1. Haberler
  2. Bilim ve Teknoloji
  3. Dalgalardan Elektrik Üretmek

Dalgalardan Elektrik Üretmek

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Getting your Trinity Audio player ready...

Yıllardır Karadeniz dalgaları başta olmak üzere sahillerimizdeki dalgalardan yararlanmak gerektiğini yazıp
çiziyorum. Çünkü sürekli dalga varsa rüzgâr da vardır. Türkiye 8.000 km’den fazla sahil şeridine sahip olup,
Karadeniz dışındaki Akdeniz, Marmara, Ege ve tüm adalarımızın sahillerinde bu proje uygulanabilir/
uygulanmalıdır. Bir söz vardı; “Su akar Türk bakar” diye. Allaha şükür baka, baka sularımızı, göllerimizi
kuruttuk. Bari rüzgarımıza ve dalgalarımıza sahip çıkalım.

İç kesimlerde ise mevcut Yüksek gerilim hatlarıyla enerji taşımak yerine, özellikle köy- mezra- beldeilçelerden başlanarak, yerinde ve yenilenebilir enerji kaynaklarla hibrid sistemler ağırlıklı elektrik elde
edilmesi şeklinde bir ENERJİ POLİTİKASI belirlenme zorunluluğu vardır.

Fosil yakıtlar ağırlıklı Termik santraller (Doğalgaz, Kömür), HES- Hidro Elektrik Santral (Hükümet yenilenebilir
enerji olarak tanımlasa da değildir) ağırlıklı ithalata bağlı ve cari açığımızı artıran mevcut ENERJİ POLİTİKASI
sürdürülebilir değildir. Ülkemiz, birçok ülkeye göre jeopolitik ve iklimsel avantajları gereği pozitif yönde
ayrıştığı yenilenebilir kaynaklara sahiptir.

Doğalgaz temelli ısınma bile zamanla terkedilerek, yenilenebilir kaynaklarla RES (Rüzgâr Enerji Santralı)- GES
(Güneş Enerji Santralı)- JES (Jeotermal Enerji Santralı)- Boğazlardaki ters akıntıdan kaynaklı enerji türbini ile
elektrik elde edilmesi ve Biyogaz/ Biyokütle sistemleri kullanılarak irili ufaklı hibrit sistemlerle YERİNDE
ELEKTRİK ELDE EDEREK ISINMA SİSTEMLERİNE geçmek yeni enerji politikamızın hedefi olmalıdır diye
düşünüyorum. Mesele sadece benim düşünmem değil, siyasi karar vericilerin de buna ikna olmasıdır.

Tepelere yerleştirilen rüzgâr türbinlerine göre deniz üstü OFFSHORE türbinler, önünde engebe olmadığı için
daha temiz ve güçlü rüzgâr ile beslenir.

Bu proje aynı zamanda imzaladığımız Paris iklim anlaşması için üstlendiğimiz karbon seviyesinin düşürülmesi
yönündeki taahhütlerimizi de destekleyici mahiyettedir. Hatta imzalamadığımız/ vazgeçemediğimiz fosil yakıt
türü enerji elde etme konusundaki çekincelerimiz ve Dünyanın 2030 yılında sera salımını %50 azaltma
taahhüdüne yaklaşmak adına da kuvvetli bir irade koyduğumuzun göstergesi olacaktır.

Böylece karbon piyasasının rezerv olarak elindeki yaklaşık 4 trilyon $ kaynaktan projelerimizi hibe olarak
destekleyebiliriz. En son Glaskow’da yapılan COP26 toplantısından sonra ev ödevimizi çalışma sözü vermiştik.
Bu yazıyla anlatmak istediğim, tüm Dünya’da bilinen deniz üstü rüzgâr türbinlerinden farklı olarak,
sahillerimizin/ sahil yollarımızın deniz dalgalarından korunması, erozyonun önlenmesi açısından da büyük
önem taşıyan farklı bir modeldir.

Wikipedia konu hakkında şu bilgileri paylaşıyor; https://en.wikipedia.org/wiki/Offshore_wind_power

Açık deniz rüzgar enerjisi veya açık deniz rüzgar enerjisi , su kütlelerinde bulunan rüzgâr çiftliklerinin konuşlandırılmasıdır . [1] Karadakine kıyasla açık denizde daha yüksek rüzgâr hızları mevcuttur, bu nedenle açık deniz çiftliklerinin elektrik üretimi, kurulu kapasite miktarı başına daha yüksektir, [2] ve NIMBY muhalefeti tipik olarak daha zayıftır.

