Getting your Trinity Audio player ready... |
Hatay, Adana, Mersin, İstanbul, Batman, Ağrı, Niğde, Muğla, İzmir, Ordu, Kayseri, Mardin, Manisa, Antalya’dan gelen işçiler “Emeğimizi batan şirketlere, döviz kuruna ezdirmeyiz” demek için buluştu. Eyleme birçok ilden inşaat işçileri katılırken İstanbul’da Tanzim Market’te aylarca çalışıp hak edişlerini alamayan market işçileri de katıldı.
“Ülke zenginlerin değil işçilerin ülkesi”
Açıklamada konuşan Kayı İnşaat İşçisi Abdulsamet Kete şöyle konuştu:
Bizler Kayı İnşaat’ın mağdurlarıyız. Bizim tüm maaşımız içeride kaldı. Bu kadar uğraştık. Bize diyorlar ki sizin alacağınızı eski döviz kuruna göre vereceğiz. Bunu kabul etmiyoruz, böyle bir adalet yok.
Bugün Ankara’da toplandık. Adalet Bakanlığı’na sesleniyoruz: Ne yaparsanız yapın işçilerin haklarını verin. İşçileri bankalara, patronlara ezdirmeyin. Eğer adalet varsa işçilerin yanında olun.Bu işçiler bu ülkenin evlatlarıdır. Bu ülke Coşkunların ülkesi değil, bu ülke zenginlerin ülkesi değil; bu ülke hepimizin ülkesi, işçilerin ülkesi.
“Bu çocuk babasının parasının peşinde”
Kayı İnşaat işçisi Murat Toksöz şunları belirtti:
Güzel çocuğumuzun bu soğuk havada babasının üç yıldır alınamayan parasının peşinde koşmasından devlet yetkililerinin utanması lazım. Bu çocuğun şu an burada değil evinde sıcakta olması lazım.
Devlet bütün kanunları işveren göre çıkarmış, işçilere göre çıkarmamış. Ey bakanlıklar, ey yetkililer sizin bizi üç yıldır karda kışta uğraştırdığınız yetmiyor mu? Bir de çıkıp yarısını vereceğiz diyorsunuz. Böyle adaletsizlik olmaz. Biraz da işçilerin yanında olsanız ne olur?
Şimdi bize sizin paranızı eski kurdan verelim diyorlar. Öyle bir şey olur mu? Markete gidiyoruz kasaya gidene kadar zam geliyor. Siz bizim alacağımızı eski kurdan vermeye kalkıyorsunuz. Kardeşim böyle adalet olur mu? İğneden ipleye zam gelmişken bize böyle yaklaşılmaz. Bizi artık böyle süründürdükleri yeter. Alacaklarımızın güncel kurdan ödenmesini istiyoruz. Var mı böyle adalet?
“Oturduğun binayı biz olmasak kim yapacak?”
Kayı İnşaat İşçisi Muzaffer Korkmaz ise şöyle konuştu: Litvanya’da çalıştım, gittiğimiz günden itibaren bize hiçbir maaş ödemesi yapılmadı. İnşaat işçileri her zaman karda kışta rezil bir şekilde çalıştı. Bir inşaat işçisinin bir bayram tatilini resmi tatilini tatil olarak yaptığını görmedim. Bu kadar çalışan inşaat işçilerinin neden hakları yok. Var mı böyle adalet?
Bize diyorlar ki sizin hakkınız var ama size parayı eski kurdan vereceğiz. Biz dolara üzerinden çalıştık, kaldı ki benim o zamanki borcum bugün ikiye katlandı. Bizi yine yarım bırakıyorsunuz. Neden bu adalet işçilerin yanında değil.
Bu işçiler var ki siz Adalet binasında oturuyorsunuz, sıcak evlerinizde oturuyorsunuz. İnşaat işçileri olmasa kim yapacak o binaları? Biz üç yıldır paramızı alamadık, üç yıldır savaş veriyoruz. Var mı böyle adalet?
Niğde’den gelen Kayı İnşaat işçisi Enes Ateş ise “Mahkeme 2,5-3 sene sürdü. Mahkeme sonuçlandı şimdi de paramızı 3 yıl önceki kura göre vermeye çalışıyorlar. Bu binaları işçiler olmasa kimse yapamaz.” dedi.
