Getting your Trinity Audio player ready... |
“Kapital sermaye var olduğu sürece, milli üretim olmayacaktır ve her işçi kapital sermayenin kölesi olacaktır! Asıl önemli mesele top yekun emperyalizme karşı ulus devletlerin millet anlayışında birleşip mücadele etmesidir.Ulus devletlerde ne zaman ki kapital sermayenin eserleri, projeleri olmadığında ulusun kendi gücüne dayalı devletler özgür ve Bağımsız olacaktır; ve “Kölelikten
Kurtulacaktır!”
Mevcut siyasi partiler ilk amacı iktidar olmak, kimsenin diktatörlüğe karşı mücadelede somut hedefi planları yoktur. Oysa geleceği belirleyen planlı organize olmuş hedeflerdir. Hedefi olmayanlar ilerleyemez!
Hedefimiz “Tam Bağımsız Türkiye Cumhuriyeti” kuruluş strukturunda Devlet olma yolunda yeniden birleşmek. Etnik ve mezhepsel virüslerden arınıp topyekûn emperyalizme karşı mücadele etmeliyiz…Milli üretim, Milli ekonomi ve Milli savunna “Milli Eğitimle” olur,; eğitimimiz milli değil ki… Bu nedenle beyinlere gayri milli tohumlar ekilmektedir. Atalar boşa dememiş “ne ekersen onu da biçersin!” diye
“Fulbright” tohumu ekilmiş beyinden milli eğitim beklenemez; bu beyinden milli düşünce çıkmaz.Çıksa çıksa teslimiyet çıkar. Nitekim çıktı da teslim oldular dışarıya. Dışa bağımlı oldular!
Gençlik milli eğitimden uzaklaştırıldı, çoğu yurtdışına gitme telaşında. Bürokrasi bir gün daha küresel efendilerine hizmet ederek günü kurtarna telaşında. Kamu idare sistemi memur tayfası mesai bitirme telaşında, halk perişan. Hiç bir şey normal değil ülkede. Liyakat , sadakat, vicdan, merhamet insanı erdemli kılan şeyler; bunlardan mahrum insanlarla yönetiyor ülke. Devleti yönetenlerin kendilerinde “Vatandaşlık” bilinci yok. “Vatan nedir?!” diye sormak lazım onlara; İşte bu nedenle küresel güçlerin oyuncağı olmuşlar. (!)
Biz Türk Millleti olarak; önce bizi yönetenlerden kurtulmamız gerekiyor, planlı programlı bir şekilde bu düzene dur demeliyiz! Önce gerçekten ne istediğimizi iyi bilmeliyiz. İktidar değiştirmek mi amacımız yoksa başka diktatörü seçmek mi buna karar vermeliyiz!
Yıllardır seçiyoruz neden durum aynı bu soruyu sormalıyız kendimize!;
Biz mi seçiyoruz yoksa önümüze sunulanları mı?!
Biz kimi seçiyoruz ne için ve kime göre neye göre?!
Şikeli SEÇSİS sistemi olduğu sürece kimse demokrasiden bahsedemez. Biz bu ülkeyi seçimle kazanmadık. Vatanın her karış toprağını yabancılara seçtikletimiz satıyor: ekonomi çöktü, bile isteye çökertildi!
Dolar 17,65 TL oldu; attan düşen birisi ” Biz bize yeteriz Türkiye” diyor, Avrupa bizi çok kıskanıyor!
***
Osmanlı dönemindeki gibi kurtuluş savaşı öncesi durum hakim. Borç batağında ülke, saray saltanatı hüküm sürüyor 2. Vahdettin halka karşı kör, sağır dilsiz her an kaçma telaşında!..
Memleketi borç batağına sürüklediker, bundan nasıl kurtulacağız?!
Bu durumda erken seçim olsa ne yazar; erken seçim bile çözüm değil. SEÇSİS’ le hangi demokrasi gelecek? Diktatör gölgesinde demokrasi gelebilir mi?
Gerçeği görmeliyiz !
Atalarımız ülkeyi seçimle kurtarnadı; kanla irfanla kuruldu Cumhuriyet ve bizlere emanet edildi. Emanete sahip çıkmalıyız
İşte o zaman kapital sermayenin besleyip büyüttüğü öncü tetikçi çetelerinden yani tüm terör örgütleri ile de mücadele edebiliriz.
Yani şerefli bir millet olup, kendi geleceğimizi karanlıktan kurtarabiliriz!”
Kurtuluşun parolası, yüce Başkomutan Gazi M.K.Atatürk’ün parolasıdır; Türk’ün özgürlükçü demokrasisi seçim değil, ” Ya İstiklal, Ya Ölümdür!”🇦🇿🇹🇷
Söz konusu vatansa gerisi teferruattır !
Fidan KORKMAZ
Türk Milletinin Özgür ve Bağımsız Bir Ferdi
20.12.2021