Advert
  1. Haberler
  2. Gündem
  3. ‘Hayata Dönüş Operasyonu’ndan yaralı kurtulan Birsen Kars yaşamını yitirdi

‘Hayata Dönüş Operasyonu’ndan yaralı kurtulan Birsen Kars yaşamını yitirdi

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Getting your Trinity Audio player ready...

Halkın Sesi TV’den yapılan açıklamaya göre yıllardır Almanya’nın Stuttgart kentinde kanser tedavisi gören Birsen Kars bugün yaşamını yitirdi. Birsen Kars, 19-22 Aralık Hapishaneler Katliamı’nda “diri diri yaktılar” sözleriyle hafızalara kazınmıştı.

1992 yılında İstanbul Üniversitesi Endüstri Mühendisliği öğrencisiyken bir eylem sırasında gözaltına alınan Kars, “yasadışı örgüte üye olmak” ve eylemleri nedeniyle 15 yıl hapis cezasına çarptırıldı. 19 Aralık Katliamı’nda “Biz altı kadındık diri diri yaktılar bizi “diyerek ambulansa bindirilen ve o katliamdan ağır yaralı olarak Kurtulan Kars, uğradığı kimyasal silahlardan ve ağır işkenceden dolayı kansere yakalandı. O dönem 29 yaşında olan Kars’ın başının büyük bölümü, elleri ve sırtı ağır şekilde yanmıştı

‘HAYATA DÖNÜŞ OPERASYONU’ NEDİR, NELER OLDU?

19-22 Aralık 2000 tarihinde ülke genelindeki 20 ayrı cezaevinde düzenlenen “Hayata Dönüş Operasyonu”nda tam 32 kişi yaşamını yitirmişti. 10 bin asker ve polisle gerçekleştirilen ve “Hayata Dönüş” adı altında yapılan katliamın sorumlularından biri bile aradan geçen 20 yıla rağmen yargılanıp hesap vermedi.

Hapishanelerde koğuş sistemi yerine F Tipi cezaevleri ile getirilmek istenen tecrit uygulamasına karşı mahkumlar süresiz açlık grevine başlamıştı. Tutuklu ve hükümlüler, tecridin kaldırılması talebiyle 20 Ekim 2000 günü başladıkları açlık grevinin 45. gününde ölüm orucu kararı aldılar.

Direnişin 40. gününde TTB, TMMOB, İnsan Hakları Derneği gibi kurumlar ortak bir deklerasyon ile DSP-ANAP-MHP koalisyonundan sorunun çözümüne yönelik adımlar atmasını talep ettiler. Dönemin Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk ile yapılan görüşmeler sonucu müzakere süreci başladı. Operasyondan 10 gün önce, 9 Aralık’ta Hikmet Sami Türk, müzakere sürecinin devam ettiğini, tam bir sonuca varılmadan kesinlikle bir girişimde bulunmayacaklarını ve ölüm oruçlarını sona erdirmek amacıyla F Tipi ceza ve tutukevlerine nakillerin ertelendiğini açıkladı.

ÖNCE YAYIN YASAĞI SONRA KATLİAM

Artık çözüm için bir umut olduğu düşünülürken, 13 Aralık’ta RTÜK cezaevleri ile ilgili yayın yasağı getirdi. 17 Aralık’ta DGM, F tipi cezaevlerini eleştirmenin örgüt üyeliği anlamına geleceği kararına imza attı. Açıklamadan sadece 10 gün sonra, 19 Aralık günü ise 20 cezaevine 10 bin güvenlik kuvvetiyle büyük bir saldırı başlatıldı. Operasyon basına “Hayata Dönüş” olarak duyuruldu ama aradan yıllar geçtikten sonra operasyonunun adının “Tufan” olduğu ortaya çıktı.

Operasyon kararının altında dönemin Başbakanı Bülent Ecevit, Başbakan Yardımcıları Mesut Yılmaz ve Devlet Bahçeli’nin imzası vardı. O hükümette yer alan ve şimdi AKP’de önemli görevler üstlenen birçok isim de bu kararın arkasındaydı.

Operasyon ekranlardan milyonlara canlı olarak izletildi. Kanlı saldırıda tam 30 mahkum ve 2 asker hayatını kaybetti. 3 gün süren operasyonlarda 237 mahkum yaralandı veya sakat kaldı. Askerlerin mahkumlar tarafından öldürüldüğü iddia edilse de bunun gerçek dışı olduğu, askerlerin üzerinden yine asker kurşunları çıkınca anlaşıldı. Devlet kendi “güvenliği” altında bulundurduğu mahkumları kendi elleriyle hazırladığı kanlı bir operasyon içine sürükledi.

Dışarıda, operasyonu protesto etmek için yapılan gösterilerde 2 bin 145 kişi gözaltına alınırken bunlardan 58’i tutuklandı.

SONUÇSUZ DAVALAR

Katliam sonrasında açılmak istenen davalar sürekli engellendi. 2010 yılında açılan davada, operasyonu gerçekleştiren Jandarma Özel Asayiş Komutanlığı (JÖAK) birliğinin sayısı ve kimlik bilgileri istenmesine rağmen bilgi gönderilmedi, bilgi göndermeyenler hakkında herhangi bir işlem yapılmadı. Operasyon sırasında kullanılan kimyasalların niteliğinin araştırılması talepleri de sonuçsuz kaldı.

Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam eden dava kapsamında ifade veren emekli bir uzman çavuş, Bayrampaşa Cezaevi’ndeki operasyonda jandarmanın envanterinde bulunmayan değişik gaz bombaları kullanıldığını, kadın mahkûmların teslim olmak isteyip jandarmadan kapıyı açmalarını istemesine rağmen kapıların açılmadığını ve rütbeli jandarmaların yanmakta olan koğuşlara atılan battaniyelere su yerine benzin döktüklerini anlatmıştı.

Tüm bu yaşananların üzerine, operasyonlardan sağ kurtulan mahkumlara ‘kasten adam öldürme’, ‘cezaevi yönetimine karşı silahlı isyan’ gibi suçlardan çeşitli davalar açıldı.

F tipi cezaevlerinin mimarlarından olan ve ‘Hayata Dönüş Operasyonu’ sırasında Cezaevleri Genel Müdürlüğü görevinde bulunan Ali Suat Ertosun’a 2004 senesinde hükümet kararıyla ‘Devlet Üstün Hizmet Madalyası’ verildi. Ertosun, madalyasını dönemin Adalet Bakanı AKP’li Cemil Çiçek’in elinden aldı.

‘Hayata Dönüş Operasyonu’ndan yaralı kurtulan Birsen Kars yaşamını yitirdi
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Advert
Advert
Giriş Yap

Sol Medya ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin