Getting your Trinity Audio player ready... |
YİĞİT MUHTAÇ OLMUŞ KURU SOĞANA!
Dr.Mustafa Torun
Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı,TTB Kurultay Delegesi
Aşık Mahzuni Şerif Ustamız ne güzel betimlemiş türküsünde;
Mevlam Gül Diyerek
İki Göz Vermiş
Bilmem Ağlasam Mı
Ağlamasam Mı
Dura Dura Bir Sel
Oldum Erenler
Bilmem Çağlasam Mı
Çağlamasam Mı
Yoksulun Sırtından
Doyan Doğana
Bunu Gören Yürek
Nasıl Dayana
YİĞİT MUHTAÇ OLMUŞ
KURU SOĞANA
Bilmem Söylesem Mi
Söylemesem Mi
*
Geçenlerde paramız eriyor mu?Buharlaşıyor mu? Diye televizyonların başından ayrılmayıp,cep telofonlarımızı elimizden düşürmez iken;Aniden TV alt yazısında Soma yakınlarında “Polyak Madencilikte” patlama olduğunu,onlarca madencinin yaralanıp hastanelere kaldırıldığını öğrendiğimde;Yine mi?Yine mi? Diye! Kendi kendime söylendim.Adeta kahroldum.Bir hekim olarak Soma’da hekimlik yapmış olmam dolayısıyla yakınen bildiğim,her seferinde iş kazası diye adlandırılan,aslında bile bile işci katliamı olan bu dramlarda çaresiz durumda olmak sizleri bilmem ama beni adeta bitiriyor.
*
Bilindiği gibi 20 Haziran 2012’de büyük umutlarla çıkarılan “6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenlik Yasası,”her yasada olduğu gibi başlangıçta hepimizi çok sevindirmişti.Her yeni çıkarılan yasa gibi zamanla uygulayıcıların insiyatifine bırakılmış,tüm geri bıraktırılmış ülkelerdekine eşdeğer olarak, ya maddeleri değiştirilmiş,yada uygulanmaz yapılarak adeta kadük hale getirilmiştir.Bu yasada da aynı durumu görüyoruz.Maalesef yasanın akıbetininin iyi olmadığını,Polyak gibi kurumlarda hiç uygulan(a)madığını emekçilerin kaderine terk edildiğini görüyoruz.Yazık ki ne yazık!Yaralananlar,ölenler yine sahipsiz işçiler oluyor.
*
Hastanemizde hastaları muayene için dolaşırken,Cerrahi servislerinde yatan hastaların Kınık’taki “POLYAK Madende” yanan işçiler olduğunu öğrendim.Bu yanan emekçileri muayene ederken inanın zorlandım.Ağlamaklı oldum.Bu yiğit madencilerin ve şu sıralarda halkımızın Mahzuni Şerif Ustamızın dediği gibi Kuru soğana muhtaç duruma geldiğini hissettim dersem yalan olmaz.Çaresizliğime yandım.Artık söz ve yazının yetersizliğini, birşeyler yapmak gerektiğini haykırmak istedim.İçimden şu sözler geçti;
Geçen gece büyük bir maden faciasının daha kıyısından döndük. Üzüldük…
Tüm madencilerimiz,aileleri büyük korku ve panik yaşamıs.
Hepimiz ürktük.Büküldük…
POLYAK çok sayıda işçimizin çalıştığı büyük bir şirketmiş.Bakakaldık.Bittik…
Bu ocakta metan gazı sorunu olduğu konusunda madencilerin tümü hemfikirmiş.Çekindik,korktuk...
Metan oranları zaman zaman yükseliyor ve çalışmaya ara veriliyormuş.Ezildik.İnledik...
Madencilerin korkuyla çalışmaya gittiklerini öğrendik.Mahvolduk…
Bu yaşanan dramda şirket; Göçüğün, ayak arkasındaki boşluğun ani oturmasıyla meydana gelen basınç nedeniyle meydana geldiğini söylemiş.İnandık.İnandırıldık...
Ancak ziyaret ettiğimiz işçilerimizin çoğunda ciddi ve tehlikeli yanıklar olmuş.Ölüp ölüp dirildik…
Onların anlattıklarına göre kaynak yaptıkları esnada bir parlama, alevlenme meydana gelmiş.Şaşırdık.Tükendik…
Hastanedeki çoğu işçimiz de yanık mevcutmuş.Hekimliğimizi unuttuk…
Madenciler bu alevlenmenin metan gazı nedeniyle olduğunu söylüyormuş.Kızdık.Kükredik…
Böyle risk barındıran ocaklarda iş sağlığı ve iş güvenliği kurallarına maksimum dikkat ve özeni göstermek gerekiyormuş.Çok anladık…
Artık hiç birimiz yeni bir Soma Faciası ile karşı karşıya kalmak istemiyormuşuz.İnanın söz birliği ettik…
O nedenle de maden ocaklarının denetimlerinin ödünsüz bir şekilde yapılması gerektiği bir kez daha ifade edilmek istenmiş.Adeta haykırıp,bağırdık…
✓BİLSEM SÖYLESEM Mİ
SÖYLEMESEM Mİ?
✓BİR AVUÇ KÖMÜR İÇİN BİR ÖMÜR VERENLERE SELAM OLSUN DOSTLARIM!
Sevgilerimle…