Denizcilik endüstrisinde “açık deniz” teriminin tipik kullanımının aksine, açık deniz rüzgâr enerjisi , göller, fiyortlar ve korunaklı kıyı alanları gibi kıyı su alanlarını ve ayrıca daha derin su alanlarını içerir. Çoğu açık deniz rüzgâr çiftliği, nispeten sığ suda sabit temelli rüzgâr türbinleri kullanır. 2020 itibariyle, daha derin sular için yüzer rüzgâr türbinleri geliştirme ve devreye almanın ilk aşamasındaydı.

2020 itibariyle, dünya çapındaki toplam açık deniz rüzgâr enerjisi kapasitesi 35,3 gigawatt (GW) idi. [3] Birleşik Krallık (%29), Çin (%28) ve Almanya (%22), küresel kurulu kapasitenin %75’inden fazlasını oluşturmaktadır. Birleşik Krallık’taki 1.2 GW Hornsea Project One , dünyanın en büyük açık deniz rüzgâr çiftliğiydi. [4] Planlama aşamasındaki diğer projeler arasında Birleşik Krallık’ta 4,8 GW ile Dogger Bank ve Tayvan’da 2,4 GW ile Greater Changhua bulunmaktadır. [5]

Denizcilik endüstrisinde “açık deniz” teriminin tipik kullanımının aksine, açık deniz rüzgâr enerjisi , göller,
fiyortlar ve korunaklı kıyı alanları gibi kıyı su alanlarını ve ayrıca daha derin su alanlarını içerir. Çoğu açık
deniz rüzgâr çiftliği, nispeten sığ suda sabit temelli rüzgâr türbinleri kullanır. 2020 itibariyle, daha derin
sular için yüzer rüzgâr türbinleri geliştirme ve devreye almanın ilk aşamasındaydı.

2020 itibariyle, dünya çapındaki toplam açık deniz rüzgâr enerjisi kapasitesi 35,3 gigawatt (GW)
idi. [3] Birleşik Krallık (%29), Çin (%28) ve Almanya (%22), küresel kurulu kapasitenin %75’inden fazlasını
oluşturmaktadır. Birleşik Krallık’taki 1.2 GW Hornsea Project One , dünyanın en büyük açık deniz rüzgâr
çiftliğiydi. [4] Planlama aşamasındaki diğer projeler arasında Birleşik Krallık’ta 4,8 GW ile Dogger Bank
ve Tayvan’da 2,4 GW ile Greater Changhua bulunmaktadır. [5]

Açık denizin maliyeti tarihsel olarak karadakinden daha yüksek olmuştur, [6] ancak maliyetler 2019’da 78
$/MWh’ye düşmüştür. [7] Avrupa’da deniz üstü rüzgâr enerjisi, 2017’de geleneksel güç kaynaklarıyla fiyat
açısından rekabetçi hale geldi. [8] Açık deniz rüzgârı nesil, 2010’larda yılda yüzde 30’un üzerinde
büyüdü. 2020 itibariyle, açık deniz rüzgâr enerjisi, toplam dünya elektrik üretiminin yüzde 1’inden daha
az kalmasına rağmen, kuzey Avrupa elektrik üretiminin önemli bir parçası haline geldi.
Karadeniz için önemi çok daha büyük.

Yanlış siyasi kararlarla Ordu- Giresun karayolundan ders alınmamış gibi bugünlerde Zonguldak Kilimli sahil
yolu projesinin bir türlü açılamaması örnektir. Bu hataların çözümü için tek çare önerdiğim projedir.
2007 yılında Bayındırlık bakanı olan sayın Cevdet YILMAZ’a bu projemi telefonla anlatmış, Bimer üzerinden
de paylaşmıştım. (O zamanlar vatandaş bakanlara kolay ulaşıyordu.)

