu söyledi.
“MAHKEME KARARI OLMAKSIZIN İBB’DEN ALINDI”
Resmi Gazete’de yayınlanan kararnamedeki “Başkanlık, Cumhurbaşkanının onayıyla yeni müze kurabilir veya kamu kurum ve kuruluşlarının müzelerinin yönetimini devralabilir” ifadesiyle kamunun elindeki tüm müzelerin devrinin önü açılmıştı. İBB mülkü olan Yerebatan Sarnıcı önünde konuşan Polat, yapıların el değiştirmesine gerekçe gösterilen Vakıflar Kanunu ve belediye mülkiyetinden alınan yapılarla ilgili açıklama yaptı. Vakıflar Kanunu’nun mülkleri İBB’den alacak yapıya ve ruha sahip olmadığını söyleyen Polat, uygulamanın tarihsel bilgiden yoksun olduğunu belirtti. Polat, kültür varlığı olması şartı aranmasına rağmen, yasaların yorumlanarak Yerebatan Sarnıcı giriş yapısı ve Talat Paşa Konağı’nın mahkeme kararı olmaksızın tapu müdürlüğüyle, Vakıflar Bölge Müdürlüğü arasındaki yazışmayla İBB’den alındığını açıkladı.
“BÜTÜN MÜZELERE EL KONULABİLİR”
Uygulamaların tarihi gerçeklikten uzak olduğunu söyleyen Polat, Talat Paşa Konağı devrinin yorumlamanın ötesine geçerek bir el koymaya dönüştüğünü söyledi. Uzun süredir devam eden restorasyon çalışmasıyla ayakta tutmaya çalışılan Yerebatan Sarnıcı’yla ilgili de benzer bir ihtimalin ortaya çıktığını belirten Polat, “Kararnamenin neyi hedeflediği ve kapsadığını bilmek mümkün değil. Ama şunu söyleyebiliriz ki; artık İBB’nin diğer kamu kuruluşlarının elindeki bütün müzeler ani bir kararla devredilebilir durumdadır” diye konuştu.
İstanbul’da sıklıkla Yerebatan’ın ‘saray’ olarak anıldığını hatırlatan Polat, “Kültür alanını yöneten dostlarımıza buradan çağrımızdır. Sarnıçla ‘Saray’ı karıştırmasınlar. Bunun gerçek adı Yerebatan Sarnıcı’dır. Bizanslılar devrinde yapılmıştır. Dolayısıyla milli sarayların kapsamına alınacak bir statüde değildir. Umarım böyle bir tasarruf ve böyle bir uygulama olmayacaktır” dedi.
“BİR KISMINA EL KONULDU”
Basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Polat, “Yerebatan Sarnıcı’nın işleyişi nasıl etkilenecek ve ziyaretçi girişi nasıl olacak” şeklinde soruya şu cevabı verdi: “Yerebatan Sarnıcı’nın bir kısmını el konulmuş durumda. Restorasyon kapsamında da kullandığımız yapılar. Biz restorasyon sürecimizde bu alanları kendi programımız içinde değerlendirmeye devam ediyoruz. Biz Yerebatan Sarnıcı’ndaki bu son gelişmenin süreci etkilememesini umuyoruz. Fakat daha önce başka yerlerde el koymalardan sonra Tunuslu Hayreddin Paşa örneğinde olduğu gibi… İBB kullanıyordu. Vakıflar Genel Müdürlüğü burayı tahliye ettirdi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi, kendi yaptığı binada kiracı olarak bile duramamıştı. Umarım Yerebatan da böyle bir süreci konuşmuyoruzdur.”
“İBB DAVALARI KAZANACAK”
Polat, basın mensuplarının sorularını şu şekilde yanıtladı:
- Hukuki girişim olacak mı bu vakıfların devri kararına karşı?
“Tabii, bu tıpkı Gezi Parkı, Galata Kulesi ve diğer örneklerde olduğu gibi haksız bir uygulama olduğundan tekrar mülkümüze iadesi istenecek. Uzun süreçli davalardır bunlar. Galata Kulesi gibi binanın bir vakıf tarafından yapılıp yapılmadığını ispat etmek çok kolay. Mahkeme süreçleri devam ediyor. Henüz bilirkişi raporları ve yerinde incelemeler gibi süreçler de devam ediyor. Ama hiç şüphemiz yok. Bu davaların tamamı İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin tekrar mülklerini geri kazanmasıyla sonuçlanacak.
- Cumhurbaşkanlığının kararnamesinde ‘İBB’ye ait yerlere el koyma var’ diyebilir miyiz?
Müzecilik geçmişi içerisinde en köklü müzeler, İstanbul’da ve İstanbul Büyükşehir Belediye’sindeki müzeler. Dolayısıyla bizim uhdemizdeki önemli müzelerin tamamı bu kapsamda muhatap alınabilecek durumda.
- Mali olarak müzelerin getirisi neydi? İstanbul Büyükşehir Belediyesi, bu kararnameyle beraber nasıl bir kayıp yaşayacak?
Esaslı bir kültürel miras restorasyonunda kullanacağımız kaynağın kaybı anlamına geliyor. Bu çünkü buralardan gelen gelirler İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından kentteki diğer kültür varlıkların onarımında kullanılıyordu. Son verilerde 1,6 milyon yıllık seyahatçisi vardı. Yeni sergi programıyla biz bu hedefi üç milyona çıkarmıştık… Galata Kulesi’ni biz kaybettiğimiz zaman sadece yapıyı kaybetmedik. Oradan gelecek gelirleri de kaybetmiş olduk. İki yıldır Galata Kulesi’nden, İstanbul Büyükşehir Belediyesi bir gelir kazanamıyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne büyük ekonomik kayıplar yaratan alanlar durumunda.”