Getting your Trinity Audio player ready... |
Yaşamı bütün kamburuyla sırtlayan kadınlar tanıyorum evin de ana, evin de baba, evin de direk, evin de yemek kokusu…
Düşüncelerinde defalarca intihar etmiş olsalar da düşlerinde milyon kez düşmüş olsalar da çocuklarına bir lokma ekmek getirmek için dünyayı karşısına alacak Anneler tanıyorum.
Hayatın adil olmasını beklemiyorlar o kadar yenik umutları, ama umut etmekten vazgeçmeyecek kadar da güçlü silahları.
Bir evlat neyi değiştirmez? Bir evladın kokusu, renkli hayalleri ,geleceğe dair umutları…
Şu yaşadığımız zaman da kim kimin çığlığını duyabiliyor ki ?Herkes sağır, herkes dilsiz ve duymamak işimize geliyorken yaşamak ne kadarda kolay…
Onların duymadığımız çığlıkları oysa ne kadar acı, ne kadar gürültülü, ne kadar kimsesiz…
Tutunmak için yaşama, ceylanı pusuda bekleyen sırtlanların olduğunu unutuyorlar çoğu zaman… Oysa sırtlan bu, hiç bir acziyeti kaçırır mı? Bir köşede yorulmuş görmesin, hemen başlar atağa ve var gücüyle uğraşır avını hemen tuzağına düşürmeye…
Kasap et derdinde koyun can derdin de dedikleri tam da bu olsa gerek bu zamanda…
Yorgun argın makyajını temizlerken kimse bilmez daha neleri sildiğini, daha hangi umudunu rimel lekesiyle siyaha çevirdiğini… Çünkü yargılamak kolaydır, anlamak zor ve herkes en kolayını seçmiştir onu infaz ederken .
Ama…
İçten bir nasılsın demekten korkarlar, çünkü bilirler aç olduğunu, açıkta olduğunu, çünkü nasılsının cevabını onlardan çok daha iyi bilirler ve bilmek acı verir insanlara, vicdanları konuşur gece onlar kör sağır dilsiz olmak isteseler bile .
Ataerkil bir toplumda özellikle boşanmış, çocuklarına bakmak zorunda olan kadınlar hep bir hedef tahtasıdır, hele bir de güzelse vay haline, bir lokma ekmek için nasıl savaş verirler kurtlar sofrasında.
Yaşamı sırtında taşıyan kadınlar tanıyorum öyle yorgun ,öyle bitkin ama söz konusu evlâdı olunca dünyayı sırtlayacak kadar savaşçı, öyle güçlü.
Kimisi gücü parasında alır, kimisi gücü kocasında alır, kimisi babasından alır ama tanıdığım bu savaşcı, özel kadınlar gücü sadece evladının kokusundan gülüşünden alır.
Adını veremeyeceğim, yüreğime bastığım o özel kadını da bütün sevgimle karşılıyorum ve çalışmak zorunda kaldığı yer için, adamim diye geçinen ama zerre nasip almamış bütün sırtlanlar adına özür diliyorum.
Tek umudum, evlatları ile geçinmeye çalışan bu kadınların yolunun sırtlan ordusuna değmeden, adam gibi adamların da var olduğu bir yoldan geçmesi ve ayna karşısında rimellerini silerken umutlarını silmeden kendilerine gülümseyip, evlatlarının kokusundan ayrı düşme korkusu yaşamadan yaşama devam etmeleri.