Getting your Trinity Audio player ready... |
Hayallerinin altında kalmak gibi bir duygu var seni değiştirip, dönüştüren ve artık eskisi gibi olamayacağını gösteren bir ayna var karşında bin bir suratla seninle alay eden.
Sen, inadına ısrarla, onlar gibi olmak istemiyorken, inatla değişmelisin diyen bir hayat var, uyum sağlamaya dilendiren
Güvenmek isterken, o bana asla kıyamaz dediğin insanların, sana nasıl acımasızca kıydıklarını görünce, tıpkı oyuncağı elinden alınmış bir çocuk gibi küsersin, en kuytu yerler de saklanır bir daha bulunmak istemezsin.
Güvenin yerle bir olduğunda, neden dersin? Nedeni bu kadar basitken, insanlar ulaştığının nankörü olmuşken, o kadar havada kalır ki bu soru, öylece gökyüzüne doğru havalanan bir balona bakar gibi kalırsın.
Ortaya yüreğini koyan insanların, ortak yazgısı galiba bu kaybedişler, bu yıkıntılar, bu hayal kırıklıkları…
Enkaza dönmüş hayatında tekrar kendini bulmak için ölümüne mücadele verirsin, tekrar kalkmak için ufak bir nedene bağlayacak sebeplere tutunmak istersin, bu bir bakış, sıcak bir söz, içten bir gülüş ama sen o kadar çok anlamlar yüklemek istersin ki yaşamak için, yaşama tutunmak için sana insanca gelen her şey de biraz olsun teselli bulmak istersin .
Öyle ya! Eğer sen varsan, sen kırıp dökmeden var olabiliyorsan, sen kendinden hariç bir başkasının acısında kanaya biliyorsan, benim gibi insanlar da var demenin hafifliğini hissetmek istiyorsun…
Kanadı kırık bir kuş gibi çırpınıp durursun, karanlığına sızan o ışıkla avunmak istersin, sonra; sonrası hep sorgu, sonrası hep keşke sonrası hep acı.
Kendine yetişmenin aslında her şeyden çok daha önemli olduğunu acı bir tecrübeyle anlarsın ama kendine yetişip sana seni küstüren her şeyden, herkesten uzaklaşarak gidersin.
Kendine yetişmenin, kendinle yüzleşmenin aslında yaşamının gerçek anlamı olduğunu fark ettiğinde artık kalbini yoran, sana değersiz hissettiren, çıkarı olduğunda kapını çalan herkesin gidiş biletini artık kendi ellerinle kesersin .
Bilirsin ki kendine gelmek için önce seni üzenlerden, yüreğine basa basa gidenlerden, duygularını hoyratça ezenlerden, iyi niyetini bozuk para gibi harcayanlardan gitmen gerekir.
Artık kendine yetişip, kendi ellerinde tutmanın zamanı geldiğini bilirsin ve bilmenin o acı veren ve o dağ gibi hissettiren duygusuyla hareket edersin.
Artık sen, sen değilsindir çünkü ruhun evrimleşmiş ve artık benliğin her şeyin üstündedir .