|
Getting your Trinity Audio player ready...
|
SEDEF Kabaş’ın tutuklanması neresinden bakılırsa bakılsın bir hukuk skandalı…
İnsanlık ayıbı…
Ülkemizin bütün dünyada küçük düşürülmesidir.
SEDEF Kabaş’ın tutuklanması sahtekârlığın koruma altına alınıp meşrulaştırılarak “de facto” şekilde yasallaştırılmasıdır.
Onca hukukçumuz var.
Sedef Kabaş Cumhurbaşkanına hakaret suçlamasıyla yargı önüne çıkarılıp tutuklandığında neden hiç biri “Anayasa’ya göre Cumhurbaşkanı olmak için Üniversite diploması olması gerekir. Davacı tarafın herhangi üniversiteden alınmış gerçek bir diploması yoksa yasal bir cumhurbaşkanı değildir. Dolayısıyla. Ortada yasal bir cumhurbaşkanı olmadığına göre hakaret suçunun işlenmesi de mümkün değildir” demek yürekliliğini göstermez?
Neden hiçbir hukukçu ülkemizin değerli bir insanının, bir Atatürk kızının yasalara göre işlenmiş hiçbir suçu olmadığı halde evinden, yuvasından, yavrusundan işinden koparılıp zindana atılmışken suskunluğunu bozmaya cesaret edemez…
Neden hiçbir hukukçu “Gerçek bir suçlu ve suç unsuru varsa o da diploma sahtekârlığıdır. Sahtekârlık operasyonun içinde kimler varsa asıl suçlu ve suç unsuru budur Asıl suç Anayasanın çiğnenerek devletin sahtekârlık yolu ile en yüce makamın gasp edilmesidir” demek cesaretini göstermez?
Siz hukukçular hepiniz mesleğe başlarken “Hukuka, ahlaka, mesleğin onuruna ve kurallarına uygun davranacağıma namusum ve vicdanım üzerine ant içerim” diye yemin ettiniz.
Hukukun kurallarını mı unuttunuz yoksa?
Onca hukukçumuz var neden yeminlerinin gereğini yerine getirerek sahtekârlığın adalete, hak ve hukuka üstün gelmesine gözlerini yumup, kulaklarını tıkayarak boynu bükük kalmak yerine mesleklerinin onurunu korumak sorumluluğunu cesaretini gösteremezler.
Hiçbir siyasi otorite önünde cübbelerinizin düğmelerinin iliklenmeyeceğini unuttular mı yoksa?
Üniversitelerimizdeki anlı şanlı hukuk profesörleri siz yoksa makamınızı kaybetmek korkusu yüzünden mi suskunsunuz?
İsmet Paşayı bir kere daha anmamak mümkün mü?
“Bir ülkede namuslu insanlar, en az namussuzlar kadar cesur olmazsa, o ülke mutlaka batar.”