Getting your Trinity Audio player ready... |
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, altı muhalefet partisi liderinin Ankara Ahlatlıbel’de gerçekleştirdiği tarihi zirvenin ardından KRT TV gazeteci Savaş Kerimoğlu’nun konuğu oldu.
Bahçeli’nin, “Masa kare ya da dikdörtgen olsa dört ayağı olur. Ama bu yuvarlak masa, ayağı da bir tane, gizli ayak” sözlerine yanıt veren Kılıçdaroğlu, “Masanın dört ayağı değil de on dört ayağı olsa ne fark eder?” diyerek tepki gösterdi.
Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından satır başları şöyle:
“Her partinin farklı fikirleri, her liderin farklı görüşleri muhakkak vardır ama demokrasi adına ortak noktada buluşabiliyoruz. Bu masa umut masasıdır. Aslında belki bugün bu sıcak ortamda Ahlatlıbel’deki zirvenin önemi anlaşılamayabilir, ancak tarih bunu yazacaktır.
BAHÇELİ’NİN SÖZLERİNE YANIT
Allah aşkına bunlar eleştiri mi? Ne söyleyeceklerini bilmiyorlar. Eleştirecekler ama ne diyecekler? Masanın dört ayağı değil de on dört ayağı olsa ne fark eder? Masa doğru mu, doğru. Masanın etrafında insanlar var mı, var. Ortak talepleri ne, demokrasi. Ortak talepleri ne, bu ülkede çocukların yatağa aç girmemesi. Ortak talepleri ne, adalet; adil bir düzen. Hep beraber bunları istiyoruz. Bunları eleştiremiyorlar, bunlara “Yanlıştır” diyemiyorlar. Bu taleplere “Biz kulak tıkadık” diyemiyorlar.
6 muhalefet partisi liderini hedef alan Bahçeli, “Masa kare ya da dikdörtgen olsa dört ayağı olur. Ama bu yuvarlak masa, ayağı da bir tane, gizli ayak, HDP” diyerek bir çizim göstermişti.
OLAY ERDOĞAN OLAYI DEĞİL
Türkiye’ye yeni bir yol haritası çiziyoruz. Yargı tamamen bağımsız olacak. Erdoğan’ın avukatları yargının üzerine adeta çullanmışlar. Yargı bağımsız olacak, yürütme organı gerçek anlamda bağımsız olacak.
Olay Erdoğan olayı değil, olay Türkiye olayı. Biz Türkiye’yi içinde bulunduğu çıkmazın içinden çıkarmayı istiyoruz. Erdoğan bir kişi, bugün var yarın yok; ama Türkiye Cumhuriyeti devleti bakidir. Biz Türkiye Cumhuriyeti devletinin güçlenmesini, bölgesinde güçlenmesini, dünyada güçlenmesini, üretim zincirlerini büyütmesini, katma değeri yüksek ürün üretmesini, bütün bunları demokrasi içinde yapmasını, düşünce özgürlüğünün olmasını, din ve vicdan özgürlüğünün olmasını, adaletin olmasını, yargının bağımsız olmasını, medyanın özgür olmasını, insanların haksız yere hapishanelerde tutulmamasını; biz bunları istiyoruz. Ama Cumhur İttifakı’nın bunlardan haberi yok çünkü onlar bunların hiçbirisini yapmıyor.
AKP SEÇMENİNE SESLENDİ
Partili cumhurbaşkanı olmaz, cumhurbaşkanının tarafsız olması lazım. Yemin ederken ne diyor, “Tarafsız olacağıma dair namusum ve şerefim üzerine and içerim”. Namus ve şeref kavramı önemli mi, önemli. Bu topraklar için önemli mi, önemli. İnsan ve kainat için önemli midir namus ve şeref, önemlidir. Nasıl olur da siz namusunuz ve şerefiniz üzerine yemin edeceksiniz, sonra tarafsız olmayacaksınız.
AK Parti’ye oy veren kardeşlerime seslenmek isterim. Namus ve şeref kavramının sizin için ne kadar önemli olduğunu biliyorum. O zaman siz tarafsız davranmayan, objektif davranmayan, garibanın hakkını hukukunu korumayan, alın terinin değerini korumayan insanı cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturtmayacaksınız. Oturtursanız, sizin de sorumluluğunuz var. Oturtursanız sizin de vicdanınız kanar. Vicdanınızın sesini dinleyerek sandığa gidin.”
28 ŞUBAT AÇIKLAMASI
Kılıçdaroğlu, 28 Şubat sürecinde kendisi hakkında rapor düzenlendiğini ve fişlendiğini söyleyerek dava açtığını belirtti. Kılıçdaroğlu, “Karşımda Erdoğan’ın avukatları vardı” dedi.
Kılıçdaroğlu, güçlendirilmiş parlamenter sistem mutabakatının 28 Şubat’ta açıklanacak olmasına ilişkin “Bu ülkede 28 Şubat mağdurları var, bunun için helalleşme diyoruz” ifadelerini kullandı.
“İntikam duygusuyla devlet yönetilmez, bilgiyle birikimle yönetilir. Akıl akıldan üstündür. Beni eleştiren insanın hangi gerekçeyle eleştirdiğini bilmem lazım. Medya özgürlüğü de oradan kaynaklanıyor. Medya haberi yapar ve yanlışımızı görürüz. Haber yanlışsa tekzip göndeririz. Ama siz doğru haber yazanı cezalandırıyorsunuz.
İnsanları düşünceleri, inançları, kimlikleri, yaşam tarzları dolayısıyla suçlayamazsınız. Eğer suçlarsanız o ülkede demokrasi yoktur. Bir insanın kimliği şerefidir.
Kavga Türkiye’yi nereye getirdi? Yönetilmeyen bir Türkiye gerçeği var. Yönetilmesi için akıl, istişare olması lazım. Birisinin ‘şurada bir eksiklik var, yanlışlık var’ demesi lazım. Bunu diyecek bir makam yok şu anda.
“HELALLEŞME” ÇAĞRISI
“Helalleşme” çağrısına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Kılıçdaroğlu, şu ifadeleri kullandı:
Herkesin görüşü farklı olabilir, biz buna saygı göstereceğiz. Herkesin kimliği farklı olabilir. Bunlar bizim kavga sebebimiz değil, zenginliğimiz. Biz zenginliğimizi kavga nedeni yapıyoruz, siyaset yapıyoruz. Buradan da Türkiye’yi arındıracağız.
“YOKSULLUK KADER DEĞİLDİR”
İnsan onuru denen bir kavram var. İnsan onurunu koruyacaksınız. Yoksulluk kader değildir. Bir ülkede bir insan fakirse, onun sorumlusu devleti yönetenlerdir. Çocuklar yatağa aç giriyorsa, çocuğun kabahati kusuru yoktur. Dolayısıyla biz bu tabloya da son vermek istiyoruz.
“Aile Destekleri Sigortasını” getireceğiz. Cumhuriyet Halk Partisi olarak bunun sözünü verdik. Geliri asgari ücretin altında olan veya hiç geliri olmayan her aileye asgari gelir güvencesi verilecek. Bankaya yatacak, kadının banka hesabına yatacak; kadın gidecek memur gibi, işçi gibi, emekli gibi hakkını alacak, çoluk çocuğun rızkını sağlayacak.”