Koruyucu hekimlik rafa mı kaldırılıyor?

Getting your Trinity Audio player ready...

YUSUF ÇAĞIRTEKİN-ÖZEL HABER

14 Mart Tıp Bayramı, bu yıl ne yazık ki ülkemizde sağlık emekçileri tarafından pek de coşkulu kutlanamadı. Pandemi döneminde ağır yara alan sağlıkçılar, yeterli ekonomik şartlarda çalışamadıkları ve gerekli hakların temin edilmediği yönünde eleştirilerle hak talebinde bulunsa da taleplerine karşılık bulamıyor. Sağlık sektörü içerisinde en çok mağdur olan gruplardan bir tanesi de aile hekimleri. Aile hekimlerinin sorunlarına değinen ve çözüm önerileri sunan Klinik Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı, Türk Tabipler Birliği Kurultay Delegesi Mustafa Torun, aile hekimliği sisteminin işlevini yitirmek üzere olduğunu söyledi. Acilen harekete geçilmesi gerektiğini savunan Dr. Mustafa Torun, koruyucu hekimliğin rafa kalkmak üzere olduğunu bildirdi.

NEOLİBERAL POLİTİKALARDAN…

Aile hekimlerinin mevcut şartlarda sağlık personelleri içerisinde en mağdur olan gruplardan bir tanesi olduğunu ifade eden Dr. Torun, “‘Niçin bize verilen sözler tutulmuyor’ diyerek serzenişlerini sürekli dile getiriyorlar. Sağlığa yapılmış en büyük kötülük, onu alınıp satılan bir meta haline getirmekten ileri geliyor. Ne yazık ki neoliberal politikalardan ötürü her geçen yıl sağlıkta özelleştirmeler de bunu beraberinde getiriyor. Bu gelişmeler ışığında belki de sağlıkta en önemli temel kavramlardan koruyucu hekimlik de rafa kalkıyor” dedi.

SANAL AİLE HEKİMLİĞİ

“Aile hekimliği sağlığın bir çeşit özelleştirilmesi anlamına geliyor” diyen Torun, “Aile hekimine başlangıçta çok cazip artılar sundular. Daha sonra aile hekimleri sorunlarla baş başa bırakıldı. Kurumu bir işletme mantığı ile yönettirilmesi istendi. Burada görev alan arkadaşlar da orayı bir işletmeci gibi yönetmeye başladı. Orada bulunan diğer sağlık personelleri ise onun bir çeşit çalışanı durumuna girdi. Aile hekimleri bugün bas bas bağırıyor. Verilen hakların hepsi geri alındı. Bütün sorunlar onların üzerine yüklendi. Sanal aile hekimliği diye bir kurum devreye sokuldu. Bu sistemle de aile hekimliğinin çevresi iyice daraltıldı” diye konuştu.

GERİ DURUMA DÜŞTÜLER

Sağlık ocaklarının bölgesel bir özellik taşırken, aile hekimliği sisteminin nüfus yoğunluğuna göre şekillendiğini belirten Torun, “Aile hekimleri ile ilgili bir de yasa çıktı. Aile hekimleri memur olmasına rağmen bu yasayla memurlardan daha da geri duruma düştü. Yapılan sözleşmeler uzatılmadı. Bu sözleşme uzatmaları da sağlık müdürlüklerinin uhdesinde olan bir şey haline geldi. Bir de izin hakları yönünde çeşitli sıkıntılar yaşıyorlar. Herhangi biri 10 gün izine çıktığı zaman onun boşluğunu diğer aile hekimleri dolduruyor” ifadelerini kullandı.

TARAFLAR DİNLENMELİ

Torun, çözüm önerilerini ise şu şekilde sundu: “Bu sisteme tamamen yeni bir yapılandırma getirilmesi gerekir ve koruyucu hekimliğin en önemli yapı taşı olmalı. Nusret Hocamızın getirdiği yasa güncellenmeli ve çağın yapısına uydurulmalı. Aile hekimleri Türk Tabipler Birliği çerçevesinde örgütlenmeye devam edilmeli. Taraflar ortak bir şekilde dinlenip, yeniden ortak bir şekilde yasaları günün koşullarına uyarlamak gereklidir. Aile hekimleri bir bakımdan daha çağdaş daha bağımsız bir yapıya bürünmeli. Aile hekimlerinin eğitimi devam etmeli ve eğitimlerin önündeki engeller kaldırılmalı.”

ilkhabergazetesi

Exit mobile version