|
Getting your Trinity Audio player ready... |
CEM Vakfı Genel Başkanı İzzettin Doğan Meltem TV’de Gülgûn Feyman Budak’ın sunduğu ana haber bültenine konuk oldu.
Siyasi ve ekonomik gündem üzerine değerlendirmelerin yapıldığı programda Alevi toplumunun sorunları da konuşuldu.
Bültende merhum Prof. Dr. Haydar Baş ile yaptığı görüşmeyi de anlatan Doğan, “Haydar Baş çok sevdiğim, saydığım bir insandı. Fevkalade mütevazı bir insandı. Ziyaretime geldi. Bana, ‘Hocam sizi bekliyorum’ deseydi, gider ziyaret ederdim. Ama O öyle yapmadı, ‘Hocam ben sizi ziyarete gelmek istiyorum’ dedi büyük bir nezaketle. Ben de şeref duyacağımı söyledim. Geldiğinde de bana 12 İmamları dizayn eden özel bir tablo getirdi. O tablo şimdi benim salonumun en güzel tablosudur.” dedi.
“Bir üniversiteyi besleyecek düzeyde soylu düşüncelere sahip bir insandı”
Prof. Dr. Haydar Baş’ın büyük bir fikir adamı olduğunu belirten Doğan şöyle devam etti; “Ama hiçbir zaman ön plana çıkarılmadı. Neden? Çünkü köşeler tutulmuş durumda ve o köşelerin kaynağında da menfaatler yatıyor. Haydar Baş’ın menfaat gibi bir düşüncesi yoktu. O ışığı getirmeye çalışıyordu, aydınlığı getirmeye çalışıyordu. Yoksulluğu ortadan kaldırmaya çalışan soylu düşüncelere sahip olan bir insandı. Türkiye’nin düşünce hayatına, siyasi hayatına, yönetim biçimlerine ve sorunların çözümüne ilişkin getirmiş olduğu tedbirleri, Türkiye’de en azından bir akademide ders olarak okutulabilirdi. Bugün de o imkân mevcuttur. Bıraktığı eserler ilham kaynağı olabilecek, bir üniversiteyi besleyebilecek düzeyde görüşlerdir. O’nun görüşleri yeni ufuklar açıyor. Haydar Baş’ın bana göre en önemli yanı ve özelliği oydu. Hiç kimsenin düşünmediği şeye çözümler üretip rasyonel bir hale sokuyordu ve inanılabilir hale getiriyordu. Biz de noksan olan düşünce kıtlığıdır.”
“Hüseyin Bey’i de kutluyorum”
Prof. Dr. Haydar Baş’ın Hakka yürümesiyle boşalan Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanlığını üstlenen avukat Hüseyin Baş’ı da tebrik eden İzzettin Doğan şunları söyledi; “Türkiye’de kalifiye insan, kaliteli insan siyasete girmiyor. Hüseyin Bey de, ‘Ben bu deryanın içine niye gireyim’ diyebilirdi. Öyle yapmadı ve sorumluluğu yüklendi, ‘Ben bu fikir akımını devam ettireceğim’ dedi. Onun için Hüseyin Bey’i kutluyorum, başarılar diliyorum kendisine. O babanın oğlu olduğunu da göstermiş oldu.”