 

Projemizin temel varsayımları.
  1. Türkiye’nin ihtiyacı olan elektriğin üçte biri, sahil beldelerinin %100 ihtiyacı elde edilebilir.
  2. Karadeniz sahil yolu dalgalardan kurtulur. Tek yapılması gereken rüzgâr türbinlerini 3-5’li gruplar halinde dalgakıranlar üzerine yerleştirmek. Bu sabit türbinler haricinde daha açıklara yüzen tip offshore türbinler de yerleştirilebilir.
  3. Kıyıdan 1000-1500 m uzağa şaşırtmacalı olarak kurulacak/ deniz doldurularak oluşturulacak dalgakıranlar ve üstündeki türbinler ile sahil arasında yapay göller oluşur.
  4. Bu yapay göller balıkçı barınakları, yat marinaları, deniz spor alanları ve plajlar olarak değerlendirilir.
  5. Yılın 11 ayı dalga olan Karadeniz’de aynı zamanda dalgakıranlar arasına dalgadan elektrik elde etme sistemleri de yerleştirilebilir. Yatırımın geri dönüşü 5 yılın da altına iner.
  6. Tüm sahil şeridindeki yerleşim yerleri ve sanayi kuruluşlarının sürekli- kesintisiz elektrik ihtiyacı karşılanır. Sadece sürekliliği sağlamak ve regüler bir enerji verimi elde edebilmek için depolama kapasitesinin de uygun hale getirilmesi gerekir. Örnekler vardır. https://www.ge.com/renewableenergy/hybrid
  7. Bırakın elektrik ihtiyacını karşılamayı, fazlasını komşu ülkelere ihraç bile ederiz.
  8. Tüm sahil şeridindeki yollar, yerleşim yerleri, turistik tesisler yeşil alanlar- parklar deniz dalgalarının taşmasından etkilenmez. Herkes sahil yolu açılışlarını zamanında yapabilir..!!

Bu konuda Dünya’dan bazı örnekleri ve haberleri aşağıdaki linklerde veriyorum.

https://www.energy.gov/eere/wind/articles/top-10-things-you-didnt-know-about-offshore-wind-energy

https://www.ge.com/renewableenergy/wind-energy/offshore-wind

https://twd.nl/markets/offshore-wind/?utm_source=google&utm_medium=cpc&utm_campaign=alwayson_awareness_offshorewind&utm_content=text&utm_term=ad&gclid=EAIaIQobChMIoN_N5bi99QIVAp7VCh2XrANXEAAYAyAAEgLqAPD_BwE

Yenilenebilir enerji geleceğin yatırımı olacak.

https://www.borsagundem.com/haber/blackrock-ceosu-acikladi-yenilenebilir-enerji-gelecegin-sektoru-olacak/1635588

ÖNEMLİ!!

Mevcut merkezi sistem ve yüksek gerilim hatlarıyla elektrik dağıtımı ENERJİ POLİTİKASI baştan sona yanlıştır.
Yeterli olgunluğa erişmeden ve piyasa/ rekabet şartları oluşmadan elektrik üretim ve dağıtımı ile doğalgaz
ithalatı ve dağıtımının serbestleştirilmesi, gelişmiş ülkeler dahil devlet şirketlerinin piyasalardaki hakimiyeti
korunurken, Türkiye’de devlet şirketlerinin rolü ve etkinliğinin azaltılması kabul edilemez. Bunlar stratejik
konular olup, devlet stratejik konularda en önemli rolü oynamak ve piyasaya hakim olmak zorundadır.
Yeni ENERJİ POLİTİKASI belirlemek, mevcut bozuk sistemi düzeltmek mümkün olsa da yetersiz bilgi ve
araştırma eksikliği vardır. Ben sade bir vatandaş olarak Doğalgaz dağıtım şirketlerini yazdım. Birileri de
Elektrik dağıtım şirketlerini yazmalı. Hatta Telekom ve internet hizmetlerini de. Üniversiteler bu yüzden
vardır. Ancak yazı yazmak ve fikirlerini paylaşmaktan korkan bilim adamlarıyla bir yere gidemeyiz.

Politika belirleyiciler bu ve benzeri kaynaklar/ araştırmalar olmadan, iyi niyetli de olsalar doğru ve alternatif
politikalar üretemez. İktidara geldiklerinde yeterli hazırlıkları yoksa, komisyon kurup sonucunu bekleyinceye
kadar 2-3 yıl boşa geçer.

İşte bu düşüncelerle vatandaş olarak bazı proje örnekleri/ fikirler vermiş olsam da, siyasetçilerin görevi bu ve
benzeri fikir/ projeleri anlatmak değil, yerli ve milli hassasiyetlerimizi göz önünde tutarak, politikalar üretmek
ve kafası karışık vatandaşlara güven verecek şekilde bu fikirleri detaylı politikalara dönüştürmek olmalıdır.
Sevgiler ve saygılar sunuyorum.
Ahmet Baybars GÖĞE

Dalgalardan Elektrik Üretmek
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Advert
Advert
Giriş Yap

Sol Medya ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin