Getting your Trinity Audio player ready... |
Türkiye Denizcilik İşletmeleri Anonim Şirketi ve Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demir Yolları İşletmesi Genel Müdürlüğü’ne ait bazı limanların, işletme haklarının verilmesi veya devredilmesi için imzalanan sözleşme sürelerinin 49 yıla uzatılması TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildi. Kararın Resmi Gazete’de yayınlanmasının ardından Halkın Kurtuluş Partisi (HKP) avukatları harekete geçti.
ERDOĞAN VE MİLLETVEKİLLERİNE SUÇ DUYURUSU
HKP avukatları, AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Kanun Teklifinde imzası olan Milletvekillerinin ve Mecliste yapılan oylamada Kanun Teklifine evet oyu veren Milletvekillerinin “Anayasa’nın 43’üncü maddesine aykırı” davrandıklarını belirterek, “Görevi Kötüye Kullanma”, “Nitelikli Dolandırıcılık” suçlarını işlediklerini belirterek Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundular.
HKP avukatları tarafından Başsavcılığa verilen suç duyurusu dilekçesinde, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve milletvekilleri hakkında soruşturma yürütülerek kamu davası açılması talep edildi.
“ANAYASA HÜKMÜ ÇİĞNENDİ”
Suç duyurusuna ilişkin HKP MYK Üyesi Adnan Okur açıklama yaptı. Okur, Limanların AKP iktidarı tarafından yerli-yabancı şirketlere, parababalarına peşkeş çekildiğini iddia etti.
Anayasa’daki “Kıyılar, Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Deniz, göl ve akarsu kıyılarıyla, deniz ve göllerin kıyılarını çevreleyen sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir” maddesini hatırlatan Okur, “Anayasa hükmü çiğnendi. Artık kıyılarımızda, sahil şeritlerimizde, Katarlıların, dünyada devletten en fazla ihale alan ilk 10 şirket arasında yer alan beşli çetenin yararı gözetiliyor” diye konuştu.
ATATÜRK’ÜN SÖZÜNÜ HATIRLATTI
Mustafa Kemal Atatürk’ün Gençliğe Hitabesindeki, “Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dâhilinde iktidara sahip olanlar, gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri, şahsi menfaatlerini müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler” sözünü hatırlatan Okur, “Mustafa Kemal önderliğinde Kuvayimilliyeci atalarımız işte bu gaflet, dalalet ve hıyanete karşı Kurtuluş Savaşı verdiler. Ve Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran bu yiğitler, yurtseverler, ‘bağımsızlık savaşıyla yeniden vatan yaptıkları bu toprakların dağına, taşına, ormanına büyük bir kıskançlıkla sahip çık’tılar, ‘Osmanlı’nın yabancı şirketlere tanıdığı ayrıcalıklara son ver’diler; ‘demiryollarını, limanları, madenleri, ormanları her şeyi millileştir’diler” ifadelerine yer verdi.
Okur açıklamasının devamında şunları söyledi:
“AKP’giller; Laik Cumhuriyetin kuruluşuna hâkim olan kamulaştırma, millileştirme anlayışını tümden ortadan kaldırarak, Kamunun kullanımında olması gereken Limanlarımızı 49 yıllığına yerli-yabancı şirketlerin kullanımına sundular. Yiğitlikler, Doğruluklar, Dürüstlükler Hareketi, Türkiye’nin en eski İdeoloji Partisi Halkın Kurtuluş Partisi olarak; Her biri Laik Cumhuriyetin kazanımı olan, Her biri Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Mustafa Kemal ve arkadaşlarının mirası olan, Onların özverisi, mücadelesiyle kamuya mal edilen ulusal değerlerimize sahip çıkıyoruz. Bu ulusal değerlerimizi koruma, gelecek kuşaklara kamu malı olarak aktarma mücadelesinin bir parçası olarak, AKP’giller’in bu suçunu da yargıya taşıyoruz.
Ülkenin ekonomisinin, geleceğinin ipotek altına alınması anlamına gelen bu kanunu hazırlayan, Meclisten el kaldırarak geçmesini sağlayan Milletvekilleri ve onaylayarak yasalaştıran AKP’giller’in Reisi hakkında, “Görevi Kötüye Kullanma” ve “Nitelikli dolandırıcılık” suçlarını işledikleri için bugün itibarıyla suç duyurusunda bulunduk. HKP’nin bu suç duyuruları; Kuvayimilliyeci Atalarımızın, Ninelerimizin onurları dışında her şeylerini feda ederek yeniden vatan yaptıkları bu toprakların, dağına, taşına, ormanına, limanlarına büyük bir kıskançlıkla sahip çıkma mücadelesidir. Şahsi menfaatlerini müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edenlerin, Halkımıza, Tarihimize, Vatanımıza karşı suçlarını kayıt altına aldırma, tarihe not düşme çabasıdır.”