“Faiz haram da işçinin hakkını yemek helal mi?”
Kayı İnşaat işçisi Mevlüt Çelik şöyle konuştu:
Bana bin dolar vereceksen dün de bin dolar bugün de bin dolar? Faiz haram diyorlar, doğru haram peki işçinin hakkını yemek helal mi? Sen bana 3 sene önce 1 lira verecektin, diyorsun ki 3 sene sonra sana yine 1 lira vericem. O zaman simit 1 liraydı, şimdi 3 lira. Alabilecek miyim simit? Alamayacağım!
Ben senden tazminat değil, aylığımı istiyorum. Çocuklarımın rızkını istiyorum, sen onu kesiyorsun. Senin oturduğun binayı biz yaptık. İşçiler o binayı yapmazsa sen orada oturamazsın.
Bir sürü haber kanalı var. Bu kanallar bizi niye göstermiyor? Gerçek haberse biz gerçek değil miyiz, hayal miyiz biz?
Hatay’dan gelen Kayı İnşaat işçisi Salih Dağlı, “Aylarca eylem yaptık, sürekli oyaladılar. Son olarak da buraya geldik. Artık paramızı versinler.” dedi.
Kayı İnşaat işçisi Atasoy Bilgin konuşmasında şunlara değindi:
Mücadelemizin birinci yılında alacaklarımızı almak için Ankara’dayız. Bizler yurt dışında çalışan inşaat işçileri çok zor koşullarda çalışıyoruz. Çocuklarımızın büyüdüğünü göremeden, karnelerini aldığı günlerde yanlarında olamadan çalıştık. Paramızı vermediler, mücadele ettik. Kazandık, şimdi de eski dövizden vereceğiz diyorlar. Bugün çocuğumuzun defterini, kalemini o günkü fiyattan alabiliyor muyuz?
Biz ne üzerinden anlaştıysak ondan verilsin. Dolar üzerinden almak istiyoruz. Kazanacağımızı biliyoruz.
Kayı İnşaat işçisi Hasan Açıkel bakanlıklara seslendi, “Hatay buraya hakkımızı almak için geldik. İşçiyiz haklıyız.” dedi.
Kayı İnşaat işçisi Ali Gürler, “Şirketimiz bizi açlığa mahkum etti. Çocuklarımızın yüzüne bakamaz olduk, bu mu adalet? 50 derece calıştık, gereken her şeyi yaptık ama hakkımızı alamıyoruz. Biz doğru düzgün işimizi yaptık, Coşkun Yılmaz da paramızı versin.” dedi.
Kazakistan’da iş kazası geçiren İnşaat-Sen üyesi Menderes Kış:
Ben Ağrı’dan geliyorum. Fettah Tamince’nin sahibi Sembol İnşaat’ta çalışırken sağlık güvencem olmadığı için tedavi olamadım. SGK’ya verdiğim dosya 2 yıldır sürüncemede bırakılıyor. Bu tür zulümlere sessiz kalmamalıyız, sessiz kaldıkça zulümler artıyor. İşverenler bilsinler ki biz asla boyun eğmeyeceğiz.
Siyasi liderler işçileri yanında görmek istiyor ama işçilerin yanında durmak istemiyor. Bu ne yaman çelişkidir?
Elindeki kepçeyle tüm inşaatçılara seslendi
İstanbul’dan Kayı işçilerine destek için gelen İnşaat-Sen üyesi Serdar Çarkçı:
İnşaat işçileri arkadaşlara sesleniyorum korkmayın, yurt içi yurt dışı hiç fark etmez birleşin. Biz birleşirken onlar korkacaklar. Biz olmazsak bu binaları kim yapacak?
Etrafta gördüğünüz tüm binaları inşa eden bizleriz. Ama bize zam verirken kaşıkla veriyorlar, bizlerden alırken de kepçeyle alıyorlar. Bize artık simit bile lüks oldu, biz simit bile yiyemeyecek duruma geldik. Bize sanatçılar simit alın diyorlar, bakanlar bir kilo domates alın diyorlar. Peki kendileri neden birkaç maaş alıyor? Biz alın teri dökerken onlar yaşıyor.
