|
Getting your Trinity Audio player ready...
|
“Artık Yeni Şeyler Söylemek Lazım Cancağızım”
Mevlana
——
GİDEREK seçim atmosferine doğru ilerliyoruz. Şu yadsınamaz bir gerçek ki bu süreç Cumhuriyet tarihimizin en kritik dönemi olacak. Bırakalım abesle iştigalden başka bir şey olmayan umutsuz vaka AKP iktidarını ve onun ülkeyi batma noktasına getiren icraatını eleştirmeyi de hiç vakit kaybetmeden kurtulmak için ne yapmalıyız onu konuşalım artık… Ulusumuzun bu süreçten yüzünün akıyla ve başarıyla çıkması için en güçlü silahımız bütün insanlığa ışık tutan, insanlık var oldukça fani vücuduyla olmasa bile manevi varlığıyla hep yaşayacak olan…
O ne dediyse hepsi yüce ideallerin, doğrunun, iyinin, güzelin kendisi olan eşsiz önderimiz, Fidel Castro’nun dediği gibi “öldükten sonra da ülkesini yönetmeye devam eden tek önder” olan Atatürk ne dediyse ondan hiç sapmadan, ona uygun hareket etmek, onun sözünden dışarı çıkmamak olacaktır.
Öncelikle herkes, ama sağcısıyla, solcusuyla, dindarı ile dinsizi ile herkes çağın değerlerine kavuşmuş, özgür ve müreffeh bir Türkiye için, gelecek nesillerin güven içinde yaşması için yeni bir denemeye hacet bırakmayan Atatürk’ün şu uyarısına odaklanmalı ve çok iyi düşünmeli ki artık ulusun başına bir daha başka bela gelmesin…
“Vatandaşlar; Vatanınızda herhangi bir kişiyi, istediğinizi sevebilirsiniz. Kardeşiniz gibi, arkadaşınız gibi, babanız gibi, evlâdınız gibi, sevgiliniz gibi sevebilirsiniz. Fakat bu sevgi sizi, millî varlığınızı bütün sevgilerinize rağmen herhangi bir kişiye, herhangi bir sevdiğinize vermeye sebep olmamalıdır. Bunun tersine hareket kadar büyük hata olamaz”
Eşsiz önderimiz ulusun tercihinin hangi kriterlere göre yapılması gerekirliliğinin formülünü de şöyle göstermişti:
“insanlar daima yüksek, temiz ve kutsal amaçlara yürümelidirler. Bu hareket şeklidir ki insan olanın vicdanını, beynini ve bütün insanî kavramını tatmin eder. Bu şekilde yürüyenler, ne kadar büyük özveride bulunurlarsa, yükselirler ve bu hareket şekli kesinlikle açık olur. Çünkü alnı açık, beyni açık, kalp ve vicdanı açık insanlar tarafından yönetilen toplumlar, ancak bu anlamda hareketlerin izleyicisi olabilirler. Fikirlerini, duygularını ve girişimlerini gizli tutanlar, gizli yollar uygulamaya kalkışanlar, kesinlikle utanma ve sıkılmayı gerektiren, akıl ve mantığın dışında hareket edenler olabilirler. Bu gibi işlere girişenlerin sonu en geç, acıdır.”
Yeni dönemde ülkeyi yönetmeye talip olanlara ve yönetecek olanlara da Başöğretmenimiz ülke yönetmenin yolunu yordamını de “bugün yaşananlardan ders alın” der gibi şöyle öğretir:
“Gerçekten memlekete hizmet etmek isteyenlerin kalbi açık olmalıdır; açık söylemelidirler. Millet ile milleti yönetenler çok açık görüşmelidirler. Olan şeyler ve yapılacak şeyler olduğu gibi ifade olunmalıdır. Yoksa safsatalar ile milleti aldatmak, onu birbirine düşürmek demektir. İlkemiz, daima millete karşı gerçekleri ifade olmalıdır. Milleti aydınlatma, bu demektir. Millete gerçeği açıklayanlar, kendilerinin de aldanmadığına emin olmalıdır. Arkadaşlar, benim bütün yaşamımda izlediğim yol budur”
****
ÖNCE bunu konuşalım arkasından harabeye döndürülen ülkemizi onarıp, esenliğe nasıl kavuştururuz onu konuşuruz…