Getting your Trinity Audio player ready... |
Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan, TÜGVA etkinliğinde konuştu.
Türkiye’nin önünde iki yol bulunduğunu, bunlardan birinin Batı’ya özenmek diğerinin de kendi kimliğine sahip çıkarak çağı yakalamak olduğunu söyleyen Erdoğan, şöyle devam etti:
“Yani inancımız, dinimiz, kültürümüz, kimliğimiz, bunların hepsini kaybetmek kaydıyla Batı’nın bir payandası, bir parçası, bir benzeri olmak ve yönlendirmelerine açık olmak… Ne derse onu yapacaksın. ‘İşte şurayla ticaret yapabilirsin, şunu üretemezsin, bunu sen yapamazsın, şuraya asker gönderirsin, buraya gönderemezsin.’ Yani bir yol tamamen bu. Bu özgürlük müdür? Bu bağımsızlık mıdır? Gençler… Bu özgürlük de değildir bağımsızlık da değildir. Özgürlük demek, bağımsızlık demek, 85 milyon nüfusunuz varsa, dünyanın böyle kritik bir konumu size aitse, bu topraklara tutunmayı gerektiriyorsa, özgürlük demek, bağımsızlık demek ancak önümüzdeki ikinci yolla mümkün olur. Bu ikinci yol nedir? Kendi kimliğimizi, kendi inancımızı, kendi kültürümüzü kuşanarak kendi kararlarımızı vereceğimiz bir geleceği inşa etmek.”
Türkiye’de bir dönem inançlı insanlara “gerici, yobaz” denildiğini ileri süren Bilal Erdoğan, namaz kılan, camiye giden, Kur’an okuyan insanların bilim, teknolojiden ve fenden haberi olmayan gerici olduğunun dile getirildiğini ancak şimdi bunun böyle olmadığının anlaşıldığını iddia etti.
Erdoğan, artık Türkiye’de bunların konuşulamadığını söyleyerek şöyle konuştu:
“Dindar, muhafazakar, camiye girip çıkan, Kur’an okuyan insanların, Türkiye’nin teknolojik gelişimine ne denli katkılar sağladığı herkes tarafından görüldü. Bu ne demektir arkadaşlar? Gelin hep birlikte geleceğimizi gençler, kendi kimliğimizle inşa edelim. Hem kendi inancımızı, kültürümüzü daha sağlam, sıkı sıkı tutalım, koruyalım hem de dünyanın 21. yüzyılına damgasını vuracak işleri milletçe yapalım. Bakın şu 20 yılda nerelerden nerelere gelebildik. Neleri yapabilir hale geldik. Uluslararası ilişkilerde, ticarette, siyasi ağırlık olarak Türkiye dünyada nasıl bir yere geldi? Şimdi biz bundan sonra 20 yılda, 40 yılda neleri yapabileceğimizi daha iyi görebiliyoruz. Gençler inanın gerçekten ‘daha bir şey görmediniz’ derler ya, daha bir şey görmedik. Türkiye olarak. 21. yüzyılda gerçekten damgamızı vuracağız arkadaşlar. Ama üstümüze düşeni yapacağız, çalışacağız.”
YURTGAZETESİ