İnşaat-Sen Örgütlenme Koordinasyonu Üyesi Nurseli Gözüaçık şöyle konuştu:
Biz illerimizden kalkıp kışın ortasında buraya kadar geldik. Şimdi bizim önümüze ne getirdiler? Süremiz bu kadarmış daha fazla konuşamazmışız? Bu işçiler her yerde eylem yaptı, üç yıl oldu. Buraya kadar devlet gücünü kullanmadı. Devlet gücünü buraya gelince mi kullanıyor? Devlet şimdiye kadar neredeydi? Burada yarım saat konuşacağız diye görüşme yapıyoruz var mı böyle adalet?
İşçi gitse patron paramızı çaldı dese polis diyecek ki o aranızdaki özel borç ilişkisi biz karışamayız, bakanlıklar böyle dedi. Biz bu ilişkiyi kabul etmiyoruz. O yasaları yeniden yazacaklar. Patronlardan yana da değil, işçilerden yana yazacaklar.
Kayı inşaat işçileri aylarca çalıştılar, Coşkun Yılmaz o paraları cebine indirdi. Gitti Gaziantep Şehir Hastanesi’nden kendine hisse aldı. Biz bir yıldır her yere gittik. Bizler alacaklarımızı alacağız. Bize de şimdi diyorlar ki eski dolar kuruna göre vereceğiz ya da TL ile vereceğiz diyorlar. Kim TL ile borç yaptı? Borçları dolar ile. Alacaklarımızı güncel döviz kurundan verecekler. Burada şunun hesabındalar; bu Kayı İnşaat’ın bankalara, finans şirketlerine bir sürü borcu var. İşçiden kısıp onlara verecekler. Biz Coşkun Yılmaz’ın, finans şirketlerinin sermayelerine ortak mıydık?
Biz Kayı işçilerinin mücadelesini zafere ulaştırana kadar devam edeceğiz. Bu mücadele mutlaka zafere ulaşacak ve tüm işçilere cesaret olacak.
Bir araya geldiğimiz meydanlar da işçilerin birliği coşkunları yenecek dedik. İşçiler yani bu ülkenin bütün üretenleri onlar esas geleceği kuracak olanlar. Bu dünya ve bu ülke Ahmetlerin Mehmetlerin Ayşelerin Fatmaların Sinanların Sametlerin Sinanların Muzafferlerin ülkesi olacak.
Tanzim Market İşçilerinden Destek
Tanzim Market İşçisi Murat Sarıboğa: Markette 3 ay çalıştım. Patrondan paramızı almak istedik, bizi kovmaya çalıştı, tehdit etti. İstanbul’dan buraya kadar gelmişiz. Buradan Adalet Bakanlığı’na sesleniyorum: İşçilerin yanında olun,
Birleşik İşçi Zemini, Birleşik İşçi Kurultayı, Devrimci Hareket, Dostluk ve Kültür Derneği, Emekçi Hareket Partisi, Kırmızı Gazete ve Sosyalist Emekçiler Partisi de işçilere destek olmak için oradaydı.
NE OLMUŞTU?
Kayı İnşaat’a bağlı yurt dışındaki şantiye ve ofislerde çalışan 400’e yakın işçinin hakedişleri yıllardır ödenmedi. İşçileri Litvanya’daki, Cezayir’deki şantiyelerinde çalıştıran Kayı İnşaat şirketi, alacaklarının ödenmemesi için “iflas ettiklerini” gerekçe göstermişti.
Haklarını alamayan işçiler, 2021 Ocak ayında İnşaat-Sen öncülüğünde mücadelelerine başladılar. İnşaat-Sen Kayı İnşaat İşçileri Koordinasyonu koca bir yıl boyunca yağmur, çamur, kar, kış demeden hem İstanbul’da hem Ankara’da Bakanlıklar ve Kayı İnşaat patronu ofisi önünde açıklamalar yaptılar. Bu süreçte Kayı İnşaat işçilerine belli sözler verildi. İnşaat-Sen yetkililerinden ve işçilerden oluşan bir heyet iktidar ve muhalefet parti grup başkanvekilleriyle görüşmeler gerçekleştirdi.
Bir yandan meydanlarda mücadele eden işçiler aynı zamanda konkordato davasının da peşini bırakmadı. Kayı İnşaat’ın 15 Aralık’ta görülen son konkordato davasında şirketin konkordato süresi 6 ay daha uzatıldı.
İNŞAAT-SEN
Kayı İnşaat İşçileri Koordinasyonu