|
Getting your Trinity Audio player ready...
|
Sinan Cemgil, Türkiye İşçi Partisi yöneticileri olan bir anne ve babanın ikinci çocuğudur.
Müthiş bir şekilde yetişmiş, hitabet gücü çok yüksek, yaşasaydı istediği makama ve mevkie kolaylıkla gelebilecek bir vizyona sahipti.
Deniz Gezmiş ve arkadaşlarıyla birlikte, Türk Halk Kurtuluş Ordusu’nu kurdular.
Tam bağımsız bir Türkiye için mücadele etmeye koyuldular.
Silahlı mücadeleyi esas alıyorlardı.
Deniz, Yusuf ve Hüseyin İnan idam cezası alınca, Sinan Cemgil, Alpaslan Özdoğan, Kadir Manga, Hacı Tonak ve iki arkadaşı ile birlikte, Denizler’in idamına engel olmak üzere, Adıyaman Kürecik üstünden ABD askerlerini kaçırmak üzere yola çıktılar.
Dağda bir çobana rastladılar.
Arkadaşları Sinan hoca, bu çobanı yanımıza alalım köye giderse ihbar edebilir dedilerse de, Sinan gariban bir çoban bir şey olmaz diyerek girmesine izin verdi.
O aşağılık çoban köye varır varmaz, köyün muhtarına gidip, eli silahlı bir kaç kişiyi şu dağda gördüm, hiç biri tanıdık gelmedi dedi.
Muhtar hemen telefona sarılarak jandarmaya haber verdi.
Kısa bir süre sonra jandarma Sinan ve arkadaşlarının olduğu bölgeyi abluka altına aldı.
Üç kişide silah vardı.
Sinan’da Kalaşnikof silah vardı.
Çıkan çatışmada Sinan Cemgil, Kadir Manga ve Alpaslan Özdoğan vurularak öldürüldü.
Cenazeleri köye getirdiler.
Babası Adnan Cemgil, köylü kalabalığa bir konuşma yaptı.
Bu üç gencecik insan isteselerdi çok güzel bir şekilde yaşarlardı.
Ama onlar sizin geleceğiniz daha iyi olsun diye canlarını verdiler.
Evet.
Sinan Cemgil, Kadir Manga, Alpaslan Özdoğan;
Yoldaşları için, bile bile ve seve seve canlarını feda etmekten çekinmediler.
Mahir Çayan ve on arkadaşı THKP-C örgütü yöneticileriydi.
Deniz Gezmiş ve arkadaşları THKO örgütü yöneticileriydi.
Îdeolojik ayrılık içindeydiler.
Ama Mahir Çayan ve arkadaşları, Deniz’leri kurtarmak için,Kızıldere’de kahpe kurşunlarla delik deşik edilerek öldürüldüler.
Bir birleri için ölümü seve seve göze alan devrimci liderlerimize ve yoldaşlarımıza bin selam olsun.
Onların ışığı yolumuzu aydınlatmaya devam ediyor ve edecektir.
Er veya geç onlar kazanacaktır.
Devrimciler kazanacaktır.
Eşkıya hiç bir zaman dünyaya hükümdar olamayacaktır.
Onlar bizlere bu tarihi görevi yüklediler.
Onlar güneşe gömüldüler, bizlerse hala yaşamaya devam ediyoruz.
Her birinin anısı önünde saygı ile eğiliyoruz.
Yaşasın Devrim ve Sosyalizm.
Yaşasın Deniz’ler, Mahir’ler, Sinan’lar ve tüm devrim şehitlerimiz.
Mimar Mustafa Pınar